Maç mı konser mi meselesi değil!

Pazar gecesi Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın 90. kuruluş yıldönümü nedeniyle verdiği konser vardı. Cumhurbaşkanı Gül, adını taşıyan orkestranın kuruluş yıldönümü konserine katıldı. Orada bulunan gazeteci Deniz Zeyrek’in aktardığı ilginçti: Salon ve konser güzeldi ama protokol sıraları bomboştu. Milletvekilleri davetli oldukları konsere gelmemişti! İlk akla gelen nedir? AKP milletvekilleri hangi klasik müzik konserine gitti ki buna gitsin? Üstelik bu kadar önemli bir derbi maçı varken.

[[HAFTAYA]]

Peki: O konseri Gül değil de Başbakan Tayyip Erdoğan onurlandırmış olsaydı milletvekilleri yine de maçı seyretmeyi tercih eder miydi? Sorunun yanıtı belli: Hepsi konserde olurdu! Demek ki milletvekilleri Gül’ün yeniden cumhurbaşkanı ya da başbakan olacağına ihtimal vermiyor! Neden? Başbakan “Kesinlikle erken seçim yok” dedi. Erdoğan, bu seçim sonuçlarına bakarak cumhurbaşkanı seçilmeyi kafasına koymuştur. Erken seçim yoksa Gül milletvekili seçilip başbakan olamaz. Böylece bir süre Erdoğan parti içinden işaret edeceği bir milletvekiliyle halkın seçtiği cumhurbaşkanı olarak başkan gibi ülkeyi yönetir. Akbulut-Özal formülü yürümemişti, bu yürür mü? Erdoğan kararını açıklamadığına göre bunu düşünüyor olsa gerek.

*

Bu seçimlere güven kaldı mı?

Öyle bir seçim yaptık ki tam da bir deli bir kuyuya taş atmış, 40 akıllı çıkaramamış durumu. Karşımızda 12 yıldır iktidarda olan ve bunun nimetlerini kullanıp iktidarı rant yaratma, paylaşma yeri haline getiren bir parti var ve hiç kuşkusuz yolsuzluk iddialarının ayyuka çıktığı bir dönemde bu şansı kaptırmak istemeyecek. Nitekim, bu korkuyla sivil toplum bile örgütleniyor ve sandık başlarına nöbetçi dikiyor! Oylar sayılırken her türlü maraza çıkıyor. Sayılıp bittikten sonra sonuçlar tartışma yaratıyor ve iş mahkemeye gidiyor. Ama AKP’nin her itirazı kabul edilirken muhalefetin her itirazı reddediliyor! Bilim adamlarının da bu seçimlerle ilgili dikkat çektikleri rakamlar var. Bazı sandıklarda katılım yüzde 100’ün üzerinde. Yani sandığa kayıtlı 267 kişi var, ama kullanılan oy sayısı 321. Nedense bu sandıklardan hep AKP’ye oy çıkmış. İkinci tuhaflık ise geçersiz oylar konusunda. Bu yıl geçersiz oy oranı geçen seçimin iki misli. Bu sandıklarda da CHP’nin kaybı var. Artık bir seçim klasiği haline gelmiş çöpten çıkan yarısı yanık oylar ve tutanaklar ise gani gani.

Uğraşmayalım

Ağrı’dan Ankara’ya, İstanbul’a, Yalova’ya, iktidar kaybettiği zaman mızıkıyor, kazandığı zaman aslan kesilip karşı tarafın itirazını reddettiriyor. Seçimler bu kadar şaibeli ve göstermelik yapılacaksa boşuna üzülmeyelim, yorulmayalım, Asya tipi cumhuriyetlerde görüldüğü gibi “başkan” hep yönetsin, iktidar da babadan oğula geçsin. Hatta Sümeyye de olabilir!

*

Önlem, önlem, önlem!

Hafta sonu evlat acısı yaşadık! Pamir’in kaybı hepimizi kendi evladımız gibi üzdü. Ailesine, yakınlarına sabır diliyorum. Çocuk büyütmenin birinci kuralı, gözünün ucundan ayırmayacaksın. Bunlar öyleydi demiyorum, bu vesileyle hepimizin kulağına küpe olsun. Şimdiki anne babalar pek rahat, ya telefonla oynuyor, ya sağla solla ilgileniyor. Çocuk yürüyen merdivenin üzerinde ters iniyor, orada burada zıplıyor, her an tehlikede. Melekler korur diyorlar. Bazen de koruyamıyor, önlem şart. Boş evde dolu havuz niye? Melek oldu diye avunuyoruz!