Şirin Sever Türk kahvesi dediğimiz şey ne?
HABERİ PAYLAŞ

Türk kahvesi dediğimiz şey ne?

Yurt dışında Türkiye’ye dair en çok bilinen üç şey nedir sizce? Hemen söyleyeyim; Türk lokumu, Türk kahvesi ve Türk hamamı.

Geçen akşam, Ortaköy’deki Armaggan yalısında oturmuş, Boğaz’a karşı kahve içerken konumuz buydu. Özellikle de Türk kahvesi. Ve aslında biliyor musunuz…

Türk kahvesi dediğimiz şey, sadece içtiğimiz içecekten ibaret değilmiş. Hazırlanmasından ikramına kadar bütün sürece ‘Türk kahvesi’ denirmiş.

17. yüzyılda Topkapı Sarayı’nda başlayan bir ritüel bu. Bunu anlatan da Topkapı Sarayı Reçel ve Helvahane bölümü uzmanı Ömür Tufan. İlginç bilgiler verdi bize...

Haberin Devamı

Mesela kahveden önce mutlaka ağza bir çay kaşığı gül reçeli atılırmış. Bu, kahvenin tadını güçlendiren, acılığını da hafifleten bir ritüelmiş.

Kahve sunumu 5 kızla yapılırmış, selamlıkta ise 5 erkekle. Bunlardan biri kahvecibaşı... Biri oda amber ve gül suyu koksun diye buhurdan taşıyan kişi.

Biri tepsiden yere sarkan kahve stil örtüsünü taşıyan kişi. Değerli taşlarla süslü bu örtü, satütüyü de gösteren pahalı bir kumaş.

Bugün yemek masalarına bırakılan Mercedes anahtarı gibi bir gösterge yani! Biri reçeli ve kaşıkları taşır, biri de servis yaparmış.

19. yüzyılda bu gelenek yok olmuş, kahve içmek bireysel hale gelmiş.

Bir anekdot daha: Sultan 2. Abdülhamit günde 7 fincan kahve içermiş.

Dünyada 70 kahve çeşidi var, Türk kahvesi gibi pişirilen türler içindeki en iyisi Yemen kahvesi. Çünkü Yemen doğal koşullarda üretim yapıyor.

Brezilya en çok üreten, Amerika en çok kahve tüketen ülke. Yemen’deki üretim kısıtlı olduğu için, kahve 18. yüzyılda Brezilya’da üretilmeye başlıyor.

Türkiye’nin en büyük değeri yurt dışına açılmalı

Bir soru daha…

Türkiye’ye gelen turistlerin en merak ettiği, içmek için can attığı Türk kahvesi yurt dışında yeterince tanıtılıyor mu peki? Tabii ki hayır!

Yurt dışında Türk kahvesi satan markalar var ama bir dükkanda espresso gibi servis edilmesi yetmiyor.

Onu bütün ritüelleri ve hikayesiyle anlatmak gerekiyor. Zira dikkat çeken, merak uyandıran aslında bu.

Nar Gourmet Genel Müdürü Samir Bayraktar da bunun peşinde; Türk kahvesini yurt dışında kıymetli hale getirmek.

Haberin Devamı

RİTÜELİ ANLATACAKLAR

Bu yüzden üçüncü dalga kahvecilerle işbirliği yapmak, yeni çıkardıkları 3 çeşit Türk kahvesini onların menüsüne sokmak istiyor. Broşürler ve kitaplarla ritüelini de anlatarak elbette.

Osmanlı ve Türk kültürünü yaymak için 2007’den beri çalışan bir marka Nar Gourmet. Reçelleri, lokumları ve akide şekerleri çok meşhur.

Hatta lokumları Kore’de o kadar çok satıyor ki, şaşkınlar. Şimdi de yeni çıkardıkları üç çeşit Türk kahvesini yurt dışına tanıtmak istiyorlar. Bence şahane bir girişim…

Ünlü Amerikan dizileri bile Türk kahvesi tanıtımına başlamışken, bunu yapmak şart. Hangi dizi mi? Yandaki yazıya geçiniz…

Türk kahvesi ‘Blindspot’a girdi!

Doğru okudunuz…

Son zamanların fenomen polisiye dizisi ‘Blindspot’un son bölümünde (ki ben biraz geriden takip ediyorum) Türk kahvesi konu edildi.

Hem de öyle geçiştirilerek falan değil, tam reklam tadında! İzlemeyenler için önce konuyu anlatayım: ‘Jane Doe’ isimli kadın hafızasını yitirmiş halde Times Meydanı’nda bulunur.

Haberin Devamı

‘Jane Doe’ya kol kanat geren FBI ajanı Kurt Weller ve ekibi, kadının dövmelerinden yola çıkarak olayları bir bir çözerler.

ÖMRÜ KISA KATKISI BOL!

13’üncü bölümde ise başmüfettiş Jonas Fisher (John Hodgman) içlerindeki Ruslar’a bilgi sızdıran köstebeği bulmak için FBI New York ofisini tecrite alır. Araştırma bitene kadar kimse dışarı çıkamaz.

Bu süre zarfında matarasından Türk kahvesi içer ve sorguladığı bir ajana da ikram eder. Kadın istemez. O da “Sizin içtiğiniz kahvenin sudan farkı yok, mutlaka bunu denemelisin” der.

Başka bir sahnede yine Türk kahvesi ister. “Yok” dedikleri zaman da, “Bir şeylerin sahte olduğu işte buradan belli” der.

“Gerçek kahve içmiyorsunuz” anlamındaki bu sözleriyle resmen bizim kahveyi över.

Bölümün sonunda esas Rus ajanının kendisi olduğu ortaya çıkar ve vurulur. Adamın ömrü kısa ama Turkish Coffee’ye (Türk kahvesi) katkısı büyük oldu bence.

Şiir pazarda!

Arkadaşım pazarda çekmiş bu kareyi; yaratıcı yurdum insanı ürününü satarken hem eğlendiriyor, hem de tüketiciye mesaj yolluyor!

Bakınız acı biber satan pazarcımızın içinde ne cevherler var! Hep #şiirsokakta olacak değil ya, şimdi de #şiirpazarda

Lazerle evlenme teklifi

Boğaz’da, 1. ve 2. köprüyü görecek mekanlarda oturduğunuzda, bol bol evlenme teklifine şahit olmanız mümkün...

Hele yaz geldi ya, lazerli teklifler de bollaştı. Ortaköy’deki Armaggan Bosphorus Suites, tam da 1. köprünün altında. Geçen akşam bahçesinde otururken, bu tekliflerden birine şahit olduk. Köprünün altına lazerle “Benimle evlenir misin Fulya?” yazıldı.

Biz merakla cevabı beklerken ikinci yazı belirdi: “Fulya evet dedi”! Ardından bir edebiyatlar, bir romantik sözler.

Biz de alkışladık, eğlendik tabii. Sonuçta Murat ve Fulya evleniyor, mutluluklar. Meğer haftada 4-5 evlilik teklifi oluyormuş köprüde! Turistlerin en çok şaşırdığı olay da buymuş.

Yazıları görünce “Ne yazıyor ne yazıyor?” diye soruyor, sonra da şaşkınlık içinde gülüyorlarmış.

Ha bir de, sabaha karşı duydukları ezan sesine çok şaşırıyorlarmış.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder