Soma'dan 5 ay sonra

50 yıl önce değil... 5 yıl önce değil... Sadece 5 ay önceydi... Cumhuriyet tarihinin en büyük maden kazası Soma’da olmuş ve 301 işçi hayatını kaybetmişti.

“Güzel öldüler ama...” diyen oldu. “Kader” diyen oldu... “Fıtrat” diyen oldu... Ama özür dileyen olmadı. İstifa eden hiç olmadı.

[[HAFTAYA]]

Göz göre göre gelen bir felaketi yine kazaya bağlayıp, “Gerekli dersler alındı. Bundan sonra ne gerekiyorsa yapılacak” diyerek kapattılar mevzuyu...

Devlet kararlıydı... Ne gerekiyorsa yapacaktı... Soma’da vatandaşı döverek başlandı icraata... Ardından aynı hafta ‘Yaşam Odası’nı zorunlu hale getiren yasaya “Hayır” diyerek devam edildi... En son milletvekillerinin önergesiyle, 301 işçinin hayatını kaybettiği ocağın patronu Soma Holding’e 250 milyon prim verilmesi için hükümete yetki verildi.

Aradan 5 ay geçti... Sanıyor musunuz ki hiç maden kazası olmadı? Geçen ay yine Soma’da 1 işçi öldü ama 301 insanı bir anda kaybeden ülkede 1 işçi ölümü dikkat bile çekmedi!

Taa ki düne kadar...

Karaman’da 18 işçi su kaynağının patlaması sonucu madende mahsur kaldı. Aynı madende bu üçüncü su baskını! İşçiler “Torba yasa yüzünden öğle yemekleri artık madende yeniyor. Öğle yemekleri madende yenmeseydi bu yaşanmazdı” diye isyan ediyor. Biz ise her zamanki gibi dua ediyoruz... Madende yanarak, ezilerek, zehirlenerek derken ölümün her türlüsünü tadan işçiler bir de boğularak ölmesin diye...

Harvard Üniversitesi’nin araştırmasına göre patronu iktidara yakın olan madenlerde 6 kat daha fazla ölüm oluyormuş... Çin’de! Maden ocağı patronun iktidara yakınlığı ile kazalar arasında bağlantı kurabileceğimiz bir veri yok. Yalnız şöyle bir şey var: Faruk Çelik’in görev süresi dahilinde 9581 işçi görev başında ölmüş... Ve haberiniz olsun Faruk Çelik, Çin’in çalışma bakanı değil!