Cumartesi Postası 'Türkler markada milliyetçi değil'

'Türkler markada milliyetçi değil'

Paylaş
'Türkler markada milliyetçi değil'

Dünyaca ünlü modacımız Atıl Kutoğlu'nun bir ayağı İstanbul'da, bir ayağı Viyana'da. Avusturya'da ünlenen modacımız iki yıl önce İstanbul'da mağaza açmıştı. Atıl Kutoğlu'nu Nişantaşı Bostan Sokak'taki mağazasında ziyaret ettik

RÖPORTAJ: SERAL CUMALI

scumali@posta.com.tr

2011 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu’nu gözde mankeni Selda Car ile tanıtan Atıl Kutoğlu, şıklık tüyoları verdi, yeni sezon koleksiyonunu anlattı. İşte prenseslerin, starların yer aldığı müthiş hayat hikayesi ve moda hakkında her şey...

Bursa’daki Petek Apatmanı size ne hatırlatıyor?

İstanbul’da doğdum. Annem mimar, babam kimya yüksek mühendisi. Çocukluğumun 9 senesi Bursa’da geçti. Petek Apartmanı’nda Bursa’nın önde gelen aileleri otururdu. Kültürlü, sanata, modaya değer veren aileler arasındaydık. Suyu mu havası mı neydi artık, bilmiyorum; Petek Apartmanı’ndan Dice Kayek’in yaratıcısı Ayşe-Ece Ege kardeşler, Gilan’ın sahipleri Muharrem- Ferhan Geylan, tasarımcı Murat Süter, Uludağ Gazozları’nın sahipleri Levent-Ömer Kızıl çıktı.

Modacı yanınız ne zaman ortaya çıktı?

Petek Apartmanı’nın hanımları çok şıktı. Özellikle Ayşe Ece Ege’nin annesi Esin Ege ve Fiat Fabrikaları’nın genel müdürünün eşi Sündüs Köksal, beni giyimiyle ilk etkileyen hanımlardır. O zaman apartmandaki hanımların kıyafetlerine yorumlar yaparmışım. İstanbul Alman Lisesi’nde okurken resim öğretmenimin desteğiyle moda çizimlerine ağırlık verdim. Kız arkadaşlarım, çizimlerimi terzilerine diktiriyordu. Lise sonda okulda defileler düzenledim. Defilelerim, mezuniyet balosundan daha önemli sosyal aktivitelerdi.

Profesyonel anlamda moda nasıl başladı?

Annemle Vakko defilelerine giderdik. Lisedeyken rahmetli Vitali Hakko’ya çizimlerimi gösterdim, orada staj yaptım. Koleksiyonumu çıkarmak ve ticareti öğrenmek için Viyana İşletme Fakültesi’ne gittim.

Alışılmışın aksine siz önce yurtdışında, hem de bir moda şehri olmayan Viyana’da ünlendiniz...

Viyana’yı seçtiğime hiç pişman değilim; Amerika’ya gitseydim aynı kariyeri yapar mıydım bilemiyorum. Bir gün tramvayda Viyana Belediye Başkanı Dr. Helmut Zilk’e rastladım, ilk koleksiyonum ve defilem için yardım istedim. Belediyeden burs verdi. Eşi ünlü müzikal yıldızı Dagmar Koller kıyafetlerimi giydi. Elinden ödül aldığım dünya jet sosyetesinin şık ve önemli ismi Avusturyalı Prenses Pilar von Goess çok destek oldu, hatta defilelerimde mankenlik yaptı. Prenses Ira von Fürstenberg ve Avusturya Veliaht Prensi’nin eşi Francesca von Habsburg önemli insanlarla dost oldum, işimi beğendikleri ve saygı duydukları için beni aralarına aldılar.

“Başbakan Erdoğan kravat müşterim”

Diğer ünlü müşterileriniz kimler?

Belçikalı pop yıldızı Victor Lazlo, Amerikalı starlar Catherine Zeta- Jones, Jessica Alba, Molly Sims, Elizabeth Jagger, hem defilelerime çıkan hem de müşterim Naomi Campbell ve Karolina Kurkova... Avusturya Başbakan Yardımcısı Jozef Pröll’ün eşi olan Kültür ve Eğitim Bakanı Claudia Schmied... Avusturya Başbakanı Werner Faymann kravatlarımı kullanır. Eşi Martina Faymann da müşterim.

Türkiye’deki müşterileriniz?..

Aklıma gelen bir kaç isim; Feryal Gülman, Dianne Şahenk, Nevbahar Koç, Arzu Sabancı, Çiğdem Simavi, Tuba Ünsal, Hande Ataizi, Burcu Esmersoy... Erkek müşterilerim de var: Başbakan Tayyip Erdoğan kravatlarımdan kullanır. Ali Ağaoğlu da çok iyi müşterim. Kravat ve erkek aksesuarlarımızdan kendisine, giysilerimizden hanım arkadaşlarına alıyor. Herşeye çok açık ve heyecanlı bir insan.

Erkek koleksiyonu yapacak mısınız?

Michael Jackson’un Müslümanlığı seçen ağabeyi Jermaine Jackson, erkek koleksiyonu çıkarmam konusunda beni kamçıladı. Erkek koleksiyonumun Amerika’daki pazarlamasına Jermaine destek olacak.

“Yabancı akını canımı sıkıyor”

İstanbul moda hayatında yer almak için geldiniz. Umduğunuzu buldunuz mu?

