Sermayesi insan olan bir zafer

Yıl 2015. Aylardan ocak. Beşiktaş Türkiye Kupası’nda Sarıyer’le oynayacak. Maç perşembe günü Beşiktaş’ın kendi sahasında oynanacak. Gel gör ki Beşiktaş’ın sahası yok!

Maçtan bir gün önce akşam saat 17. Beşiktaş’ın Sarıyer’le hangi stadyumda maç oynayacağı hâlâ belli değil. Beşiktaşlı yöneticiler çalmadık kapı bırakmıyorlar. Ama yok! Koskoca Beşiktaş kulübüne kimse stat vermiyor. En son Beşiktaş yönetiminin çabaları sonuç veriyor ve çarşamba gece yarısı perşembe günü oynanacak maça stat bulunuyor.

Bırak Türkiye’yi, dünyada stadı olmadan şampiyon olan bir futbol kulübü daha bulamazsınız. Beşiktaş bunu başardı. Ve bu zafer parayla yazılmadı... “Feda” diyen futbolcunun, seyircinin, bir yanda yüzlerce davayla boğuşup, kapısında icra memurları beklerken diğer yanda kulüp emekçilerinin maaşları ödensin diye canını dişine takan yöneticinin alın teriyle yazıldı.

“Türk futbol tarihi ansiklopedisi denen bir şey varsa, bu şampiyonluk ilk sayfasında yer alacak” dedi dün Mehmet Demirkol. Eksik söyledi... Bir gün biri ansiklopedi yazacaksa bu şampiyonluk ancak kapak olur! Sporu spor olmaktan çıkaranlara, rekabetin o hassas terazisinin ayarını bozanlara velhasıl futbolu kirletenlere tarihi bir kapak...

“Şerefli” tarihine “Hakkı” ile kazanarak yazdığı bu şampiyonluk sadece Beşiktaşlıların zaferi değildir. Sermayesi insan olan Beşiktaş’ın şampiyonluğu bu ülkenin emeğe, alın terine, umuda inanan herkesin zaferidir. Kutlu olsun.