Hakan Çelenk Tepkiler şiddete dönüşebilir
HABERİ PAYLAŞ

Tepkiler şiddete dönüşebilir

Türkiye’nin Suriye serüveni 2011’de Erdoğan’ın “Suriye iç meselemiz...Şam’da namaz kılacağız” söylemleriyle başladı. Amerikan basınının “Suriye sorununda taşeronumuz Ankara” diye yazdığı günlerdi. Koskoca Türkiye bu taşeronluk söyleminden hiç gocunmadı. Suriye karışınca göç dalgasıyla karşılaşacağımız kesindi. Ama Erdoğan- Davutoğlu’nun yönlendirdiği ÖSO, Türkiye’ye göçü teşvik ediyordu.

Halk olarak sorumluyuz

Erdoğan bugün “Kobani’yle Türkiye’nin ne alakası var” diyor. Evet. Sayın cumhurbaşkanımız 2011’de Suriye’yi iç mesele yapmadan önce alakamız yoktu. 2015’teyiz. Devasa bir göçmen sorunumuz var. Biz çaresiziz, Suriyeli konuklarımız çaresiz. Hükümetimizin cüretkar politikalarına engel olamadığımız için konuklarımızın bu duruma düşmesinde halk olarak da sorumluluğumuz var. Canlarını kurtarmak için buradalar.

Düşmanlığa hakkımız yok

Suriyelilere düşmanlık etmeye hiç hakkımız yok. Bununla birlikte soruna aklıselim bir çözüm için kafa yorulmalı. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) yaptıkları çalışmada Suriyelilerin sorunları ve hayatımıza etkilerinin güzel bir özetini çıkardı. Çalışmanın sonuçları ürkütücü.

200 bin Suriyeli ameliyat edildi

- Hastanelerde bugüne kadar 500 bin Suriyeli tedavi gördü.

Haberin Devamı

- 200 bini ameliyat edildi.

- Hastanelerde kapasite sorunu ve hizmet aksaması başladı.

- Türkiye’de bugüne kadar 35 bin Suriyeli bebek doğdu.



Egzozla ısınmaya çalışan bu küçük gibi yüzbinlerce Suriyeli sokakta çaresiz...



Kilis’te 5 boşanmadan biri Suriye kaynaklı

- Sosyal yapının değişmesine neden oldular. Çok eşlilik arttı. Aracılara para ödenip evlilikler yapılıyor. Birçok yuva yıkıldı.

- Kilis’te boşanmaların yüzde 20’si Suriyeli ikinci kadınlar kaynaklı. Yasadışı kumalar bu hesapta yok.

- TESEV ve ORSAM’a göre evlilikler hem sorun hem de kaynaşmaya yardımcı oluyor.

Şimdi bu tespitin analizini yapalım: Suriyelilerle ikinci evliliklerle ilgili devletin etkili çalışması yok. Bakan Ayşenur İslam bu konuda “Sorumluluk Türk erkeklerine düşer” demişti. Hayır Sayın İslam, sorumluluk size düşer. Çünkü ikinci eş almak suçtur. Bu eşlerin birçoğu 18’inden küçük. Bu daha büyük suçtur. Yapmanız gereken baskıcı erkeklerden ricacı olmak yerine devlet gücünü kullanmaktır. Siz kadınları erkeklerin insafına teslim ediyorsunuz. Suriyeli ikinci eş alıp cezalandırılan erkek görmedik. Şanlıurfa’da küçük yaş evliliklerine mahkeme yoluyla savaş açan Vali Nuri Okutan’ı bu iktidarın kızağa çektiğini ve yeni vali gelince bu mücadelenin durduğunu da unutmamak gerek. Anlaşılan “Doğulu köklerimize dönelim” derken iktidar işi biraz abarttı.

Karadeniz dışında her yerdeler

- Türkiye’de resmi rakamlara göre 1 milyon 651 bin 920 bin Suriyeli var. Gayrıresmi rakam 2 milyon.

Haberin Devamı

- Yüzde 85’i kamp dışında.

- İstatistiğin anlamı şu: Sokakta gördüğünüz her 40 kişiden biri Suriyeli. Bu, her belediye otobüsü seferinde 1-2 Suriyeli aramıza katılıyor demektir.

