Vize meselesi

İstediğin kadar vize muafiyetin olsun. Ne fark edecek? Adamlar sana gümrük kapılarında yine diledikleri gibi zorluk çıkarabilirler. Paşa gönüllerine kalmış. İlk uçakla bile seni geri postalayabilirler. İyi niyet sahibi değiller ki. Öyleyse? Biz bu vize muafiyeti sevdasından vazgeçelim. Olmazsa olmaz’ımız bu olmasın. Lanet olsun. Çünkü değmez. Numan Kurtulmuş’un Hakan Çelik’e söylediği gibi: “Bunca yıldır Avrupa’ya vizeyle gidiyorduk. Yine öyle gideriz.” Oh, şuna bir karar verdik mi kurtuluruz inşallah... Hatta o zaman, daha özgür sayılırız.

Ve özür meselesi

Şu Putin de sinekten yağ çıkartıyor. Özür diye tutturdu. Ama kolay mı? Burada öyle bir üslup lazım ki, hem milli gururumuz incinmeyecek hem de Rusya tatmin olacak. Çok ince bir diplomasi...

Başaracağımıza eminim. .........

Bir de şöyle bakabiliriz: Putin’in beklediği özür mü bizde büyük tahribat yaratır, yoksa Rusya’yla şu bozuk ilişkiler mi? Hangisi daha kötü? Tercih bizim. Fakat anladığım kadarıyla, Putin, kendi kamuoyu önünde bir miktar itibar kazanmaya muhtaçtır. Belki de Türk Âlicenaplığı’ndan böyle bir avans istiyor.

Not: 30 Haziran’da Körfez Geçişi trafiğe açılacak. Büyük randevu bu. Osman Gazi, 690 yıl sonra oğlu Orhan Gazi’ye kavuşacak.