Tertipler: Dink cinayeti ve Roboski

Batı medyasının “amiral gemi”si sayılan yayın organlarının birçoğunda, gerçeği çarpıtan yaklaşımlar devam ediyor. O çok sahiplendikleri “insan hakları” ilkelerinin yanına, darbe destekçiliğini, acaba nasıl yerleştirebiliyorlar... The Guardian’dan, New York Times’a, USA Today'dan Independent'e, Le Monde’den Fox News’e kadar, yer yer utangaç, yer yer açıktan darbe şakşakçısı (Avrupa gazetelerindeki dil, İngiltere ve ABD’ye oranla, bir ölçüde daha sakin) bir küresel medyayla tanışmış olduk. Darbeye kalkışan çeteyi “Atatürkçü subaylar” diye tanımlayanlar bile var. Türkiye’den bir yazar, kendi üzüntüsünü ve darbe destekçisi Batı”daki ruh halini şöyle özetlemiş: “Erdoğan kurtuldu, Türkiye battı.”

Vücudu saran ur

Devletin içine yuvalanmış ve adım adım vücudu saran bir ur temizleniyor. Kolay değil. Daha şimdiden aydınlanmaya başlayan “ölümcül” konular var:

1. Hrant Dink cinayetinde olay yerinde bulunan ve bir türlü kimler olduğu öğrenilemeyen jandarmalar ismen saptandı. Cinayet yerindeki jandarmaları koordine ettiği iddia edilen bir yüzbaşı ile üç jandarma gözaltına alındı.

2. Roboski (Uludere) de “PKK'lılar geliyor” diyerek “yalan ihbar” yapıp katliama neden olan Hudut Komutanı Jandarma Binbaşı, örgüt üyesi suçlamasıyla yakalandı.

3. Rus uçağını düşüren pilot, darbecilik iddiasıyla gözaltına alındı. Şu anda bir ameliyatın tam ortasındayız. Kriz doğru yönetilirse, daha net bilgiler edinebilir, daha olumlu hamleler yapma imkanını elde edebiliriz.

Kürt sorunu

Ülkemizin kilit meselesine, yani Kürt meselesine gelirsek... FETÖ'nün, en kritik dönemlerde, bu meselenin çözümünün karşısına dikildiğini şimdi daha net görebiliyoruz. İlk vurucu darbe, 7 Şubat 2012'de, MİT Başkanı ve ekibine yöneltilmişti. Gerekçe, “MİT'in PKK ile Oslo görüşmelerine katılması”ydı. KCK operasyonlarında onlar vardı, medya desteği verdiler. Çözüm sürecini, “ihanet süreci” olarak tanımladılar. Bir çok alanda çözüme engel oluşturmuş devasa bir güçle hesaplaşıyoruz. Hangi tetikçilerin, hangi provokasyonların, hangi kargaşalıkların kullanıldığını, hangi güçlerle işbirliği yapıldığını, zamanla daha kesin bir şekilde anlayabileceğimizi umuyorum... Darbe destekçisi bir Alman gazetesinde, günümüz Türkiye’sini, “Batı'nın içinde bir ur” olarak tanımlayan bir yazı yer aldı... Türkiye, ise içindeki gerçek uru temizleyerek, daha dirençli olabilmenin yollarını arıyor.