Giriş
Paris Havalimanı’ndan şehir merkezine gitmek için bindiğim taksinin Fransız şoförü Türk olduğumu öğrenince “5 yıl önce Türkiye’ye gittim.
Harika bir tatildi.
Yine gitmeyi çok istiyorum ama maalesef gidemiyorum” dedi.
“Neden gidemiyorsun?” diye sordum. Cevap verdi: “Terör olayları...
Şu sıra gitmeyin diyorlar.” Fransız taksiciyi “Paris’te de terör var ama burada yaşıyorsun” fikri ekseninde ikna edebildim mi bilmiyorum.
Ama başta Avrupa olmak üzere neredeyse tüm dünyada son 1 yılda Türkiye üzerinde oluşan güvenlik kaygısı bireysel çabalarla baş edilemeyecek kadar vahim bir hal aldı.
Turist sayısı son 17 yılın dibinde. Türkiye sahil turizmiyle ön plana çıktığı için turizm gelirlerinin yaklaşık yüzde 70’ini mayıs-ekim ayları arasındaki yaz döneminde sağlıyor.
Peki şu anda Türkiye genelindeki tüm tesislerdeki doluluk oranı ne biliyor musunuz?
Yüzde 30! Türkiye’yi en çok tercih eden iki ülkeden biri olan Almanlardaki kayıp yüzde 50’ye yaklaşırken, Rus turist sayısındaki düşüş yüzde 96’yı buldu.
Belek’te esnaf dün sokaktaydı. “İş yapamıyoruz, borçlarımızı ödeyemiyoruz” diye isyan ettiler. Geçen hafta Marmaris’teydim.
Geçtiğimiz yıllarda haziran, temmuz ve ağustos ayı rezervasyonlarını mart ayında kapatan 5 yıldızlı bir otelin plajında ben dahil 7 kişi vardı.
Otel yetkililerine doluluk oranını sordum. “Yüzde 40” dediler.
Demem o ki sadece Belek’te değil; Antalya, Alanya hattının tamamında, Marmaris’te, Fethiye’de de durum içler acısı.
Turizmin kalbi sayılacak bu merkezlerin hepsinde yüzlerce tesis, turist olmadığı için bu sezon kapılarını açmama kararı aldılar.
Rusya krizi bir yana... Sorun terör saldırıları sonucu oluşan güvenlik endişesiyse eğer tüm dünyada aynı tehdit var. Bombalar sadece Türkiye’de patlamıyor.
Ama her ne hikmetse en çok Türkiye etkileniyor. İsrail’le ilişkiler düzeliyor...
Rusya’yla mektup diplomasisi başlatıldı. Bunlar olumlu gelişmeler. Ancak yeterli değil.
Türkiye’nin başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada uluslararası kamuoyunun Türkiye’yle ilgili endişelerini azaltacak güçlü bir iletişim kampanyası başlatması şart.
Turizmdeki bu tablonun Türkiye ekonomisine sadece bu yıl ki faturası en az 5 milyar dolar olacak. Bu kadar da değil.
Turizmde yediğimiz bu darbenin büyüme rakamlarına, ekonomimizin en hassas karnı olan cari açığa ve işsizliğe çok can yakıcı etkileri olacak.
