A. Yavuz Kocaömer Öğrenmeye niyeti olmayanlar
HABERİ PAYLAŞ

Öğrenmeye niyeti olmayanlar

05-12 Temmuz 2015 tarihleri arasında Litvanya’da yapılan Goalball Avrupa Şampiyonası’nı kazanan Görme Engelli Erkekler ve Bayanlar Milli Takımlarımızın bu başarılarını konuşmak için geçtiğimiz hafta bir TV Kanalında Görme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Abdullah Çetin ile Bayan Milli Takımımızın Kaptanı bir spor programını konuk oldular.

Abdullah Çetin görme engelli sporcularımızın başarılarını anlatırken, önümüzdeki yıl yapılacak olan Rio Paralimpik Oyunları’ndan hep ‘Olimpiyat Oyunları‘ diye bahsetti. Tabii Bayan Milli Takımının kaptanı da. Genç olan sunucu da onlara katılınca, ekip tamamlandı.

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Abdullah Çetin’in, goalball’un nasıl geliştiğini, o da yanlışlarla dolu olarak anlatacağına, evvela federasyonun başkanı olarak sporcularının olimpiyat oyunlarına değil, paralimpik oyunlarına katılacağını öğrenmesi gerekir. O öğrenirse, bu konuda görme engelli sporcuları da eğitirse, böyle gerçek dışı deyimleri kullanarak komik duruma düşmez. Kaç defa yazdık, söyledi. ‘Olimpiyat’ diye bir şey dünyada yok artık. Bunun adı ‘Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’.

Hep aynı hata

Bu durum yalnız görme engellilerde geçerli değil. Diğer engelli sporlarından paralimpik oyunlarına dahil olanlar, federasyon yetkilileri ve sporcuları da aynı hatayı yapıyor. Bu da yetkililerimizin konuları inceleyip araştırmadan, televizyonlarda ahkam kesmesine yol açıyor. Gerçi sporlara ilgisi olan birçok bürokratımız, spor yetkililerimiz aynı hatayı yapmaya devam ediyorlar. Bu konuda da görev Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın. Destek vermesi halinde, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ile yapılacak işbirliği sonucunda belki sonraki nesiller böyle hataları yapmazlar.

Engelli vakıf ve dernekler

Ülkemizde son yıllarda engelli insanlarımıza destek olmak, onların yaşamını kolaylaştırmak için dernekler ve vakıflar kuruluyor. Bunların bir kısmı, yöresel olarak faaliyet gösterirken, bir kısmı da ülke çapında etkinlikler yapıyor. Son zamanlarda gerek mail yoluyla gerekse birebir görüşlerimizde çevremizden bazı engelli vakıf ve dernekler ile ilgili hiç de hoş olmayacak eleştiriler alıyoruz. Geçen gün bir yakınımız, İstanbul Anadolu yakasındaki bir derneğe, sandalye bağışı için önemli miktarda para gönderdiğini ama bir daha hiç haber alamadığını anlattı. Bir başkası ise, gönderdikleri mavi kapak ve bağışları karşılığında, bunların nereye harcandığı, kimlere verildiği konusunda bilgi edinemediklerini söyledi.

Haberin Devamı

Denetim şart

Bu sütunda daha önce de benzeri konularda yazılar yazdık. Ancak, illerdeki valiliklerin, il dernek müdürlüklerinin gördüğümüz kadarıyla, belki de hislerine kapılarak ciddi bir denetim yaptıklarını söyleyemeyiz. Böyle devam ettiği sürece vatandaşlarımız düzgün çalışan derneklere de destek olmaktan çekiniyorlar. Bu da bir gerçek.

Ne yapılmalı?

Bu konuyu, yeni hükümet kurulduktan sonra tekrar gündeme getireceğiz. Türkiye çapında bir koordinasyonla, bu tip dernek ve vakıflar kamuoyuna duyurulmalı ve gerekli yasal işlemler yapılmalıdır. Gerçi ‘Minareyi çalan, kılıfını hazırlar’ derler ama, hiç değilse bir başlangıç olur.

Haberin Devamı

Düzeltme

27 Temmuz tarihli köşemizde yayınlanan ‘Metin Oktay’ın İnsanlığı’ köşe yazımızda; ‘Gelelim ikinci anıya’ ara başlıklı yazımda anımı anlatırken sehven 1994 senesi olarak yazılmıştır. Doğrusu 1990 yılıdır.

Güzel Söz: Herkes yanlış yapar, ancak ahmaklar yanlışlarında direnirler.

ÇENGELLİ PANO

‘Yuvasız kuşlar gibiyiz’

Biz Aydın’da yaşıyoruz. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde okuyan 2 çocuğumuz var. Eşim yüzde 99 engelli. Ben de lenf bezlerimden hastayım. Eşimi dolandırdılar ve neyi varsa aldılar. Şimdi kiradayız ve ekmek almaya param yok. Ev sahibinin eski eşyalarını kullanıyoruz. Kira ödemekte gecikince de “Evimi boşaltın” diyor. 20 gün süre verdi. Bana yardım edin Allah aşkına. Ben ne yapayım bilmiyorum. Eşimin maaşı da yok. Borçlardan bunaldım. Allah ne verirse hayırlısını versin. Yardım edin, benim acil eve ihtiyacım var. Evsiz, yuvasız kuşlar gibiyiz. Not: İsim ve adres bizde saklı. İlgilenen okurlarımız 0212 238 71 91 no’lu telefondan bilgi alabilir.

‘Yardım bekliyorum’

Yüzde 64 ortopedik engelliyim. Babam, annem yok. 1 yıl önce evlendim. Eşim meme kanseri, oturduğum ev kira. Birikmiş kiram ve elektrik borcum var. İş arıyorum bulamıyorum. Eşim tedavi oluyor. 1 yıl önce malulen emekli oldum. Evlilik için PTT’den kredi kullandım. Maaşım çok düşük. 714 TL alıyorum, 621 TL krediye kesiliyor. Çok zor durumdayım. Kaymakamlığa gittim “Emeklisin, yardım yapılamaz” dediler. Allah rızası için bana yardımcı olun, gidecek yerim yok. Not: İsim ve adres bizde saklı. İlgilenen okurlarımız 0 212 238 71 91 no’lu telefondan bilgi alabilir.

‘Kıyafete ihtiyacım var’

7 yıl cezam var. Kimsem yok. Eşofman takımı, spor ayakkabı, nevresim takımı ve elbiseye ihtiyacım var. Koyu Galatasaraylıyım. Adnan Özer/ A Tip Kapalı Cezaevi 6.Koğuş Erciş/Van

‘Kimsem yok’

30 yaşındayım, 2 yıldır cezaevindeyim. Cezamın bitmesine daha 3 sene var, ziyaretçim gelmiyor. İhtiyaçlarımı karşılayacak kimsem yok. Maddi ve manevi sıkıntılarım var. Burada el işi yaparak bazı ihtiyaçlarımı karşılıyorum. Siz büyüklerimden maddi yardım, 42 numara ayakkabı, kışlık kazak, mont, S beden eşofman, yazlık kıyafetler ve dini kitaplar rica ediyorum. Metin Kösreci/ 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu/E-6 Koğuşu/Silivri/İstanbul

‘Kitap göndermenizi rica ediyorum’

Önce yaptıklarınız için size müteşekkirim. Köşenizde engelli kardeşlerimize yardım ediyor, duyarsız kişilerin gözünü açmak için yardımcı oluyorsunuz. 26 yaşındayım, 3 yıldır cezaevindeyim. Suçum bilişim suçu; siber suç nedeniyle cezaevinde yatıyorum. Buradaki koşulları dikkate alırsak, bulamadığım bilim kitapları ve her türlü bilim dergisi göndermenizi rica ediyorum. Erhan Kızılgöz/ 4 no’lu T Tipi Kapalı Cezaevi İnfaz Kurumu A/ 6 Aliağa/İzmir

Sıradaki haber yükleniyor...
holder