- Sınır illerindeki 10 milyon nüfusa, 1.2 milyon Suriyeli eklendi. 11 kişiden biri Suriyeli. Bu illerde rastgele futbol takımı kursanız kadroya bir Suriyeli giriyor.

Haberin Devamı

- İstanbul’da 330 bin Suriyeli var.

- Hükümet Karadeniz’e hiç Suriyeli yerleştirmemiş. (AKP iktidarı işi biliyor. Karadenizliler tüm Türkiye’de etkili ve örgütlüdür. İktidar Karadenizlileri kızdırırlarsa başının belaya gireceğini görmüş olmalı.)

Masraf: İki boğaz köprüsü

Toplam harcama 4.5 dolar. Bu parayla İstanbul Boğazı’na bir köprü, üzerine Çanakkale’ye bir köprü daha yapabilirsiniz. Ankara İstanbul Hızlı Tren Hatı’ndan bir tane daha yapıp, İzmir-İstanbul hattını da üzerine ekleyebilirsiniz. Maliyeti 60 bin lira olan 172 bin konutu yoksul ailelere ücretsiz verebilirsiniz. Böyece yakaşık 1 milyon kişiyi kiradan kurtarabilirsiniz.

Kilis artık Suriye kenti

- Kilis kent merkezinin nüfusu eskiden 84 bin. Kentte 98 bin Suriyeli yaşıyor. İl genelinin nüfusu 129 bin. İl genelinde 140 bin Suriyeli var.

- Kilis’ten sonra en büyük sorun Hatay’da. Alevi nüfusun cihatçılarla ilgili ciddi kaygıları var.

- En az sorun muhafazakar yapı ve akrabalık ilişkilerinin etkisiyle Şanlıurfa’da.

Eğitimsizlik riski

- Suriyelilerin büyük çoğunluğu savaş bitse de kalıcı olmayı düşünüyor. Göçmenlerin şu anda Türkiye’de sınır dışı edilmeye karşı yasal koruması var. (Bu koruma kalkarsa belli ki kıyameti koparacaklar.)

- Bölgede turizm tükenmek üzere.

- Eğitim alamıyorlar. Eğitimsizlik suç oranlarının artmasında etkili olacak.

- Şimdiye kadar büyük sorun çıkmaması araştırmanın sahiplerine göre toplumsal yapının başarısı. Herkes kendini frenliyor.
Araştırmacıların önerisi: Topluma katılmalılar, bölgedeki belediyelere destek verilmeli. Ve araştırmanın kaygı verici tespiti: Tepkinin şiddete dönüşme riski var.



Küçük patron mutlu küçük işçi ağlıyor


- Çocuk işçilik, sigortasız çalışma ve ucuz işgücü arttı. Küçük işletmeler memnun. Küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ) bu emek ucuzluğundan faydalanıyor. (Bu dünya düzeninde, top gidiyor geliyor, gelişmeler ne olursa olsun emeğiyle çalışanın kalesine gol oluyor. KOBİ’lerin AKP’nin tabanında olduğu da unutulmamalı.)

- Sınır illerinde işsiz kalanlar yüzde 100’e varan oranlarda, durumlarından Suriyeli işçieri sorumlu tutuyor. Bu büyük bir sosyal risk.

- Kiralar yüzde 150 arttı. Ev sahipleri için fırsat kiracılar için kötü. Türk vatandaşlarının evden çıkarılıp Suriyelilerin yerleşmesi ciddi sorun. Suriyeliler elbette eve birkaç aile yerleşip kirayı ödüyor. (Görüldüğü gibi kabak yine çoğu kirada oturan çalışan kesimin başına patladı.)

- Enflasyon Türkiye ortalamasının çok üzerinde. (Enflasyon da bilindiği üzere en çok ücretli kesimi ezer.)

- Suriyeli işletmeler vergi ödemiyor. Haksız rekabet oluyor. (Elbet işçileri de sigortasız Suriyeli işçidir. Yani Suriyeli patron için de durum iyi. Türkiye’nin ticari özgürlüğüyle Suriye’nin kölelik düzenini birleştir. Küçük işveren için büyük imkan!)



Sıradaki haber yükleniyor...
holder