Özlem ve saygıyla

Birkaç haftadır yine mail kutumuz, atanmak isteyen psikolojik danışmanlarının yardım isteyen talepleriyle doldu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nu dilekçe yağmuruna tutan branş öğretmenlerine destek vermek için taleplerini bu köşeden duyurmalarına destek vermek istedim. Onlar şunları söylüyorlar; “Bizler atanamayan bir avuç psikolojik danışmanlarız.

Hani Türkiye’nin gerçekten de ihtiyacı olan yalnızca okullarda değil her yerde ihtiyacı olan psikolojik danışmanlar. Öncelikle rahatsız olduğumuz konudan başlamak istiyoruz. Alanında yeterli sayıda uzman psikolojik danışmanlar varken alan değişikliği ile yerimize geçirdiğiniz 5 bin 120 sınıf öğretmenini ve alan dışı atamalarda ataması yapılan felsefe ve sosyoloji mezunlarını meslektaşımız olarak görmek istemiyoruz.

[[HAFTAYA]]

Bütçe görüşmelerinin yapıldığı bugünlerde ülkemiz için öncelikli olanlardan en önemli eğitime bütçe ayrılmasıdır. Bakanlığı verdiği resmi öğretmen ihtiyacı 121 bin 763 olmasına rağmen bizler hala işsiz, dolayısıyla eşsiz ve aşsızız. Atama bekleyen 300 bin öğretmen olarak Şubat ayında en az 40 bin branş öğretmeni ataması haberini bekliyoruz.

Gerçekleştirilmeyen her atama, ertelenen hayat, hayal ve eğitimde aksaklık demek. Lütfen telafisinin olmadığı bu zor durumlardan hem eğitimlerimizi hem ülkemizi kurtarmak için sizler de elinizden geleni yapın ve 40 bin atamayı bize müjdeleyin.” Bakalım, Meclis bu çağrıya nasıl yanıt verecek? Dün 10 Kasım’dı. Ölümünün üzerinden yıllar geçtikte Ulu Önder’in engin düşüncelerinin değeri çok daha iyi anlaşılıyor.

Aslında Atatürk’ü anlamak ve sevmek, bir düşünceyi anlamak ve sevmek demektir. Türk tarihinde Atatürk’ün kişiliğinde beliren, yalın bir gerçekçilikle açığa vurulan bu düşünce, çağdaş uygarlık düşüncesidir. Büyük Önder’in devrimlerinin esin kaynağı olarak değerlendirdiği Büyük Şair Tevfik Fikret’in de ifade ettiği gibi “Sen, ilke ve devrimlerinle ruhumuzu, benliğimizi, idrakimizi besleyecek; bize miskinlik verecek ne varsa bizi ondan uzaklaştırıp sonsuza kadar diri kalmamızın kaynağı olmaya devam edeceksin!” Büyük Önder’i ölümünün 76’ncı yılında bir kez daha özlem ve saygıyla anıyoruz.