Giriş
Sağı solu yok. Bütün demokratlar, nelerden şikayet ediyorlar? Başta 35. Madde... Buyurun. Evren Paşa’nın bile hâlâ mazereti bu... Sanki darbe yapmak için herhangi bir kanun maddesinden kuvvet almak lazımmış gibi...
Ne ise ne... 35. Madde orada duruyor.
Başka nelerden şikayet ediyorlar?.. Hem de koro halinde:
- Siyasi Partiler Kanunu’ndan.
- Seçim Kanunu’ndan.
- Özellikle Baraj’dan.
Bu kadarı yeter.
Gerisini saymıyorum.
[[HAFTAYA]]
***
Ama göreceksiniz, seçim bittikten sonra, bunların hiçbiri gündeme gelmeyecek... Unutulup gidecek. Ta ki öbür seçime kadar...
Ben her seferinde bunun takipçisi oldum. Neye yarar? Tek başıma beceremedim. Yine aynı şey olacak.
Araya öyle konular girecek ki vuslat yine başka bahara kalacak.
***
Anayasa değişsin mi? Kime sorsanız: Değişsin.
Nesini beğenmiyorsun?
Okudun mu hiç?
Okumamış ama değişsin.
Pekâla, değişsin.
Lâkin nasıl değişecek? Kurucu Meclis’e benzer bir organla mı, yoksa çeşitli partilerden oluşacak bir heyetle mi? Efendim, toplumsal uzlaşma aranacakmış. Zor bulunur bizde öyle bir uzlaşma.
Bu bakımdan...
Benim hiç ümidim yok. Biz Yeni Anayasa yapamayız. Olsa olsa bu Anayasa’yı yeniden yazabiliriz. Ve yazmalıyız da... Anlaşılır, net ve berrak bir hale getirmeliyiz. O arada makul bir-iki değişiklik de yapabilirsek, eh, o da birşey.
***
Öbür vaatleri de unutmayın. En büyükten en küçüğe, her parti, bol keseden sallayıp duruyor. Her meslek erbabı, şimdiden ihya oldu... Yalandan kim ölmüş ki?
13 Haziran sabahı sorsanız:
- Hani verdiğiniz sözler?
Cevap hazırdır:
- İstediğim oyu vermediniz ki.
Hah... İşte burada durun. Siyasi Ahlâk Yasası çıkacaktı... Ne oldu? Nerede kaldı? Sahiden çıksa acaba bir yararı dokunur mu?
Yok yok...
Bırakın böyle kalsın.
Yalan’ı Güzel Sanatlar haline getirdik biz. Daha ne olsun?
