Yazgülü Aldoğan Ne mutlu ki asıl serveti sevgi ve dostlarıymış!
HABERİ PAYLAŞ

Ne mutlu ki asıl serveti sevgi ve dostlarıymış!

Mustafa Koç’un kalp krizi geçirip 112 ambulansıyla Beykoz Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını duyduğum an “hayatta her şey boş” diye düşündüm.

Türkiye’nin en büyük holdingini yöneten, en havalı hastanesinin sahibi Koç’a ilk müdahale, sıradan sayılacak bir devlet hastanesinde yapılıyor.

Kalp bu, beklemez! Hani hep derler ya, ne kadar çok paran, malın mülkün olsa kaç yazar, ne kadar yiyebilirsin, giderken ne götürebilirsin ki? Mustafa Koç doktorlarının yetişip, hatta helikopterle alıp Amerikan Hastanesi’ne götürmelerine rağmen hayatını kaybetti.

Haberin Devamı

Ama ne mutlu ona ki, sadece servet biriktirmemiş, muhteşem dostluklar, koskoca bir başarı hikayesi biriktirmiş, meğer herkesin sevdiğiymiş!

Spor ve doğa düşkünü Mustafa Koç, evlat edindiği yaralı bulunmuş dişi Akdeniz foku Badem ile verdiği sevecen görüntüleriyle kalbimize kazındı.

Üç ‘kızı’ vardı onun

Benim için Badem’in manevi babasıydı O! Yaralı bir Akdeniz fokunun bakımını üstlenmekle kalmamış, onunla iletişim kurmuş, denizde oyunlar oynamıştı.

Bundan çok etkilendiğimi kendisine de anlatmıştım, “Badem, beni tanıyor ve seviyor” derken her zamanki gibi gözlerinin içi gülüyordu.

Herkesin paylaştığı anılara bakıyorum: Ortak kanı, bir ekonomi devini yönetiyor olmasına karşın çok mütevazı oluşu, samimiyeti, sevecenliği.

Bizim onu sevmemiz için çok neden vardı: Atatürk’e ve devrimlerine bağlıydı. Kadın-erkek eşitliği için çalışıyordu ve son konuşmasını da “He for She” kampanyası için Davos’da yapacaktı.

İstanbul Bienalleri’nin sponsoru olmuş, ücretsiz gezilmesini sağlamıştı. Eğitim, kültür, sanata büyük desteği vardı. Gezi sürecinde bütün baskılara rağmen Divan Oteli’ni parkta müdahaleye uğrayanlara açmıştı.

Bu yüzden Koç Holding’in AKP iktidarının hedefinde olduğu söyleniyordu. Ama sonuç olarak Koç, Türkiye’nin en büyük holdingiydi ve öyle kenara atılması kolay değildi.

Nitekim Mustafa ve Ali Koç’un vefattan bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’la programda olmayan bir görüşme yapması da bunun bir kanıtı.

Ölümü, Türkiye’nin ortak gündemiydi Uzun zamandır ilk kez bütün gazeteler manşetlerine aynı konuyu taşıdı: Mustafa Koç’un ani ölümü. Tabii ki her gazete, bunu kendi uslubu içinde gördü.

Haberin Devamı

Kimisi için Koç’un ölümü sadece iş dünyası için büyük kayıptı. Sözcü “Son paylaşımı Atatürk oldu” derken Cumhuriyet “Türkiye Koç’a üzüldü” başlığını kullanmış.

Taraf “Türkiye’nin en zengin işadamı kalbine yenildi” diye yazarken Akit, Milli Gazete, Yeni Şafak gibi referansları din olan gazeteler haberi küçük görüp “Mustafa Koç hayatını kaybetti” gibi düz ifadeler kullandı.

Koç Ailesi, dedeleri Vehbi Koç kadar olmasa da dindardılar ama sosyal projelerinde daha çok eğitime yatırımı tercih etmiş, cami yaptırmaktansa okul yapmak daha hayırlıdır diye düşünmüşlerdi.

Bu da malum çevrelerin pek hoşuna gitmemişti. Hele Vehbi Koç’un kurduğu Türkiye Aile Planlaması Vakfı çok çocuk ve kalabalık nüfus politikası benimseyen AKP iktidarına taban tabana zıt olduğu için çok tepkilerini çekmişti.

Hakkını yemeyelim, en yaratıcı başlık, manşetleriyle ünlü POSTA’nındı, samimi ve hafif külhanbeyi: “Bu gidiş çok erken olmadı mı KOÇ’um?”

Haberin Devamı

Holdingi iki kat büyüttü

Mustafa Koç’un bu kadar hayırla anılmasında sosyal projelerinin yanında, babası Rahmi Koç’tan devraldığı, dedesi Vehbi Koç’un kurduğu holdingte satış elemanı olarak işe başlayıp başarıyla ileri götürmesinin de payı büyük.

Türkiye’nin en küçük kasabasında bile bir Arçelik bayii olduğu gibi, bugün dünyanın her yerinde bir BEKO bayii de var.

Evlerimize ilk buzdolabı Arçelik ile girdi. Beyaz eşyaya erişilebilirlik o sayede oldu.

İlk arabalarımız, beğenmesek de Anadol’du! Hayatımızda turizmden sağlığa, beyaz eşyadan otomotive, nereye baksak Koç Grubu’nun değdiği bir nokta vardır; milyonu aşkın çalışanıyla bir büyük aile. Hepimizin, herkesin başı sağolsun!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder