Giriş
Uzun zaman oldu, araya benim orman-deniz konseptli, ofis insanından doğa insanına turistik geçiş tatilim girdi. Sonra yine yazıişlerinin yoğun ve stresli gündemine daldım. Açıkcası; geleli çok oluyor da köşeye çekilecek zaman bulamadım ya da beceriksizlikten zaman yaratamadım diyelim.
Gerçi bu itirafı okura yazmak kimine yanlış gelebilir, ama bu köşedekinin genel geçer yanlış/doğru algılarıyla zaten kendini bildi bileli sorunu var. Durum budur sevgili okur, tekrar merhaba. Arada sırada olacak aralar için ise; şimdiden özür
ALİ TATAR ŞEHİTTİR
Ergenekon davasının çekirdeği olan Poyrazköy davasının sanıklarından biri de Deniz Yarbay Ali Tatar’dı. 42 yaşındaki Ali Tatar, kendisini gözaltına almaya gelenlere teslim olmayıp evinde intihar etmişti. Geride eşi ve küçük kızı Gökçen’e “Başınızı öne eğdirecek hiçbir şey yapmadım. O deliğe girmektense ölmeyi tercih ederim” satırlarının olduğu bir mektup bırakmıştı.
Geçen cuma, bu davanın 83 sanığı da beraat etti. Bizim ısrarla savunduğumuz ve karşılığında iktidar ve yandaşları tarafından ‘Darbeci’ diye suçlandığımız gerçek mahkeme tarafından da tescillendi. Davadaki deliller sahte olarak üretilmişti.
Ali Tatar, bu ülkenin karşı karşıya kaldığı, en büyük terörist faaliyetlerden olan bir kumpasta şehit olmuştur. Ölümüne neden olan teröristler de bellidir! Uyduruk, manşetlerden, gazetelere ‘terör soruşturması’ açabilecek kadar ‘yetenekli’ savcılara arz olunur!
1 NUMARA
Ergenekon sürecinde yüzlerce kişiyi hapse tıktılar. İki-üç çürük elmayı davanın içine tıkıp onlarca masum insanın şerefi, haysiyeti ile gözlerini kırpmadan oynadılar. Hayatlarını gasp ettiler, daha ötesi kimilerini de canlarından ettiler. İstediklerine kavuşup, arkasından ‘Kandırıldık’ deyip geçtiler. O zamanlar can ciğer kuzu sarması oldukları, paralel tetikçilerine de bu aşağılık kumpasın faturasını kestiler.
Bitti gitti! Eski paralel dostlarıyla el ele verip yaptıkları zalimlikleri eleştirenlere, gerçekleri yazanlara o zaman ne diyorlardı: ‘Darbeci.’ Kim haklı çıktı: ‘Darbeci diye iftira attıkları.’ Şimdi peki onlara ne diyorlar: ‘Paralelle ortaklar. Hainler.”
Bu arada; hatırlarsınız, Ergenekon’un ‘1 numarası’nın kim olduğu bir türlü bulunamamıştı. Gerçi zaten artık dava falan da kalmadı. Ama bir gün, açılacak davanın iddianame özeti bu olacak. Ve bu ülke ‘1 numaralı’ haini görecek
ALLAH'TAN KORKUN
- Bir gazeteye saldıran gruba önderlik yapacak, gazeteci dövmekten bahsedip dayılanacak çaptaki bir zibidiyi, sen çok değer verdiğini iddia ettiğin millete vekil yap, eşkıyalık yaptıktan sonra ödüllendirip halkın partisi dediğin partinin divan katipliği ile ödüllendir, tek uyarı yapma, haddini bildirme...
- Yandaş gazetende ‘Sinek gibi ezeceğiz. Hayatta kaldığına şükret’ diye gazeteciyi ölümle tehdit eden, önüne geleni ‘hain’ diye hedef gösterip can güvenliklerini hiçe sayan başka bir zibidiyi kalemşör eyle, baş tacı et...
- Gazete patronunu ‘Senin tırnaklarını, dişlerini sökeriz’ diye tehdit eden başka bir çapsız zibidi, senin İstanbul milletvekilin olsun....
- Maaşlı oldukları artık belgelenmiş, sağır sultanın bile bildiği AK Trolleriniz, gazetecilere ağızlarından salyalar aka aka kudurarak saldırsın...
- Futboldan sigaraya kadar her konuda görüş beyan eden lideriniz ağzını açıp tek kelime etmesin..
- Sonra git, New York’ta dünya medyasına ‘Bizim ülkede basın özgür’ diye hava at.
- Partinin kurmayları arka arkaya ‘Ahmet Hakan’a saldırıyı kınıyoruz’ diye mesaj yayınlasın...
- Allah’tan korkun. Samimiyetsizliğinizi yazarken, benim yüzüm kızarıyor...
SİZİ GİDİ HAİNLER
İktidarlar eskiden köylere elektrik, su götürür, yol yapar, okul açardı. Ama 13 yıllık AKP iktidarında dedikleri gibi öyle büyüdük, öyle geliştik ki. Yol, su, elektrik götürecek, okul açacak köy kalmadı. Hepsinin her bir şeyi tamam.
Hepsi adeta birer küçük şehir imkanına sahip. Sanırım, köylerin şehirlerden eksik bir şeyi kalmasın diye AKP bu kez de köylere biber gazı hizmeti vermeye başladı. Sivas Suşehri’nde eylem yapan yaşlı köylülere biber gazı ile müdahale etmenin tek izahı bence o.
Gönülleri kalmasın, kendilerini şehirli gibi hissetsinler diye. Tamamen AKP’nin halkçılık stratejisinden.
Böylesine dev hizmeti karalamaya çalışanlar ancak ‘bölücüdür’, haindir. Büyük resmi görün. Ülkemizde iç mihraklar harekete geçip karalama kampanyası yapıyor. Amaç; AKP gibi bir hizmet partisini zorda bırakmak. Bu hainlere yanıtı halkımız verecektir inanıyorum.
NOT:
Üstteki yazıda, yandaş nasıl olunuyor bir denemek istedim. Aslında kolay. Beyne giden damarları tıkıyorsun. Şeref, haysiyet falan bir kenara bırakıyorsun. Sürekli yalakalık yapacağın şeyi nasıl poh pohlarım odaklı düşünüyorsun. İçine biraz sahte vatan, millet aşkı falan katıyorsun.
Eh sonuçta ‘yandaş kalemine’ ulaşıyorsun. Mide bulantısı için de eczaneye gidiyorsun. Basit yani..
