Sanatçının kıymetini bilmek

Arkadaş hatırına (Atilla Dorsay) Beylikdüzü TÜYAP’taki Onur Ödülleri gecesine katılmak için iki saat geçirdiğim otobüs yolculuğunda bir kitap bitirdim! Neyse ki seveni çok: Nazlı Eray, Ahmet Ümit, Firuzan gibi yazarlar; Türkan Şoray, Müjde Ar, Filiz Akın, Işıl Yücesoy, İzzet Günay, Gülsen Tuncer gibi sinema oyuncuları ve pek çok plastik sanatçıyla salon ışıl ışıl parlıyordu! Ne mutlu Onur Yazarı Atilla Dorsay’a. Gecenin diğer ödül alan sanatçılarından Nevhiz Tanyeli’nin “Kolayca ölünen bu ülkede suya düşmüş serçe gibi çırpınıp bu yaşıma kadar hayatta kalmayı başardım” demesi içimi acıttı.

Kaçırdığımız Coşkun

Bir başka onur ödüllü sanatçı Salih Coşkun’u ise çoğumuz tanımıyorduk. Kendisiyle daha sonra Mine Kırıkkanat’ın evinde tanıştım. Yürek acıtan bir başka öykü: Coşkun 1980 darbesinden sonra Nazım Hikmet’li bir para yaptığı için Türkiye’den kaçmak zorunda bırakılmış bir heykeltraş ve ressam. Her şerde hayır vardır; bugün bronz, ağaç heykelleriyle Fransa’nın en iyi 100 sanatçısı arasında yer alıyor!

[[HAFTAYA]]

Ama Fransa’da değeri anlaşılana kadar metroda yatıp kalkıyor, “Louvre Müzesi durağını seçiyordum” diye gülüyor! Sonra önünde kapılar açılıyor. Coşkun’a Fransızlar o dilde okunuşuyla Koskün diye hitab ediyor. Onun da galiba Küskün’ü çağrıştırdığı için bu hoşuna gidiyor. Ve hâlâ “Küskün” ki, Mine’nin “İstanbul’a geri dön” sözüne hiç kulak asmıyor!

İşin içinde takas filan mı var?

Bugün Anayasa Mahkemesi önünde saat 13.00’de bir basın açıklaması yapacak olan sanık yakınları, mahkemenin İstanbul Askeri Casusluk Davası hakkındaki kararını bir an önce vermesini isteyecek. Anayasa Mahkemesi’ne ilk başvuruyu on ay önce yapan mağdurlar hala haklarında bozma ve yeniden yargılanma kararı verilmesini bekliyor. Raportör çoktan kararını yazdı ama mahkeme konuyu bir türlü gündemine almıyor. Balyoz, Ergenekon gibi davaların sanıkları çoktan özgürlüklerine kavuştu. Bu davanın kumpas deliller ve onur kırıcı ithamlarla yargılanan sanıkları ise hâlâ içerde! ‘Acaba bir takas için mi bekletiliyorlar’ kuşkusu ise yüreklerde!

Kuyruklu yıldızın üstünde!

İnsanlar kuyruklu yıldızları hep merak ettiler! Kuyruklu yalanlara inanmayı sevdikleri için olsa gerek? Siz bu yazıyı okurken muhtemelen dünyanın en önemli uzay buluşmalarından biri daha gerçekleşmiş ve bir kuyruklu yıldızın üzerine bir uzaykondu yapılmış olacak! Böylece on yıllık bir seyahat de sona erecek, çünkü Philae uydusu, kuyruklu yıldıza varmak için on yıldır yolda! Onu taşıyan uzay aracının adı (benim adımın İtalyancası) Rosetta. Size geçenlerde görmenizi tavsiye ettiğim “Yıldızlararası” filminde de uzaydaki en hızlı yolculuğun ancak ışık hızından daha hızlı olan kara delikin içine girilerek yapılmasının mümkün olduğu vurgulanıyordu. Bunları dün Turkcell’in Teknoloji Zirvesi’nde de Japon bilim insanı Michio Kaku ile konuştuk. Sanki burada olanları biliyormuş gibi “Ülkelerin teknolojiye daha çok yatırım yapması gerekir; bilim refahı getirir. Teknolojiyle savaşacağınıza o dalgaların üzerinde sörf yapın” derken Turkcell’in CEO’su Süreyya Ciliv “Ben başarılı olduysam fen lisesinde okuduğum için; bize bilimi sevdirdiler” diye ekliyordu. Bizim siyasetçiler ise ‘bilim yerine din’ diyor. Fen lisesi yerine imam hatip lisesi açıyor. Kuantum fiziği ve uzay yerine cenneti düşlüyor! Tövbe tövbe...