Giriş
Siyasi olarak hem fikir olmayabilirsiniz ama. Süheyl Batum hiç tartışmasız Türkiye’nin en saygın hukuk profesörlerindendir. Süheyl Hoca bir ara CHP’den milletvekili adayı oldu. Seçildi. Meclis’e girdi. Gel gör ki sosyal demokrasinin, özgürlüklerin savunucusu CHP yönetimi, Batum’u bir beyanatı yüzünden disiplin kuruluna verdi. Disipline sevk edilme gerekçesi ise evlere şenlikti: “Partiyi kamuoyu önünde doğrudan tartışmaya açmak.”
Bir siyasi partinin hele ki kendisine “solcu” diyen bir partinin halkın önünde tartışılmayı suç görmesi ayıptı... Bir üyesini “Partiyi tartışmaya açtın” diyerek cezalandırmaya kalkması ise utanılacak bir durumdu. Yaptılar. Sonunda ayıbın kralına, utancın alasına imza atarak Süheyl Hoca’yı partiden ihraç ettiler. (Süheyl Batum bu karara itiraz etti. Dava açtı, kazandı. CHP’ye geri döndü.)
CHP dün yine bir milletvekilini, Aylin Nazlıaka’yı disiplin kuruluna sevk etti. Yine kesin ihraç talebiyle. Bu sefer sebep ne? Efendim bir milletvekilinin odasındaki Atatürk portresi indirilmiş...
Aylin Hanım da oradaymış da... Milletvekiline şöyle demiş, bunu oradaki bir başka vekil duymuş... O da gidip başkalarına anlatmış...
Sonuç? Bir siyasi partinin en “ciddi” çalışması gereken organı olan disiplin kurulu CHP’de bir dedikoduya dayanarak toplanacak. Bu da kesmez, dedikoduya dayanarak bir milletvekilini partiden ihraç ederlerse siyaset tarihinde bir ilk yaşanacak. Yakışır! Şairin dediği gibi: “Ne kadar rezil olursak o kadar iyi.” 4 Şubat 2016
