Yazgülü Aldoğan PKK'nın terör atağı ve 400 vekil meselesi
HABERİ PAYLAŞ

PKK'nın terör atağı ve 400 vekil meselesi

Haberin Devamı

Seçim sonuçlarının alındığı 8 Haziran’da en mutlu kimdi? Kürtler ve AKP muhalifleri. HDP barajı aşıp 80 milletvekili ile meclise girmiş, AKP tek parti iktidarını kaybetmişti. Doğal olarak da en mutsuz kimdi? 13 yıllık iktidarını kaybedip koalisyona mahkum olan AKP ve 400 milletvekili ile başkanlık sistemine geçmeyi hayal ederken HDP’nin barajı aşmasıyla büyük düş kırıklığına uğrayan RTE.

Haa, bir de hiç aklımıza gelmemişti ama PKK! Çünkü PKK, Kürt nüfus üzerindeki hakimiyetini silahla sürdürmek ve iktidarını siyasi gruba kaptırmak istemiyordu. İktidar demek çıkar, para, hakimiyet demek. PKK silahlı mücadele dönemi bitmiştir söylemi tutturan Apo’yu bile takmıyordu artık ve sadece Kandil’den yönetiliyordu. Kandil ilk ayarı HDP’ye verdi.

Demirtaş’ın her demecine karşı demeç yapıştırdı. RTE de boş durmadı, seçim sonuçlarını görmezden geldi, “tekrar seçim”i dillendirdi; koalisyon görüşmelerini baltaladı ve kurulmasına izin vermedi. Zaten istediği “kaos” da başlamıştı! “Karanlık eller” kaynaklı Suruç saldırısı, IŞİD’e vuruyoruz derken Kandil’in bombalanması ve PKK’nın terörü giderek tırmandırıp iki günde 30’u aşması.

Türkiye 8 Haziran’daki sevincini toprağa gömmüş, artık kaybettiği askerine, polisine ağlıyor. Bu ülkeye demokrasiyi, sevinci, barışı çok gördüler. Kan üzerinden siyaset yürütenler, timsah gözyaşı dökerek şehitlere ağlarken asıl acı çeken babalarına hakaret ediyor, yakınlarını hakaret etti diye gözaltına aldırıyor. Ve hatta 1 Kasım sonuçlarının tanınmayacağı açıkça söyleniyor. Aç gözünü de gör Türkiye. Oynanan oyun budur. HDP’nin ortak hedef haline getirilmesi ve devletle PKK arasına sıkıştırılması, ortalığın kana bulanmasının nedeni de budur.

Tuttuğunuz yol, yaptığınız iş yanlış!



Kürt diye Atatürk büstü öptürüldü

Yaşadığımızın bir kabus olmasını umuyorum, ne yazık ki değil. Adamın Facebook sayfasında peşmerge kıyafetli fotoğrafını koyduğunu görünce yakalayıp, dövüp, bir de okulun bahçesindeki Atatürk heykelini öptürmek ne demek! Atatürk mezarından kalkıp yüzünüze tükürecek! O adam da dağa gidip PKK’ya katılacak! Zenci kovalayan Klu Klux Klancılar bile bu salaklar kadar cesur değildi, yüzlerini gizliyorlardı, çünkü yakalanma korkuları vardı. Bunlar ortalıkta, çünkü bir tekini bile alan yok.

Devlet otoritesi yok

Gezi’de yaptıkları gibi yürürken gördüğünün kafasına fişek atan, gözünü çıkaran, biber gazına maruz bırakan, su sıkan polis gitti; sakin bir gözlemci geldi, seyrediyor! Bu kahramanlar da o kadar cesur madem, sokaktaki, tarladaki, inşaattaki garibana saracağına, dağa çıkıp PKK’lı kovalasa ya bir zahmet? Görüntüler insanlık dışı. O dövdükleri, sövdükleri insanların gözlerindeki kin ve nefret elle tutuluyor. Yanlış yoldasınız ve üstelik sırtınız sıvazlanıyor. Türkiye’nin başaşağı gitmesi kimin işine yarar? Biz Türklerin değil herhalde. Terör de böyle bitmez, tam tersine azar!

Yapanın yanına kar

Ayrıca önemli bir soru: Yurdun çeşitli yerlerinde “cereyan eden” linç girişimi, parti ve gazete binaları da dahil olmak üzere yakma, yıkma, saldırı taşkınlık gibi olaylarla insana, mala mülke zarar veren, kamu huzurunu bozan kaç kişi gözaltında? Yeni İçişleri Bakanı mı olur, Başbakan mı biri yanıtlasın lütfen, eğer hâlâ DEVLET OTORİTESİ var ise? Saldırıya uğrayan Hürriyet binasında yıllarca çalıştım. Gitmesi gelmesi zordur, tıpkı Ankara’daki matbaa gibi. Demek ki bindirilmiş kıtalar getirildi, saldırtıldı, geri götürüldü! Bizzat AKP tarafından. Başlarında vekil var. Bu mudur? Cumhurbaşkanlığı ve AKP Genel Merkezi mi fıştıklıyor saldırıları? Ya da MHP-BBP, Saadet mi? Kurt kafası, baş parmak işareti, tekbir sesleri. Güvenlik güçleri seyrediyor, jandarma neden sonra gelip ölüm olmadan engelliyor. Teşekkürler, yaşadığımız KAOS için. Yapanın da yanına kâr kalıyor!

Macarlar ne faşist çıktı!


Petra Laszlo! Ne kadın, ne gazeteci, ne de insansın!

Suriye, Irak, Afganistan’dan kaçan sığınmacılar Türkiye üzerinden Avrupa’ya kapağı atmaya çalışırken Macaristan’da faşizme takıldılar. Günlerdir yedikleri dayak, gördükleri kötü muamele medyada. Hem de kadın televizyon kameramanının görüntü almak için bulunduğu olay mahallinde, polisin elinden kaçan bir sığınmacıyı çelme takarak yere düşürmesi kanıma dokundu. Kucağında çocuğuyla yere kapaklanan sığınmacıya bir de tekme atmadığı kalmış diyecektim ki videoyu seyredince midem bulandı, meğer öncesinde de epey bir tekme sallamış önüne gelene! Petra Laszlo’nun bu görüntüler üzerine çalıştığı kurumdan kovulmuş olması öfkemi hafifletmiyor; bu meslek önce insan sonra gazeteci olmayı gerektirir. Gazeteci, olay yerinde ancak can kurtarmak amacıyla müdahil olabilir, saldırmak da ne demek, üstelik de zor durumda olana!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder