“O”

Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal’ı başbakanlıktan “O” götürdü.

Doğruyol Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel’i başbakanlığa “O” getirdi. Baktı olmadı bu kez Süleyman Demirel’i de “O” götürdü. Doğruyol Partisi’nin başına ve başbakanlığa Tansu Çiller’i “O” getirdi.

Tansu Çiller’e kızdı başbakanlıktan “O” götürdü Başbakanlık koltuğuna Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ı “O”getirdi. “Düğmeye bastı” Necmettin Erbakan’ı başbakanlıktan “O” götürdü.

Bunun için 28 Şubat post-modern darbesini “O” yaptı. Tankları Sincan’da “O” yürüttü. Milli Güvenlik Kurulu’nda imzalanan kararları “O” aldı. Sonra azınlık hükümetini “O” kurdu. DSP-MHP-ANAP koalisyonunu “O kurdu

. Bülent Ecevit’i Başbakan, Mesut Yılmaz’ı ve Devlet Bahçeli’yi Başbakan Yardımcısı olarak “O” atadı. Hatta hükümette yer alacak bakanları “O” belirledi. “O” bir darbeci. “O” bir Ergenekoncu. Yargı kararıyla yüzyılın dolandırıcısı olduğu anlaşılan Cem Uzan’ı “O” batırdı.

Halis Toprak’ın kardeşini “O” intihara sürükledi. “O” DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi) propagandası yapan bir terörist. “O” bölücü bir PKK’lı. “O” aynı zamanda paralelci. “O” kim diye merak ediyorsunuz değil mi? “O” Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan.

Memlekette siyasetçilerin, askerlerin, polislerin, savcıların, hakimlerin sorumlu olduğu ne varsa iftirayla Aydın Doğan’ın üzerine yıkılmaya çalışılıyor.

Yalanın, iftiranın da bir sınırı vardır. İktidarın gazetecileri bu iftiraları yazmakla yetinmiyorlar.Örgütün sembolleri ile Aydın Doğan’ın fotoğraflarını yan yana getirip montajlıyor, algı yaratmaya çalışıyorlar.

Ama bu da onları kesmiyorlar, elleri kelepçeli birisinin fotoğrafına yine Aydın Doğan’ın fotoğrafını montajlıyorlar. “Tutuklanmalısın, tutuklanacaksın…” mesajı veriyorlar. Bu iftira, yalan ve montaj yetmiyor tetikçiler savcılara şu çağrıyı yapıyor: “Memleket sevdalısı yürekli savcılar aranıyor…

Eğer bu ülkede hukuk varsa bu itiraflar üzerine Aydın Doğan’ın Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak ve darbeye destek suçlarından kelepçe tutuklanması ve ceza alması gerekir.” Artık “tetikçilik” sınırı aşılmış durumda. Adamlar polis, savcı, hakim hatta cellat. Ama güçleri var. Nasıl oluyorsa Savcılığı bile harekete geçirebiliyor. Tetikçinin eninde sonunda kendisini vurduğunu görmüyorlar. Korkutmak, sindirmek istiyorlar. Ama hala kimseyi korkutamayacaklarını anlamıyorlar