Şirin Sever Tacize uğrayan birini görseniz ne yaparsınız?
HABERİ PAYLAŞ

Tacize uğrayan birini görseniz ne yaparsınız?

Bu soruya her üç kişiden biri, “Müdahale etmem” diye cevap vermiş. Bence sevinelim. Zira o üç kişi birden “Karışmam” da diyebilirdi pekâla... Nerden çıktı bu soru derseniz… İstanbul Üsküdar Üniversitesi, cinsel şiddet olaylarına toplumun duyarlılığını ölçmek için bir araştırma yapmış.

1.046 kişilik araştırmaya 622 erkek, 424 kadın katılmış. Sorulardan biri şu: “Çevrede tacize ya da tecavüze uğrayan birini görseniz müdahale eder misiniz?”

KADIN DİKKAT ETMELİ!

Katılımcıların yüzde 61.4’ü müdahale edeceklerini, yüzde 34’ü ise sadece polisi arayacağını söylemiş. Cinsel şiddet olayına “Müdahale ederim” diyen kadınların oranı yüzde 45.7, erkeklerin oranı ise yüzde 74.11. Yani bir kadını çaresiz durumda görüp yardım etmeyecek insanlar, özellikle kadınlar hâlâ çok fazla ne yazık ki.

Haberin Devamı

“Gece 3’te tek başına yürüyen bir kadın hakkındaki düşünceleriniz?” sorusuna yüzde 71.5 “Herkes istediği saatte dışarı çıkabilmeli” cevabını vermiş. Yalnız kadın katılımcılara sorulan “Toplu taşıma araçlarında tacize uğrama endişeniz var mı?” sorusuna ise 92.2 oranında “Evet” cevabı çıkmış. Milliyet’te okuduğum haberin en ilginç detayına gelelim:

“Bir kadın mı vücut hatlarını belli etmeyen kıyafetler giymeli; bir erkek mi kontrolünü kaybetmemeli?” sorusuna yüzde 52.8 “Erkek kontrolünü kaybetmemeli” cevabını vermiş. Peki geri kalanlar neyin kafasını yaşıyor ben asıl onu merak ediyorum işte.

'Oyuncu değişikliği ihtimali yüzde 1'

Bir dizinin başrol oyuncuları ilişki yaşayıp ayrıldığında, dedikodular da dur durak bilmiyor... Malum, Oktay Kaynarca ile Deniz Çakır arasında var olduğu konuşulan ilişki bitince “Kim diziden ayrılacak?” tartışması da başladı...

Aynı gün bir gazetede “Oktay Kaynarca diziyi bırakıyor” haberi çıkarken, bir başka gazetede “Deniz Çakır ayrılıyor” haberi yer alıyor. Kafalar oluyor bi’ dünya!

“HİÇ DÜŞÜNMEDİK”

Normalde bu dedikodularla hiç ilgilenmem; fakat ‘Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ izlediğim birkaç diziden biridir...

Heyecanını, hınzırlığını, kadrosunu ve mafya ailesinin kadınlarını da anlatmasını seviyorum. Ayrıca merak içinde bırakan bir sezon finali oldu; ‘Hızır’ (Oktay Kaynarca) ve ‘Meryem’ (Deniz Çakır) vuruldu ve dizi oracıkta bitti. Merakla bekliyoruz: Kimse ölecek mi, diziden ayrılan olacak mı?

Haberin Devamı

Dizinin yapımcısı Bahadır Özdener’i aradım, sordum... “İkisi de vurulduğu için böyle bir şık var tabii” dedi, güldü. “Değişiklik düşünmüyoruz. Şu an tatildeyiz ve bu konuda çalışmadık, karar da vermedik. Eğer dizinin senaristi Raci Şaşmaz büyük bir değişiklik istemezse, böyle devam ederiz. Değişiklik ihtimali de yüzde 1. Bu kadarını biliyorum” dedi. Yani yapım ekibi değişiklik yanlısı değil. Ama sürpriz olursa da, sezonda göreceğiz.

Annelik bir kadını daha üstün yapar mı?

“Anne olmayan kadın eksiktir, yarımdır” tartışması İngiltere’de de gündem oldu... Tabii tam tersi şekilde. İçişleri Bakanı Theresa May, ülkenin yeni başbakanı oldu... May’in rakibi Enerji Bakanı Andrea Leadsom ise ‘anneliği’ yüzünden yarıştan çekilmek zorunda kaldı. Anne diye değil elbette; saçmaladığı için!

Haberin Devamı

İSTİSMAR SAYILDI

Leadsom geçen hafta verdiği bir röportajda “anne olduğu için May’dan daha iyi bir başbakan olacağını” iddia etmiş ve tepki çekmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan feyz aldığı kesin! Ancak o ülkede işler bizdeki gibi yürümüyor tabii.. Sonuçta annelik istismar edildiği için tepkiler büyüdü ve Leadsom yarıştan çekilmek zorunda kaldı. Gördüğünüz gibi medeni ülkelerde bu tip tartışmalar, yarıştan çekilmeyi ve sonuca katlanmayı gerektiriyor. Bu da, İngiltere’nin farkı!

Mobil atlıkarınca

Sosyal medyada rastladım bu fotoğrafa…Teknolojinin bizi ele geçirdiği şu devirde; kendi küçük dünyalarında yaşayan bu insanların naifliğine, güzelliğine, içtenliğine bayıldım.

Aklı olan 49 TL'lik bikini giyer

Dün Posta’nın birinci sayfasında haberi vardı… Özge Ulusoy, Hacı Sabancı ile çıkmaya başlayınca pahalı kıyafetler ve bikiniler giydiği haberlerine isyan etmiş. Geçen yıl Hacı Sabancı’nın lüks teknesinde 49 TL’lik bikiniler giydiği için eleştiriliyordu, bu sene de pahalı bikiniler giydiği için!

Anlayacağınız kızcağız kimseye yaranamıyor. Niye insanları belli kategoriye sokmak zorundayız anlamıyorum... Olaya şöyle bakın:

Bikini dediğin şey, tuzlu suda, güneşte hemen yıpranan; kolayca eciş büçüş olan bir giysidir. O yüzden 49 TL’ye alınması en şahane karardır.

REKLAM PANOSU

Bence Özge Ulusoy ucuz bikini giyerek akıllılık ediyor. Zira 1000 TL’lik bikini giyse, kıyıp atamaz, seneye de giyer. E bu kez “geçen seneki bikinisini giydi” diye taşa tutarsınız maazallah.

Üstelik 49 TL’ye çeşit çeşit bikini alıp giymek varken, insanlar niye 1000 TL verip bir tane alsın ki!

Bu kızın ünlü bir kişilik olduğunu, ayaklı reklam panosu olduğunu da unutmayınız! Reklamını yapsın diye herkes ona mayo ve bikinilerini bedava yollayıp duruyordur zaten. O pahalı bikinilerin hediye olmadığını nereden biliyorsunuz ki?

Ayrıca Özge Ulusoy dediğiniz kişi, ünlü diye sürekli pahalı giyinmek zorunda mıdır?

Size son lafım şudur: Zenginin malı züğürdün çenesi yorar. Bakın yine yoruldum mesela!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder