Giriş
Hak ihlali sebebiyle Ankara’dan tıpış tıpış dönen davalar, Türk Adliyesi’ni daha titiz davranmaya sevk edebilirse “paralel” denen davada aynı hatalar tekrarlanmayacaktır sanırım. Aksi halde rövanş. Daha sonra rövanşın rövanşı. Daha sonra da rövanşın rövanşının rövanşı. Sonu yok ki.
[[HAFTAYA]]
Gözaltına alınma biçiminden tutun, istiskal ve teşhire kadar, kelepçe’den tutun, yargılama ve infaz sürecine kadar, artık bütün davaların kutsal hukuk kuralları içinde yürüyeceğine inanmak istiyoruz. Hiçbir Silivri mağduru “ben çok çektim, bunlar da çeksin” demez. Ama müdahil olacaklardır... Elbette.
Kin davası gütmeden, herkes hakkını arayacak. Bedrettin Dalan ne diyor? Yakalama emrini kaldırın diyor. Tabii ki diyecek. Yeni gözaltılar ve muhtemel tutuklamalar, Dalan hakkındaki o kararı hükümsüz kılmıştır. Fakat yine söylüyorum. Hiçbir Silivri mağduru “keşke Dalan gibi ben de kaçsaydım” demez. Esasen kaçtığı yerde Dalan’ın mutlu yaşadığını da kimse söyleyemez. Çeken bilir.
*Uzatmayalım. Şimdi yapılacak ilk iş, gözaltındaki bu polislere, amirlere, müdürlere “hiçbir hak ihlaline uğramayacaklarına dair” güven duygusu vermek, böylece de tansiyonu düşürmektedir. Önce bu. Rüzgar
