Yazgülü Aldoğan Suskunlar ordusu değilmişiz!
HABERİ PAYLAŞ

Suskunlar ordusu değilmişiz!

Kendinizi nasıl bir vatandaş olarak tanımlarsınız?

Haklarını bilen, sahip çıkan mı; yoksa vur enseye al lokmasını mı?

Ya da sizin için Türk olmak mı daha önemli, yoksa Müslüman olmak mı? Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi, KONDA işbirliğiyle ve Denge ve Denetleme Ağı katkısıyla “Türkiye’de yapılan ilk kapsamlı vatandaşlık araştırması”nı Prof. Ayşe Kadıoğlu, Prof. Fuat Keyman, Konda’dan Bekir Ağardır tanıttı.

5-6 Mart tarihleri arasında, 12 bölgede 28 ilde 2587 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmanın en göze çarpan sonucu vatandaşlık denildiğinde artık insanların aklına görev değil hak gelmesi.

Haberin Devamı

Ve verdikleri yanıtlar kümelendiği zaman dört grup çıkıyor: Utangaç, pasif, sorgulayan ve eyleme geçen, aktif vatandaş!

Araştırmanın beni en çok umutlandıran sonucu: Buna göre Sorgulayan (yüzde 39) ve Eyleme Geçen (yüzde 21) vatandaşlar toplumun yarısından çok! Yani pekala uyanık bir toplum.

Sorguluyor, düşünüyor. Peki niye harekete geçmiyor? Çünkü sokağa her çıktığında canı yandı! Ayrıca güven sorunu var: hukuka, siyasete, medyaya güvenmiyor, kime güvensin de sokağa çıksın?

Dindar ve muhafazakar

Buraya kadar olanı sevindirici kısmıydı. Üzücü yanı, kutuplaşma, dindarlık ve muhafazakarlığın artması.

TC vatandaşı olmak için Müslüman olmak gerekir diyenler yüzde 32 ama neyse ki dil ve din ortaklığı şart değil diyenler yüzde 60. RTE’nin iktidarı boyunca yaptığı ayrıştırma muhafazakar sünni müslüman çoğunluğu kendi yanına çekip karşısına birlikte olamayacak Aleviler, Kürtler, laikleri koymaktı.

Eğitim ve sosyo kültürel düzey arttıkça muhafazakarlık ve dindarlık azalıyor, ama toplumun çoğunluğu bu, kıyılara sıkışan CHP’nin sorunu da bu. Hakkını arayan, sorgulayan, aktif vatandaş profili içinde Alevilerin, “Müslüman ama dinin gereklerini yerine getirmeyen”lerin çoğunlukta olması tesadüf mü?

Yeni Anayasa

Bu araştırmanın yapılma nedenlerinden birisi yeni Anayasa süreci. Talep, “eşit vatandaşlık”. Hak ve görevler eşit vatandaşlıkla adalet talebinde buluşuyor ve farklı da olunsa, birlikte yaşamak kolaylaşıyor.

Haberin Devamı

Peki, zaten anayasada eşit değil miyiz? Demek ki vatandaş bunu içselleştirmiyor.

Kendisine artık güven duyulmayan siyasetçi, vatandaşına eşitlik, hak ve adalet güvenini, inancını vermek zorunda, yoksa bu ülkeyi yönetemiyor.

Yeni bir anayasa yapsa bile yönetemez!

Gördüğünüz gibi toplum, hiç de öyle gözü kapalı değil, antenleri açık, sokakta değilse de sosyal medyada bütün gün bağırıp çağırıyor!

Angel Blue, Sultanahmet akşamında!

Başına ne gelirse gelsin, İstanbul büyülü bir şehir. Salı günü, akşam üstü bastıran yağmur, çakan şimşekler, büyüyü bozmuyor.

O gece İstanbul Müzik Festivali’nin yıldız sanatçılarından Angel Blue, Aya İrini’de konser verecek. Amerikalı zenci sopranonun bir dönem güzellik kraliçesi de seçilmiş olduğu hatırlanınca sadece ses değil, bir de güzellik çıkacak sahneye diye yağmur altında koşturan koşturana.

Ve sahnede asıl yıldız gibi parlayan bence, Angel Blue değil, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve muhteşem şef Sasha Goetzel oluyor!

Haberin Devamı

Gerek ilk çaldıkları Mephisto’da, gerek daha sonra İstanbul Avrupa Korosu’na eşlik ettikleri Ravel’de, hele Aya İrini’nin o etkileyici atmosferinde, olağanüstüler! Angel Blue ise, tıpkı bizim sanatçıların fotoşoplu fotoları gibi, görüntülerinden hayli tombul.

Sesini de önlerde ben ancak duydum, arkadan ne kadar duyuldu bilmem. Geceden müziğin etkisiyle uça uça çıktım. Sultanahmet’i bomboş görünce kanatlarım düştü, içim burkuldu.

Ne yabancı turistler, ne de Ramazanı yaşayan müminler vardı. Bu güzelim şehre, turizme gönül verenlere gerçekten yazık oluyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder