Şirin Sever Sosyal medyanın gücü
HABERİ PAYLAŞ

Sosyal medyanın gücü

Şair, yazar, gazeteci Sunay Akın, kendine ait bir köşkte ‘Oyuncak Müzesi’ kurmuş renkli bir kişiliktir. Bir süre önce de Ataşehir Belediyesi’nin talebi üzerine çocukların aileleriyle zaman geçirmelerine ve oynamalarına olanak sağlayan ‘Oyun Müzesi’ni açmıştı...

Çocuklar özgürce oynayabiliyor, kendilerini geliştirebiliyor ve vakit geçiriyordu burada. Fakat Ataşehir Belediyesi bünyesindeki Mimar Sinan Parkı’nda bulunan bu Düştepe Oyun Müzesi’nin; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin talebiyle Ataşehir Müftülüğü’ne verildiği haberleri çıktı…

Haberin Devamı

DİYANET DE HAK VERDİ

Çocuğun oyun dünyasına, müzeciliğe, parka sahip çıkan duyarlı insanlar anında sosyal medyada tepkilerini gösterdi, birlik olup imza kampanyaları başlatıldı. Sonuçta Diyanet İşleri Başkanlığı da hak verdi; müzenin korunacağını, çocuklara hizmet etmeye devam edeceğini ve müftülüğün yerinin değişeceğini açıkladı.

İşte sosyal medyanın gücü! Çocukların oyun alanlarının korunması dışında işin en güzel yanı da, insanların birleşebilmesi, duyarlılık göstermesi, birlikte çaba sarfetmesi. Bu birlik beraberlik ruhunun her alanda artarak devam etmesi hepimiz için önemli.

‘İnstagram gurmeleri’ne tepki var!

Hotel Les Ottomans’ın sahil tarafında kısa süre önce açılan Bijou, çok şık. Müşterileri kalbur üstü isimlerden oluşmasına rağmen, fiyatlar Boğaz’daki benzeri mekanlara göre oldukça uygun. Korkutmuyor.

maç da bu; o snobluğu içeri sokmamak. Yemekler de çok iyi olduğu için tıklım tıklım doluyor. Şu sıcak yaz günlerinde Boğaz’ın püfür püfür rüzgarı da insanları oraya çekiyor belli ki... Ama benim ilgimi, mekandan çok, patron Kaya Demirer’in söyledikleri çekti tabii…

ZARAR VERİYORLAR

Mesele Instagram’da pıtırak gibi çoğalan sözde ‘gurme’ler! Ücret karşılığında mekan tanıtan ‘Instagram gurmeleri’nin insanları yanlış yönlendirdiğini ve yeme içme sektörüne zarar verdiğini söylüyor Demirer. Kendisi gibi pek çok mekan sahibinin de bu durumdan rahatsız olduğunu ve bu salgına savaş açtığını belirtti.

Aslına bakarsanız konu önemli... Neticede koca bir sektörü ilgilendiriyor. Elbette herkesi aynı kefeye koymak mümkün değil ama takipçi sayıları yüzbinlere ulaşan, çoğunlukla takipçi satın alan bu hesapların bir mekanı neye göre değerlendirdiği daha geniş şekilde masaya yatırılmalı. İleriki günlerde tartışırız.

Haberin Devamı

Sokaklarda Pokemon kovalama çılgınlığı

1995’te Japonya’da başlayan ve hızla dünyaya yayılan çizgi film Pokemon’u hatırlarsınız... İşte o çılgınlık yeniden hayatımızda!

Çünkü bu sevimli karakterler ‘cep’lere girdi ve insanları tam anlamıyla avcuna almış durumda. Günlerdir sosyal medyada ‘Pokemon Go’ oyunu karşıma çıkıyor, herkes bunu konuşuyor. Çünkü bu oyun doğası gereği, insanları sokaklara çıkarıyor, iz sürdürüyor. Pokemon avlamak için camiye gidilmesi de en ilginç deneyim sanırım. Ufak bir özet gerekirse…

Oyunu android cihazlarına yükleyenler, GPS ve internete entegre olarak gerçek dünyada sokak sokak dolaşıyor. Çevrenizde bir Pokemon karakteri varsa telefon size uyarı gönderiyor, kamerayı açıyorsunuz, ekranda Pokemon’u görüyorsunuz ve oyundaki topları kullanarak onu avlamaya çalışıyorsunuz.

Haberin Devamı

Sahip olduğunuz Pokemon’u geliştirmek için de alışveriş alanlarına gitmek zorundasınız, bunun için bu yerleri bilmeniz lazım. Mesela camiler, bir çeşit arena alanı. Sosyal medyada bu oyunla ilgili yazılanlar ise gerçekten çılgınlığın boyutunu gösteriyor. Yandaki yazıda okuyun...

Neler yazdılar?

Koca koca adamlar sokakta Pokemon kovalıyor, inanılır gibi değil...

Güneydeki otellerde turistten çok Pokemon var!

Anneme “Dün evde 3 tane Pokemon yakaladım” deyince, bugün elektrikli süpürge sesiyle uyandım.

Pokemon Go oyunu oynarken başkasının arazisine izinsiz giren Youtuber, az kalsın canından oluyordu!

Ben bu sokak sokak gezip Pokemon arama işini şaka sanıyordum, check-in olayı bile bu kadar şok yaşatmamıştı.

20 cm’den küçük Pokemon’ları yakalamayın, sonra sokaklarda Pokemon bulamayacaksınız. Bırakın üreyebilecek büyüklüğe gelsinler!

Instagram’In en eğlencelisi

Ata Demirer’i, Instagram hesabını en eğlenceli kullanan ünlü seçiyorum, seçtim!

Bir kere kuru kuru pozlar vermiyor, çoluğunu çocuğunu, karısını kocasını alet edenlerin izinden gitmiyor, bir komedyen olarak hayranlarına sahnede sunduğu eğlenceyi sunuyor.

Yeri geliyor Fatih Terim taklidi yapıyor (ki sahnede de çok iyi yapar), yeri geliyor dünyaca ünlü sanatçı Frida Kahlo kılığına giriyor, yeri geliyor deniz aşkını sergiliyor. Eleştirilere cevap vermek, takipçilerine çemkirmek de hiç onun tarzı değil. Neşeli, cool, hesap gibi hesap işte. İyi ki varsın Ata Demirer.

Ümit Besen rock söylerse

Küçümsemek için söylediğim sanılmasın, sıkı arabesk dinlerim ama Ümit Besen’i hayatımda hiç dinlemedim! O klasik şarkıları da bana hiçbir hitap etmedi. Dün bir arkadaşım ısrarla Ümit Besen’in yeni albümünde söylediği Emre Aydın şarkısını dinletene kadar, dinlemeyi de hiç düşünmüyordum! Uzun süren dil döktü, ısrar etti; sonunda da şarkıyı dinledim...

Emre Aydın’ın ‘Kim Dokunduysa Sana Ona Git’ şarkısını şahane söylemiş Ümit Besen. Kaç kez üst üste dinledim saymadım bile. Ümit Besen piyano kadar, davul ve elektro gitarda da ustaymış. ‘Başka’ isimli yeni çıkan albümünde rock parçaları çok güzel yorumlamış.

Teoman, Mirkelam, Emre Aydın, Manga, Yüksek Sadakat, Pinhani, Grup 84’ten rock şarkılara yer vermiş. Kendini geliştirmek, yenilemek, zamanın ruhuna uymak diye buna denir işte. Bravo.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder