Giriş
Atatürk Havalimanı’nın Genel Havacılık Apronu’nda bugünlerde önemli bir buluşma var. Dünya havacılığına yön veren isimler, yeni uçaklar, müşteriler, satıcılar bir arada... İstanbul AirShow 2014 Pazar gününe kadar devam edecek. Airbus ve Boeing’in dün bazı gazetelerde tam sayfa ilanları vardı. İki üretici de giderek iştah kabartan Türkiye pazarına daha çok uçak satmak istiyor.
[[HAFTAYA]]
Fakat ilan vermek için seçtikleri mecralara bakınca şaşırdım doğrusu. Belli ki medya satın alma ajansı, çok eski bilgilerle müşterisini yönlendirmiş. İlan verenlerin atladığı POSTA hem satış hem erişimde birinci gazete. Zira uçaklar, 1970’lerdeki Concorde gibi fantastik bir ulaşım aracı değil. Yani artık bir rüya satmıyorsunuz. Ekonomik, konforlu ve güvenli şekilde mümkün olan en fazla sayıda insanı A noktasından B noktasına ulaştırıyorsunuz.
Mühendislik bu yönde gelişince pazarlama ve iletişim stratejisinin de buna uyması gerekir bence.
Bugün Airbus’ın A350 XWB modeliyle gerçekleştirilecek özel bir demo uçuşuna katılacağım. Uçak İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Ankara’ya uçup iniş yapmadan dönecek. Yıllar önce Airbus A380 ile de böyle bir uçuşta yer almıştım. Avrupalı üretici Airbus bu ürünüyle geniş gövde kategorisinde başarı elde etmeyi hedefliyor.
Aynı kategoride rakip firma Boeing’in 777 ve 787 serisi de var. Türkiye’de sivil havacılığın büyük hızla büyümesi uçak üreticileri açısından da büyük fırsat yaratıyor. Çin ve Körfez ülkeleriyle birlikte Türkiye, en fazla uçak talebi olan ülke. Genişleyen dış ticaret potansiyeli, artan milli gelir hava ulaşımına yönelimi güçlendiriyor. Türkiye’de 10 yıl içinde yüzlerce yeni uçak filolara katılacak. Airbus, A380 ve A350 modelleriyle Türkiye pazarındaki payını artırmak istiyor. Boeing ise yeni 777’ler, 747-800 ve 787 ile avantaj yakalamak istiyor.
Fuar kapsamında Alman Lufthansa Havayolları filosundaki en yeni ve modern uçaklardan 747-8 Intercontinental’i İstanbul’a getirdi. Lufthansa Türkiye Genel Müdürü Stefan Loecherbach uçağı tanıtırken Türkiye’de çok hızlı büyümek istediklerini söyledi. Kıran kırana rekabet eden havayolları için en önemli kriter, yolcu başına uçuş maliyetleri. Bunu sağlamanın en iyi yolu, modern ve iyi işletilen filolara sahip olmak.
Uçağın yakıt tüketimi kuşkusuz çok kritik. Türkiye’deki havayolu kuruluşları bugüne kadar iki dev üretici arasında dengeli bir sipariş yoluna gittiler. Bu tercih yakın gelecekte de muhtemelen aynı yönde gelişecek. Siyasi ilişkilerin de alım kararlarında ister istemez belirleyici olacağını söyleyebilirim. Hangi şirket Türkiye’de daha çok yatırıma istekli olacaksa şansı biraz daha artacaktır.
Ben, heyecanla burada uçakları ve yeni modelleri anlatıyorum ama İstanbul’un yeni havalimanı zamanında tamamlanamaz veya Atatürk Havalimanı iyice sıkışırsa havada bizi çok büyük bir kriz bekliyor demektir.
