Candaş Tolga Işık Neşet Ertaş (1938 - ....)
HABERİ PAYLAŞ

Neşet Ertaş (1938 - ....)

Haberin Devamı

Ah be Neşet Usta... Bu kadar mı bezmiştin yalan dünyadan? Bu kadar mı usandırdı seni yalandan yüzü gülen şu dünya? Daha bir kaç gün önce “Merak etmeyin” demiştin... Hani gösterecektin bize o kara yüzünü tekrar? Hani söz vermiştin hasta yatağında, bir İstanbul gecesinde Kesik Çayır’ın tozunu attıracaktık yine?

[[HAFTAYA]]

*

Sen hasretlerimizin, yürek burkulmalarımızın, ciğer sızlamalarımızın, özlemlerimizin, aşklarımızın babasıydın... Gidişinle şimdi hepsi öksüz kaldı. “Öksüzün halinden en iyi yetim anlar” derdin ya hani... Sen ki el kadar sabiyken yetim kalmış Neşet: Yokluğunla öksüz kalmış bu halkı şimdi en iyi sen anlarsın.

*

Dağlarından yarım asırdır kan damlayan bir ülkenin çocuklarıyız biz... Nifak tohumları ekmişler gönül dağımıza... Karlı dağlarımız 30 yıldır geçit vermiyor barışa, kardeşliğe, umuda... Her gün eksilip, her gün kaybettiğimiz şu günlerde gitmek zorunda mıydın be Neşet Usta? Hepten yıkık, hepten virane eyledin bizi...

*

Büyük adam olmak için Amerika’da yüksek lisans yapmak... Kültürlü olmak için şehirde yetişmek... Erdemli olmak için zengin çocuğu olmak gerekmediğinin vesikasıydı hiç mektep görmemiş, Çiçek Dağlı Muharrem Ertaş’ın oğlu Neşet... Arkasından ağlayanlara, yas tutanlara bakıyorum da... Hayatı boyunca bir tek Neşet Ertaş türküsü dinlememiş, varlığından bihaber olanlar bile şimdi yokluğunun farkında! Neşet Ertaşsız bir dünya artık burası... Bakın, hastane avlusunda Neşet Ertaş’ı cemevinden mi uğurlayalım camiden mi diye kavga çıkmış dün... En büyük mirası ‘İnsanı insan diye sevmek’ olan bir adamın arkasından... Ah yalan dünya... Yalan dünya... Kimlere, kimlere kalan dünya!!!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder