Yüksek güvenlikli infaz

Özgecan Aslan’ı vahşice katleden minibüsçü Suphi Altındöken’i cezasını çektiği Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bir başka mahkum tabancayla vurarak öldürdü. Bu vahşi katile yönelik böyle bir saldırı bekliyordum. Sakın bunu onayladığım düşünülmesin. Her suçun cezasını kanun vermeli. Bir caninin cezalandırılma biçiminin bizleri insanlıktan çıkarmaması gerektiğini düşünürüm.

Cezaevinde ‘infaz’ kuralı

Ama buna rağmen bir de yaşadığımız gerçekler var; cezaevlerinde kadınlara ve çocuklara karşı cinsel suç işleyenlere karşı ‘infaz’ kuralı her zaman işletilir. Bundan önce de böyleydi bundan sonra da böyle olacak. Orası ayrı bir dünya. Ama bunu önlemek ve hangi suçu işlemiş olursa olsun, cezaevindeki birinin canını korumak da devletin görevi. İşte bu noktada cinayeti işleyen mahkumun tabancayı nereden bulduğu büyük önem kazanıyor. Biliyor musunuz; cezaevlerine beyaz atlet sokamazsınız. Çünkü beyaz atlete emdirilen toz uyuşturucu cezaevinde su dolu leğene basılarak tekrar çözülüyor ve kurutulup kullanılıyor. Bunu önlemek için devlet atleti kantinden almak zorunluluğu getirmiş.

Çorap yasak, peki tabanca?

Özgecan Aslan’ı vahşice katleden Suphi Altındöken’in öldürüldüğü Adana F Tipi Kürkçüler Cezaevi’nin internet sitesinde www.adanafcik.adalet.gov.tr/ ‘Sıkça Sorulan Sorular’ bölümü var. Orada “Cezaevine hangi eşyalar alınmaz?” sorusuna karşılık şu cevap verilmiş:“Her türlü çorap, şalvar, içerisinde demir bulunan ayakkabı, lacivert-askeri renklerdeki kıyafetler ve deri grubu eşyalar alınmaz.” Cezaevleri gardiyanların bile X-Ray’den geçip üst araması sonrası girebildiği yerlerdir.

Katili özenle seçilmiş

infaz İyi de; madem denetim bu kadar sıkı o tabanca içeri nasıl girdi? Suphi Altındöken’i öldüren ve daha önce 50 yıl hapis cezası bulunan mahkum Gültekin Alan “Tabancayı tuvalette buldum” diyor. Belli ki katil bile özenle seçilmiş bir infaz bu. Tabancayı resmi görevliler dışında oraya sokabilecek kimse yok ve olamaz. Dolayısıyla bu infaz asla aydınlanamayacak, ‘yüksek güvenlikli infaz’ olarak tarihte yerini alacaktır. Hukuktan umudunu kesenlerin ülkesinde bir başka katilin eliyle sağlanan ‘adalet’ de bu kadar olur!