Giriş
Başbakan Ahmet Davutoğlu açılışları bahane ederek seçim çalışmalarında devletin olanaklarını kullanıyor.
HDP’nin İzmir mitinginden dönerken havaalanı yolunda her yüz metrede bir polis aracı dikkatimi çekiyor. Havaalanında resmi araçlardan içeri girmekte zorlanıyoruz. Hazırlık kıyamet, meğer Başbakan Davutoğlu geliyormuş. Bütün İzmir protokolü hazır. Biraz sonra dev bir uçak indi, TC Başbakanlık yazılı, Davutoğlu ve ekibini indirdi.
Başbakan’ı karşılamak üzere aprona tek sıra dizilmiş insan sayısı 100’e yakın. Gecenin saat onu. Ne oluyor? Başbakan ertesi gün Manisa’da miting yapacak, yani seçim çalışması ama araya iki açılış sıkıştırıp hükümet görevi haline getiriyor. Böylece seçim kampanyasında devletin bütün olanaklarını kullanıyor. Koca uçak, 100 kişilik karşılama.
Bu ne şatafat, ne gereksiz ihtişam? Öteki parti başkanları da seçim kampanyası yapıyor, CHP’nin hazineden küçük de olsa bir ödeneği var ama örneğin HDP’nin yok ve bütün masraflar yardım paralarıyla. Bu mu eşit koşullarda kampanya? Başbakan’ın devlet olanaklarını kullanması yetmedi; Cumhurbaşkanı da durumdan vazife çıkarıyor ve ne olduğu belli olmayan açılışlar icat ederek büyük tantanayla her yere gidip miting yapıyor. Üstelik de kaymakamlar ve valiler “Cumhurbaşkanı geliyor, herkes katılsın” diye genelge yayınlıyor, okullar, kamu daireleri tatil ediliyor. Vallahi Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Milli Şef döneminde görülmedi bu kadarı! YSK seyrediyor, Cumhurbaşkanı ise “Ben yüzde 52’yle seçildim, tabii ki de giderim, tabii ki de konuşurum” diye başka partilerin mitinglerini iptal ettirip eleştirilerle adeta dalga geçiyor.
***
Bravo TOFAŞ, ayıp oluyor Renault!
Bursa Renault’da 12 gündür süren direnişte sonuç alınamamasının nedeni MESS mi?
Otomotiv sektöründe kriz bitmedi. TOFAŞ uzlaşıyor, Ototrim uzlaşıyor da Renault niye uzlaşmıyor? İşçilerin iddiası vahim: “Biz anlaşıyoruz ama işveren MESS’le görüşüyor, MESS iyileştirmelere izin vermiyor” diyorlar. MESS bu sektördeki işveren sendikaları. Bu hikaye öyle klasiktir ki, işçi haklı da olsa, işveren razı da olsa, özellikle işverenin bağlı olduğu işveren sendikası, yol olmasın, örnek olmasın diye işçiye hakkını vermek istemez! Tamamen sömürü düzeni. Zaten işçinin anayasal hakkı olan sendika seçme özgürlüğüne bile taş koymalarından belli. Renault’nun bu kriz sürecindeki tavrı halkla ilişkiler açısından çok kötü. Öyle bir imaj sarsılması ki, bin tane reklam verseler düzeltemezler. O heves edip durduğum kırmızı Clio bile artık bana eskisi kadar güzel gelmiyor. Üstünde işçinin ödenmeyen hakkı var çünkü!
***
Listelerde seçmen kaydınızı kontrol edin
Güvenli seçim sonucu için sandıklar kadar listeleri de kontrol etmek gerekiyor.
Seçimlere iki haftadan az bir zaman kala herkesin kafasındaki en önemli soru seçim güvenliği. Yüksek Seçim Kurulu’nun Cumhurbaşkanı’nın seçim kampanyası yapmasına bile sesini çıkarmaması, seçim güvenliği konusundaki endişeyi haklı kılıyor. Bu kurul oyların değiştirilmesine de göz yumar mı? Elektronik Demokrasi Partisi (e-Parti) Eş Genel Başkanı, Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı, (ki kendisi CHP milletvekiliyken de bu işlere bakıyordu) seçim güvenliği ile ilgili bir rapor yayınladı. Bu raporun SEÇSİS’in iddia edildiği gibi ABD’den ithal değil, Türk uzmanlar tarafından yazılıp HAVELSAN tarafından gerçekleştirilmiş bir sistem olduğunu hatırlatması, yüreğimize su serpiyor. Ancak Emrehan Halıcı’nın tespit ettiği ve YSK’nın düzeltmesini isteği yanlışlar içinde önemli olanlardan biri, on binlerce seçmenin adaylığının listeden düşürülmüş olması ki bunlar hiçbir adres değişikliği veya düzenlemesi olmayan ve kendi bilgisi dışında olanlar.
Listeleri kontrol etmeyi son dakikaya bırakmayın. Oyların sayılması ve elektronik ortama geçirilmesi sırasında olabilecek suistimal ya da yanlışları önlemenin en iyi yolunu Halıcı, kayıtların sistemin tamamen dışında denetlenmesi ve sonuçlarla karşılaştırılması olarak öneriyor. Bunun için de Sandık Sonuç Tutanakları’nın yurttaşlarla paylaşılmasının şart olduğuna dikkat çekiyor. Son yerel seçimlerde Ankara ve Üsküdar’da kazanmış gözüken AKP, kendisinden başka kimi inandırabildi sonuca? Ne Ankara’ya razı olunabildi, ne Üsküdar’a. Hadi bir başkent ve bir ilçeyi sineye çektik de bu kez öyle sindirilebilecek gibi değil. Düşünsenize HDP’nin yüzde 9.8’le baraj altında kaldığını? Halıcı’nın uyarılarına bütün muhalefet partileri kulak vermeli, tabii başta YSK!
