Artık Büyük Koalisyon kurulmasa da olur. Günlerce ve saatlerce konuşup birbirlerini keşfettiler ya... Bu bile yeter
***
Öbür ikiliye gelince... Biri Türk Milliyetçisi, diğeri Kürt Milliyetçisi. Onlar hiç konuşmadılar. Hatta hiç selamlaşmadılar. Çünkü birbirlerini zaten keşfetmişlerdi. Daha ne olsun?
[[HAFTAYA]]
***
Diyelim ki seçim tekrarlandı. Diyelim ki üç aşağı beş yukarı aynı tablo çıktı. Koalisyon için oturup yine konuşacaklar. Orası tamam da, benim merak ettiğim şu: - Kırmızı çizgilerden o zaman vaz mı geçecekler? Şartları şurtları ve de olmazsa olmazları bir kenara mı bırakacaklar? Şimdi niye bırakmıyorlar?
***
Kasım’da bilmem ki ne değişecek? Hiç... Cumhurbaşkanı bile değişmeyecek. Üstelik Erdoğan takıntısı belki daha da artacak. Öyleyse bir seçim daha. Olmadı mı? Haydi bir seçim daha. Yine soruyorum: - Ne değişecek? Hiç... Recep Tayyip Erdoğan 2019’a kadar orada.
***
Siz bunu bile bile günlerdir birbirinizle ne konuşuyorsunuz, neyi keşfediyorsunuz? Eğer her melânet, Erdoğan yüzündense; her yere Erdoğan taş koyuyorsa: - İndirin onu oradan. - Gücümüz yok. - Öyleyse kabullenin. - Hayır. İlkelerimize aykırı. - Peki, ne istiyorsunuz? Lütfen bir üçüncü yol söyleyin. Unutmayın ki, millete bir sürü vaadiniz var. Mazot fiyatından tutun da, asgari ücretlere, oradan tutun da emekli ikramiyelerine kadar...
Yarın millete ne diyeceksiniz? - Kırmızı çizgilerimiz, falan filan... Peki öbür seçim ne diyeceksiniz? - Ah bu Erdoğan, falan filan. Peki daha öbür seçim, daha öbür seçim? Öf, içim şişti.