Çok şükür markama ilgi büyük. Ama yabancı markaların buraya çılgın gibi akın etmesi canımı sıkıyor. Üstelik Türkiye, dünyada hem tekstil ve moda üretiminde hem de marka çıkarmada iddialı. Yani koruması ve yükselmesi gereken bir moda sektörü var. En başta da Türk insanının, kendi modacısına sahip çıkması lazım. Türkler milliyetçi bilinir ama bu konularda maalesef değiller.

Hangi Türk kadınları doğru giyiniyor?

Tarzını beğendiğim isimlerden bazıları Tuba Ünsal, Hande Ataizi, Feryal Gülman, Bettina Machler, Çiğdem Simavi, Beyhan Bağış, Nevbahar Koç, Mine Kalpakçıoğlu, Tansa Mermerci, Ronit Gülcan. İsmi aklıma gelmeyenler lütfen darılmasınlar, bu bir ‘best of’ listesi değil.

Ya giyinmeyi bilmeyenler?

Lady Gaga. Cesareti var, etten kıyafetler giyiyor ama estetik bir haz vermiyor.

Modayı takip etmenin ve şık olmanın yolu paradan mı geçiyor?

Hayır, antenlerinizin her dakika açık olmasından, modaya heyecan ve ilgi duymaktan geçiyor. Türk insanında bu fazlasıyla var. Tabii ki belli dizaynırların çok emek verilmiş koleksiyonlarıyla içiçe olmak için belli bir bütçe lazım. Ama modayı takip etmek için çok büyük bütçelere gerek yok. Pazarlardan, ihracat fazlası ürünlerden bile yararlanırsınız.

“Hitchcock kadınlarından esinlendim”

Zamanımızda size ilham veren gerçek moda ikonu var mı?

Eski ikonların değeri, şimdi anlaşılıyor. 2012 Sonbahar-Kış Koleksiyonu’mda Alfred Hitchcock’un ‘Kuşlar’ filminden esinlendim. Filmin başrol oyuncusu Tippi Hedren, Hitchcock’un ‘Vertigo’ filmindeki Kim Novak, ‘Arka Pencere’deki Grace Kelly esin kaynağım oldu. O şık, kadınsı ama hafif sert hatlı Hollywood parıltısını aktardım.

Yine eski moda ikonlarından ilham aldınız!..

Jacqueline Onasis’in, Grace Kelly’nin etkisini ve zerafetini bugün çok az hanım yakalayabiliyor maalesef.

Kim onlar?

Bence Ürdün Kraliçesi Rania, Monako Prensesi Caroline ve kızı Charlotte ve Angelina Jolie’nin giyimini beğeniyorum. Ünlü sinema yıldızı Julianne Moore da favorim.

Atıl Kutoğlu’nda en ucuz ve en pahalı kıyafet ne kadar?

En ucuz, 200 lira civarında tişörtlerimiz. En pahalısı ise işleme ve ağır işçilik taşıyan kıyafetlerimiz, ki fiyatları 10 bin liraya ulaşıyor.

Bugüne kadarki en büyük başarınız ve başarısızlığınız?..

2000’de Avusturya Belveder Sarayı Müzesi’nde ressam Gustav Klimt’in sergisinde 27 tasarımım 2 ay sergilendi. Bu büyük bir iltifattı. Başarısızlık olarak nitelendireceğim olay ise; 2001’de Amerika’da büyük ekonomik kriz sırasında bir çok önemli mağaza zincirine gönderdiğimiz malların faturaları ödenmedi ve çok tehlikeli anlar yaşadık. Çok şükür, birisinin üstünde elbisemizin patlaması, yırtılması gibi şeyler yaşamadık.

“EŞARP VE BABET OLMAZSA OLMAZ”

1. Büyük desenlerden daima kaçının.

2. Siyah, lacivert emin limanlardır, korkmadan gardırobunuzda bu renklere yer verin.

3. Bej son yıllarda emin bir trendy renk, rahatlıkla yönelin. Yazın beyazla kombine edin.

4. Çizgililere çok dikkat edin, bu sezon moda ancak dikkatli seçin ve kombinleyin.

5. Ayakkabı-çantayı takım kullanmayın. Takılarda da takımdan kaçının. Çok klasik ve sıradan görünürsünüz.

6. Eşarp ve fular kullanın. Sadece blucin pantolon değil, etek, elbise, tulum edinin!

7. Saçınızı asla maşalı, kıvrık kıvrık yaptırmayın! En sevmediğim saç şeklidir.

8. Taytlardan, bir top model kadar ince bacaklarınız yoksa, lütfen uzak durun.

9. Platformlu ayakkabılara fazla takılmayın, az sayıda alınabilir. Yine de platformsuzlar her zaman daha asil durur. Birkaç çift babet mutlaka edinin.

10. Birkaç markanın o en yaygın 3-5 modelinden kesinlikle ve kesinlikle uzak durun!!!

“Naomi insanüstü”

Yerli-yabancı mankenleri birer ikişer sıfatla tanımlar mısınız?

Karolina Kurkova: Çok tatlıdır, samimidir.

Naomi Campbell: İnsanüstü bir varlık. Heyecan verir. Aksiliğini hiç görmedim.

Francisca Knuppe: Çok disiplinli.

Selda Car: Güzel ve canayakın.

Tuğçe Kazaz: Sert ama seksi.

Güzide Duran: Çok egzotik.

Demet Şener: En seksi anne.

Merve Büyüksaraç: Uluslararası boyutta.

Özge Ulusoy: Fıkır fıkır ve heyecanlı.

(19.03.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)

4

Haberin Devamı