Nedim Şener Müjde 62 gazeteci hapiste (!)
HABERİ PAYLAŞ

Müjde 62 gazeteci hapiste (!)

Haberin Devamı

Bugün 3 Mayıs ‘Dünya Basın Özgürlüğü Günü.’ Birleşmiş Milletler 1993 yılı Aralık ayında 3 Mayıs’ın ‘Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ olarak kutlanmasını kararlaştırdı. Tam 20 yıldır kutlanıyor ama basın özgürlüğü dünya genelinde her sene geriliyor. Hele konu Türkiye olunca tablo daha da vahim. Ama bu kez size iyi bir haber vermek istiyorum; Türkiye’de hapisteki gazeteci sayısı 62’ye düştü (!)

‘Terörist gazeteciler’


“Bunun neresi iyi haber?” diyeceksiniz. Sayının bir ara 100’e dayandığını, geçen yıl 80’lere indiğini düşününce insan ister istemez 62 sayısına seviniyor. Bu düşüşe rağmen, Türkiye 39’u KCK-PKK, 7’si Ergenekon, 10’u DHKP-C ve 6’sı diğer örgütlere üye olmak iddiasıyla ‘dünyada en çok gazeteci hapseden ülke’ sıralamasında birinciliği elden bırakmadı. Olumsuz tablo hapisteki 62 gazeteciyle sınırlı değil. 2009 yılından beri 140 dolayında gazeteci hapishaneye girip çıktı. 50 gazeteci de hiç hapishaneye girmediği halde Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yargılandı. Böylece toplamda 250 gazeteci ‘terörist olmak’ ya da ‘örgüte yardım etmek ve propaganda’ suçlamasıyla mahkemeye çıktı ve halen çıkıyor. İktidara göre bu kişiler ‘gazeteci’ değil ‘terörist’. Ama dünya artık buna inanmıyor.

Kongo kadar özgürüz


Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü, 2013 Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda Türkiye’nin 179 ülke içerisinde 154’üncü olduğunu açıklamıştı. Dün de merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’da bulunan Freedom House’un 2013 Dünya Basın Özgürlüğü Raporu açıklandı. 197 ülkede arasında yapılan değerlendirmede Türkiye 56 puanla 120 sıraya girebildi. Raporda Türkiye hakkında ‘kısmen özgür’ nitelemesi yapıldı. İşin en ilginci Türkiye 120’nciliği iç savaş yaşayan Kongo, Fiji, Liberya ile paylaşmasıydı. İşte Türkiye’de basın özgürlüğü işte ‘ileri demokrasi…’

***

Vali Mutlu’dan ‘fevkalade orantısız’ açıklama

Polisin 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen gruplara uyguladığı şiddet ile ilgili İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu iki açıklama yaptı. Birincisi ‘orantısız güç kullanımıyla’ ilgiliydi. Vali Mutlu önceki gün, “Düşene ve kaçana müdahale edilmedi. Bilye atana su ve gazla müdahale edildi. Fevkalade orantılı ve dengeli bir müdahale gerçekleştirildi.” diyerek kendini savundu. Ancak polisin attığı gaz fişeğinin kapsülü ile ağır yaralanan 17 yaşındaki Dilan Alp ile ilgili açıklaması ağır bir saldırı niteliğinde. Mutlu, “Dilan adlı kızımız yaralıdır. Dilan örgüt üyesidir, marjinal grup üyesidir. Biz de kayıtları vardır. Çatışma içindedir. Tam bir radikal mensuptur” dedi. Babası kızının bugüne kadar gözaltına alınmadığını hiçbir örgütle ilişkisi olmadığını söylüyor. Türkiye’de polis herkes hakkında bir rapor tutar. Sadece polis raporuyla insanları suçlarsanız bunun arkası gelmez. Bir an için Vali’nin göstericilere “Fevkalade orantılı güç kullandık” sözüne gülüp geçsek de bir kulağını kaybetme riski olan ve yoğun bakımda kendisini savunamayacak kız çocuğu hakkında söyledikleri en hafif tabirle ‘fevkalade orantısız’ olmuştur.

Başbakan ‘bas gaza’ dedi polis bastı gazı

İstanbul’da 1 Mayıs’ı kutlamak için alanları dolduranlar polisin ağır şiddetiyle karşılaştı. Tam o saatlerde Başbakan Erdoğan, Ankara İskitler’deki lastikçilere çay içmeye gitti. Uğradığı dükkanda lastikçinin bir çocuğu olduğunu öğrenen Başbakan, “Bas gaza” dedi. Bu sözlerin söylendiği sırada İstanbul polisi de binlerce gaz bombasını göstericilerin üzerine basıyordu.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder