Yazgülü Aldoğan Sanat yatağında resim soslu balık
HABERİ PAYLAŞ

Sanat yatağında resim soslu balık

Onu önce siyah beyaz fotoğraflarıyla tanıdık. Sonra çini mürekkebini de kattığı resimleriyle. Kıpkırmızı narlarıyla! Şiirleriyle! Ama o bunların hepsinin ötesinde, müthiş bir aşçıydı! İtalyan asıllı Fransız Daniel Colagrossi, bunların da ötesinde bizim için asıl “Enişte”! Çünkü can dostumuz, arkadaşımız Mine Kırıkkanat’ın aşkı, eşi.

[[HAFTAYA]]

Körle yatan şaşı kalkar misali, Daniel de bir sanatçı ile yaşaya yaşaya sanatçı oldu. Hem de tipik bir aşçı olarak, tüm marifetlerini karıştırıp ortaya şaheser bir yemek gibi sunarak: NDS Fransız Lisesi’nde açtığı son sergisi böyle bir şey. Bir resim sergisi desen, yetersiz kalır. Yemek tarifleri desen, sanki birer hayal ürünü ama yaptığın zaman parmaklarını da yiyorsun. Ve aslında o tariflerin içinde çok da keyifli bir mizah saklı! “Tempura hamurunda çingene palamutu” tarifi en sadesi örneğin ama “Kırmızı Biber Sosu eşliğinde Deniz Börülceli Istakoz Kuyruğu”, en sofistikesi.

Haberin Devamı

Daniel’in balıklı mönüleri çoktan satılmış bile, ama hâlâ alıcısını bekleyen “Kendini Kandırma Külkedisi, Balkabağın yandı!” isimli serisine bayıldım; asık suratlı kalkan balıklarına da. Zaten Fransızlar için yemek ve sofra da sanatın ta kendisidir ve tabağa konulan yemeğin de sadece tadı değildir önemli olan. Daniel Colagrossi’nin tadımlık yemekleri bu aralar okulun sadece sergi salonunda duvarları süslemiyor; yemek sanatı seminerleri olarak öğrencilerle de tanışıyor. Bu sıradışı sergi, sadece beyninize değil, midenize hitap etmesiyle de farklılaşırken aslında belki de asıl yüreğinize dokunuyor!

Tayyip’in sarayı daha yapılmadı!

Şu aralar herkesin aklı karıştı, RTE nerede oturacak? Oyun içinde oyun döndürüldüğünden kafamızın karışması normal. Ak-Saray meselesi kamuoyunun gündemine her şey olup bittikten sonra giriverdiği için şaşırdık tabii. Şimdi makarayı geriye doğru sardıkça anlaşılıyor ki Tayyip Erdoğan burayı sadece kendisi için düşünmüş ve o zaman başbakan olduğu için de Başbakanlık diye yaptırmış. Ne olur ne olmaz, başbakan kalırsa diye. Cumhurbaşkanı seçilince başbakanlık lafı hop kalkıverdi, Cumhurbaşkanlığı Sarayı oluverdi. Böylece “Ankara’nın merkezindeki Başbakanlıkta törenleri sokak ortasında yapıyorduk, onun için buraya geçtik” gerekçesi tuhaf kaçıyor. Cumhurbaşkanlığı Çankaya Köşkü’ydü, orada oturmak istemeyebilirler ama görev için yeterliydi, kabul dışında ne görevi var cumhurbaşkanının? Zaten Gül Ailesi de orada oturmamış, Dışişleri Bakanlığı konutunu boşaltmamıştı.

Haberin Devamı

Başbakan ise anlaşılamayan bir nedenle hiç bir konuta taşınmamış, Keçiören’de kiralık bir dairede oturmuştu ki, gereksiz tevazuydu! Şimdi onu hatırlatıp “Ben kirada oturdum” diyor ama kamuoyunda yanlış anlaşıldığı haliyle Ak- Saray’da oturmayacak; orası çalışma mekanı. Atatürk Orman Çiftliği’nin ne ormanı, ne adı kalmış arazisinin üzerinde 250 odalı bir başka saray yapılıyor, orada oturacakmış; bir başka köşeye de Sinan’ın çakması bir camii inşa ediliyor, yani tam bir külliye. O bin odada cumhurbaşkanının hangi personeli ne yapacak, kiralık daireden saraya nasıl zıplanacak, sadece bizim değil, elin adamına bile mizah konusu oluyor; anlatıyor, yazıyorlar maalesef; çünkü RTE, Brunei Sultanı değil. Türkiye’nin ciddi bir bütçe açığı var ve buraya harcanan para da göze batıyor.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder