Şirin Sever Şimdi başını o telefondan kaldır
HABERİ PAYLAŞ

Şimdi başını o telefondan kaldır

Bütün dünyada çılgınlık haline gelen PokemonGo oyununun girmediği yer kalmadı.

Cep telefonuyla gerçek mekanlarda sanal canavarlar yakalayan oyunun müptelaları; bugüne dek Pokemon peşinde camilere, müzelere, karakollara, hatta ameliyathanelere kadar girdi.

Son olarak Beyaz Saray’da basın topantısı sırasında bir gazeteci Pokemon avlamaya çalıştı! Bu avlanma hikayelerini bugüne dek gülerek okuduk, birbirimize anlattık ama oyun ilk kez ciddi bir vesileyle gündemde...

Devrimci Suriye Güçleri Medya Ofisi, PokemonGO oyununu, Suriye’deki krize yönelik tepkisizliğe dikkat çekmek için kullandı. Çocuklar ‘Pokemon’lu fotoğraflarla ‘Beni Kurtar’ çağrısı yaptı.

Haberin Devamı

O çocukların, oynamaları gereken bir oyunla yardım çağrısı yapıyor olması çok acı. Öte taraftan da 2011’den beri savaşın içinde yaşayan bu çocuklara dikkat çekmek için; dünyada çılgınlık haline gelen bir oyunun kullanılması müthiş bir hamle!

Şimdi PokemonGo avcılarının kafalarını telefonlarından kaldırıp bakmalarını istiyor bu çocuklar...

Üşenmeden cami, karakol, park, bahçe dolaşıp avlanan insanların, biraz da “Bu çocuklar ne istiyor?” diye sormasını ve çaba sarfetmesini bekliyor.

Piyasa değeri 40 milyar doların üzerine çıkan PokemonGo’nun yaratıcılarının da bu yardım çağrısına sessiz kalmaması gerekiyor.

Bizi ‘Pokemon’ların değil, yardıma ihtiyacı olanların peşine düşürmeli!

Bedava ALO demeyi sevdik

15 Temmuz sonrası vatandaşın mağdur olmaması için en büyük jest GSM şirketlerinden geldi...

Önce Turkcell acil iletişim ihtiyacı için müşterilere bedava konuşma paketleri sundu. Ardından Vodefone yardıma koştu...

Belediyenin toplu taşımayı pazar gecesine kadar ücretsiz yapması ise büyük kolaylık sağladı. Bu yardımlaşma herkese iyi geldi.

Şimdi sosyal medyada “OHAL bitene kadar bu jestler ve kolaylıklar sürsün” çağrısı yapılıyor. Bu çağrının dikkate alındığını düşünsenize...

“OHAL’i uzatın” diyenler bile çıkabilir!

FARK ATTI

15 Temmuz gecesinden beri televizyonlarda ve gazetelerde darbe girişimiyle ilgili yüzlerce haber izledik, okuduk...

Ancak POSTA’nın iki gündür yaptığı habercilik büyük fark yarattı; özellikle sosyal medyada çok konuşuldu, çok paylaşıldı.

Haberin Devamı

Olağanüstü günlerde sahaya çıkan komutan gibi bizzat kolları sıvayan Rıfat Ababay’ın iki gündür imza attığı haberler, 15 Temmuz gecesinin çok merak edilen anlarına ışık tuttu...

Rıfat Ababay’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otelin sahibi Serkan Yazıcı ile konuşup o gecenin tüm ayrıntılarını yazdığı röportajı, bir solukta okudum.

İki sayfalık uzun bir röportajı bu kadar iştahla okumayalı epey zaman olmuştu. Hem POSTA’ya, hem Rıfat Ababay’a teşekkürler.

Tarihe geçen kadınlar

Dünyadaki güç dengeleri değişiyor, kadınlar siyaset dünyasında giderek daha çok söz sahibi olmaya başladı. İngiltere’nin yeni Başbakan’ı Theresa May bunun son örneği.

Türkiye’deki durum pek iç açıçı değil. Ancak siyaset dünyası yerine basın dünyası var içimizi açan, bize biraz olsun umut veren...

15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi sırasında ekranda olan iki kadın televizyoncu, varlıkları ve cesaretleriyle resmen tarihe geçtiler...

Haberin Devamı

TRT ekranında darbe bildirisini okuyan Tijen Karaş ile facetime ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’la konuşan CNN Türk Ankara temsilcisi Hande Fırat. Soğukkanlı ve profesyonel duruşlarıyla o gecenin akılda kalan yegane iki basın emekçisiydi.

Kadın olarak o ekranda olmaları gurur vericiydi. Dileyelim ki bu iki örnek, kadınların öne çıkmasının yolunu açsın...

O zaman dünya daha huzurlu ve çekilir bir yer olabilir bence.

ARADIĞINIZ HUZUR İSTANBUL'A ÇOK YAKIN

Şu sıralar sürekli kendimizi iyileştirmekten, tedavi etmekten söz ediyoruz ya, aklıma geldi...

Sedef Adası, burnumuzun dibinde bir huzur cenneti, neden keşfetmiyoruz ki? Onca yıldır İstanbul’da yaşıyorum, Büyükada’nın hemen karşısındaki bu küçücük adaya ancak iki hafta önce gidebildim. Çünkü buraya ulaşmak diğer adalara gitmekten daha zor...

Ada sakinleri dışında, iç kısımlara girmek de yasak. Çünkü ada bir şahıs adası. Sultan Abdülmecit, adayı 1850’de Fethi Ahmet Paşa’ya hediye etmiş. Onun soyundan gelen Esra Bereket ve Mehmet Birgen adanın sahipleri.

Evler satılırken çok seçici davranılıyor. Kiralık ev bulmak da mümkün. Bir arkadaşım sayesinde adanın içini gezebildim; sessiz, yeşil, lüks villaların olduğu cennet gibi bir yer. Adanın dış tarafında iki işletme var.

Halk plajı Club Sedef ve plaj ve restorandan oluşan Elio Sedef. Ada sakini olmayanlar ancak bu tesislerden yararlanabiliyor.

Elio Sedef doğası, yemekleri, cuma günleri canlı müzik geceleri ile son derece başarılı bir işletme.

Yaz aylarında Bodrum/Çeşme sahillerinden farksız bir plajı var. Burnumuzun dibindeki bu sakin cennet köşeleri nasıl da es geçiyor ve görmezden geliyoruz anlamak mümkün değil.

ŞİRİN BİR LAF

Bazılarımız şiirlere, şarkılara, filmlere kitaplara tutunuyor. Sanrıım artık insan, tutunamıyor insana... (Oğuz Atay)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder