Savaş 'vekaleten' ölüm 'asaleten

Kepenkler paramparça oldu. Tahir Elçi Terörün nasıl küreselleştiğine dün bir kez daha şahit olduk. Suruç’ta, Ankara’da, Paris’te olduğu gibi şimdi de İstanbul’da Sultanahmet meydanında yabancı bir terörist, dokuzu Alman, ikisi Güney Koreli 11 kişinin ölmesine 15 kişinin yaralanmasına yol açtı. Suudi Arabistan uyruklu Suriye’den gelen bir terörist İstanbul’un ortasında Alman, Norveç ve Peru vatandaşlarının bulunduğu kalabalığı hedef alabiliyor. İşte terörün küreselleşmesi budur.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, olayı Suriye’de 5 yıldır devam eden iç savaşın ikinci perdesi olarak sürdürülen “Vekalet Savaşlarının” yansıması olarak açıkladı. “Vekalet Savaşları” nedir diyecek olursanız bizim yıllarca “taşeron” dediğimiz, başka ülkelerin kullandığı örgütlerin yaptığı terör saldırıları olarak cevaplayabiliriz. Evet birinci perdesi “iç savaş” olan Suriye’de, senaryonun ikinci perdesi büyük güçlerin arkasına gizlendiği vekalet savaşlarıdır.

Ancak uzun zamandır üçüncü perde sergileniyor. Nerede? Yalnız Suriye’de değil, Suruç’ta, Ankara’da, Paris’te, Susa’da, California’da, Londra’da. Yani artık büyük ülkeler de vekalet savaşında kullandıkları terör örgütlerinin hedefinde. Almanya, Fransa, Tunus, Washington, İngiltere alarmda. Durum iç savaştan sonra vekalet savaşlarının Türkiye’ye yansıması değil artık terörün küreselleşmesidir. Bunu anlamalı, buna göre yaşamalıyız. Her an birimiz kurban olabiliriz.

Teröristin kimliğinin, hedef alınanların milliyetinin önemi kalmadı. Bir ülke vatandaşı bağlı olduğu terör örgütü adına dünyanın her yerinde eylem yapabiliyor. Hedefin kendi ülkesinin vatandaşları ya da başka ülke vatandaşı olması fark etmiyor. Artık dünyanın hiçbir yeri kimse için güvende değil. Halkın vekalet verdiği politikacılar ise büyük koruma duvarları arkasında güvendeler. Çoluk çocuk, yaşlı genç masum insanlar hedefte. Evet savaşlar vekaleten ama ölümler asaleten.