Giriş
Olup bitenlere hâlâ tiyatro diyen gerizekalılar bizde olabilir ama dünya patronu geçinen ABD’nin kelaynakları da aynı fikirde. - Tiyatroymuş. Yüzlerce şehit, binlerce yaralı, hangi tiyatroda olur? Meclis, hangi tiyatroda bombalanır? Halkın üzerine hangi tiyatroda ateş açılır, hangi tiyatroda darbeci generaller yarıçıplak vaziyette yerlerde sürünür?
Amerikan yalanları meşhurdur. Kimyasal silah var diye dünyayı kandırıp Irak’a girenler de onlardı. Orada kimyasal silah olsaydı, ABD askerleri acaba Irak’ın yakınından bile geçebilirler miydi? Şimdi basınıyla, diplomatıyla, Pentagonu’yla bütün hatlarıyla, Türkiye’ye kafaya takmışlar. Bilmiyorlar ki: - Her kuşun eti yenmez.
Aman ha, aramız açılmasın. - Açılırsa ne olur? Ne yapabilir bize? En kötü ihtimalle ne yapabilir, söyleyin Allahaşkına. Yapacağını yapmış zaten... PKK’sından PYD’sine, Paralel’ine kadar ne varsa hepsini üstümüze salmış, ekonomimizle de sinsi sinsi oynamış. Aldığı sonuç işte ortada.
Neymiş? - Tiyatroymuş. Öyleyse niye “Geçmiş olsun” dedin? Asıl tiyatro “seçilmiş hükümetin yanındayız” diyerek rol yapmaktır. Sen hiçbir yerde değilsin... Yarın Suriye’den de tası tarağı toplayıp gideceksin. Biz yine komşumuzla başbaşa kalacağız. Ne biçim devletsin sen? Mısır’daki darbeye darbe diyemedin, Türkiye’deki ihtilal girişimine ise tiyatro diyorsun. Stratejik ortakmış. Ne ortak ama... Kâr onun. Zarar daima bizim.
Not: Tek bir jet bile o gece İstanbul’da dehşet saçtığına göre, Güneydoğu’daki küçücük yavruların hangi travmayla büyüdüğünü düşünün.
