Şirin Sever Siyaset dilini değiştirmek için en iyi fırsat
HABERİ PAYLAŞ

Siyaset dilini değiştirmek için en iyi fırsat

Belli oldu ki bu ülkede kimse darbe istemiyor. Bizimki gibi bolca darbe yaşanan bir ülkede, onlarca yıl cuntacıların yaşattıklarını gören bilen hiç kimse; seçilmiş bir hükümetin devrilmesini istemiyor.

Hükümeti eleştirmiş olsa da, muhalefet etmiş olsa da, yazdıklarından dolayı işinden edilmiş olsa da, bu böyle.

Ben ne bir aydından, ne gazeteciden, ne de bir ünlüden bunun tersi bir ifade görmedim.

15 Temmuz gecesi herkes demokrasiden ve seçilmiş hükümetten yana oldu. Levent Kırca’lı darbe parodilerini andıran garabetin içindeki en güzel şey de bunu görmekti. Şimdi beklentiler başka…

Haberin Devamı

Başbakan Binali Yıldırım’ın darbe girişimi sonrası söylediği sözlerin hayata geçmesi lazım.

Kimse kılık kıyafetinden, yaşantı farkından dolayı ayrıştırılmadan kucaklanmalı, her sese kulak verilmeli ve birlikte huzur içinde yaşamanın formülleri bulunmalı.

Burada da en büyük iş siyasetçilere düşüyor elbette. Halkın her kesiminden gelen bu destek, herkesi kucaklayan bir siyaset diline çevrilmeli.

Daha darbenin üzerinden iki gün geçmeden “Taksim’e o kışlayı yapacağız” demek, zaten büyük travma yaşamış bir topluma ne kadar iyi gelebilir?

Hiç değilse bir süre beklense bu tartışmalar için?

İnsanlar normal hayata dönse, korkularından arınsa, derin bir nefes alsa önce... Olmaz mı?

Zor mu anlamak?

Ne Meclis’in taranmasına ve darbeye alkış tutarım, ne de yargılanması gereken askerleri linç edip kan akıtan ve şiddet gösteren kitleye.

Hiçbir tarafa ait olmadan, durduğum yerde durmak istiyorum ben. Olduğum gibi. Kendim gibi.

Demokrasiden yana. İnsaniyetten yana. Hakkaniyetten yana. Hukuk ve adaletten yana. Zor mu bunu anlamak?

Sokağa çıkmayan darbeci mi?

O korkunç gecede en doğru tweeti bir arkadaşım attı: “Biz sokağa çıkma yasağı döneminin çocuklarıyız, dün de çıkmadık. İlla da ‘çıkın, n’oolur çıkın’ dediler, kalakaldık…” Aynen böyleydi durum.

Bir tarafta köprüde linç edilen askerler ve kanlı görüntüler... Bir tarafta insanları ve otomobilleri canice ezip geçen tanklar, durumdan istifade ‘cihat’ diye bağırıp sağa sola saldıranlar...

Haberin Devamı

O kaosta sokağa çıkmak kolay bir tercih değildi. Çıkanlar ise darbeyi engelledi, büyük bir cesaretti doğrusu bravo.

Ama sokağa çıkmayanı suçlu ilan etmek? Hain olarak damgalamak? Ünlü insanlara ‘Niye dışarı çıkmadın?’ diye hesap sormak?

Yapımcılar bile dizi oyuncularını hedef gösteriyor, “FETÖ’yu kınamayan oyuncuyu oynatmam, başka yerle çalışmasını da engellerim” diye tehdit ediyor.

Olacak şey mi bu? Sapla saman birbirine karışmış durumda. Kendinize gelin...

İleride utanacağınız, kafanızı kaldıramayacağınız şeyler söylemeyin! İnsanlar derdini, korkusunu, tarafını 140 karakterle anlatmak zorunda değil...

Sokakta temsili idamlar sahnelenirken kimse sokağa çıkmak zorunda değil. Çıkmayan herkes darbeci mi yani? Yapmayın.

Bu sığ düşüncelerle ortalığı karıştırmak, bölmek, birilerini linç etmek kimseye hiçbir şey kazandırmaz.

NE İSTEDİĞİMİZ BELLİ...

Ne asker memlekete el koysun, ne de yönetenler bunu fırsat bilip istediğini yapsın istiyoruz. Sadece demokrasi istiyoruz...

200’den fazla insanın öldüğü bu acı tecrübe, temiz bir sayfa açtırsın istiyoruz...

Haberin Devamı

20 yaşındaki emir erlerini kıyasıya döven, kan akıtan gözü dönmüşlerin de, o askerler gibi yargılanmasını istiyoruz...

Fırsattan istifade “Darbeye karışan askerlerin karıları ganimetimizdir” diye açıklama yapan spor kulübü yöneticileri -kovulması yetmez- yargılansın istiyoruz...

Tekbir ve zikir sesleriyle kutlanan bir demokrasi bayramı bizi nereye götürecek cevap verilsin istiyoruz...

İdam konusu açılır açılmaz iştahlanan ve sokaklarda temsili idam görüntüleri düzenleyen insanlara “Bunu yapmaya hakkınız yok” denilsin istiyoruz...

İmamlar, “Okumuşların şerrinden bizi koru ya Rabbi” diye dua edip korkutmasın ve ayrıştırmasın istiyoruz...

Ülkeyi seçilmiş irade yönetsin ama yönetirken hukuk içinde kalsın, barış içinde yaşayalım istiyoruz....

BİR HAFTA ÖNCE

Keşke bu yaşananlar gerçek olmasaydı da, biz yine…

Sokaklarda deli gibi Pokemon arayanları...

‘Tarkan’ın Cuppa şarkısı olmuş mu olmamış mı’yı...

Çeşme ve Bodrum’daki fahiş yemek fiyatlarını...

Kıvanç Tatlıtuğ’un yeni bıraktığı göbeciğini konuşuyor olsaydık. Evet bu boş ve lüzumsuz tartışmalara razıydık hepimiz.

DUVAR YAZISI

Her şeyden biraz kalıyor… Kavanozda biraz kahve, kutuda biraz ekmek, insanda biraz acı…

Turgut Uyar

Sıradaki haber yükleniyor...
holder