Yazgülü Aldoğan Şehitlerin rütbeleri yükselecek
HABERİ PAYLAŞ

Şehitlerin rütbeleri yükselecek

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı 23 Nisan’da çocukları kabul ettiği törende bir şehit yetimine terörle ilgili soru sordurdu. Çocuk duygulanıp ağlamaya başlayınca bekledim ki yanına çağırır, bir sarılıp teselli eder. Sadece Filistinli çocuklara mı ağlar? Biraz şefkat yahu! Neyse, bundan böyle şehitlerin ailelerine verilen maaşların terfileri hesaplanıp artırılacağı açıklamasını yaptı da bir vefasızlığın düzeltileceğine sevindim. Şehit olan subay terfi almış olacak. Babam, yüzbaşıyken şehit oldu. Annem uzun yıllar ailemizi, yüzbaşı maaşı üzerinden bağlanan aylıkla yaşatmak zorunda kaldı. En acısı ise annem, GATA’nın huzur evinde kalmak istediğinde yaşandı. İki yıl geçti, bir türlü sıra gelmiyor. Hizmet süresi az diye puanı eksik kalıyormuş! Şehitlik en yüksek mertebe değil miydi? Kendi mi ölmek istedi de hizmet süresi az?

Aileleri iyi yaşasın

Şehitlerimizin sayısı giderek çoğalırken unutmayın ki onlar için en büyük sıkıntı vatan millet için canlarını vermek değil, arkada bıraktıkları ailelerinin nasıl yaşayacağıdır. “Terörle mücadele sürecek” kararlılığı gösteren iktidarın, o ailelerin yaşamını babaları varmış gibi sürdürebilmeleri için ne lazımsa yapması da şart. Bunu düşünmeleri iyi olmuş.


Saray’a konuk gitti, duygulanıp ağladı, gözyaşını silen olmadı.

Hem kolay, hem zor, hem imkansız!

Yönetilmesi zor, hatta imkansız bir halk. Kural sevmiyor, kurala uymuyor, kuralı yıkmanın keyfini yaşıyor ya da kuraldan haberi yok! Trabzonsporlu taraftar da böyle, bisiklet yarışının ortasında, Sirkeci’de bebek arabasıyla karşıdan karşıya geçmeye çalışan anne de böyle! İlla engel, illa dayak, illa gaz gerek! Aslında sadece ceza yeter. Ama yapanın yanına kâr kalıyor tecrübesi sabit. Bu halkı yönetmek çok zor. Ama bir yandan da çok kolay. Hamasetle gaza geliyor; din iman, millet, bayrak dedin mi bayılıyor. İhtiyacı olsun olmasın, beleş mezar versen giriyor! Kısa vadeli çıkar hesabı yapıyor; yani yönetmesi de çok kolay oluyor!

Devlet destekli bayram sövgüsü

Hafta sonunu bir bayram kutlama-kutlamama biçiminde geçirdik. 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı AKP iktidarı pek sevmiyor. Miniklerin yaptığı gösteriler hakkında ne düşündüklerini Cübbeli Ahmet Hoca namıyla anılan bir “fake din adamı” dile getirmiş, çocukların ne çıplak oldukları kalmış, ne kızlı erkekli dans ettikleri. Hastalıklı bir kafa Cumhuriyet’e, Atatürk’e, uygarlığa sövmüş, saymış. Bu sapkın tarikat şeyhinin tam da 23 Nisan’da düzenlediği sözüm ona dini temalı tören, Başbakanlığa bağlı TİKA ve Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından maddi manevi desteklenmiş. Omuz silkip geçelim ama bizim vergilerimizle, bizim devletimiz tarafından sırtı sıvazlanarak yapılınca acı veriyor!

Amedspor ve FB’nin başına gelen aynı!



Protokol tribününde dakikalarca linç edilen Amedspor yöneticilerine yardım eden çıkmadı.

Aslında manşetten verilmesi gereken futbol terörü gazetelerin spor sayfalarına sıkışıp kalmış. Böyle bir rezillik spor olayı değil ki! Trabzonlu bunu hep yapıyor! Kendi kafasında olmayan, hoşuna gitmeyen birilerine saldırıyor, öldürüyor! Takımları Fenerbahçe’ye yeniliyor diye tel örgüleri yıkıp sahaya girmek hakeme tekme tokat saldırmak kendi oyuncularına ana avrat küfretmek bu holiganlarının sırtlarının sıvazlanmasından kaynaklanıyor olmasın?

Kürt diye linç

Ya Amedsporlu yöneticilerin Ankara’da protokol tribününde linç edilmeye kalkışılması? 10 dakika boyunca, Ankaragücü atkılı holiganlar (oraya nasıl girdilerse?) tahta ve demir çubuklarla insanları dövüyor, üç yöneticinin burnu kırılıyor, biri 2.5 kat aşağı atılıyor! Amedsporlu yöneticilerin başına gelen FB’nin başına gelenle aynı şey. Onlar da deplasmanda, Ankara’da, Ankaragücü’nü yeniyor ve ev sahibi takım, misafir takım yöneticilerini korumak bir yana, dövüyor! Adamlar gittikleri her yerde dayak yemekten şikayetçi. Futbol Federasyonu, Amedspor’u korumakla görevli değil mi? Güvenlik güçleri armut mu topluyor? Biz futbol filan oynamayalım yahu!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder