Şirin Sever Valla utandım sizden!
HABERİ PAYLAŞ

Valla utandım sizden!

Haberin Devamı

Tarihimizde bu kadar olaylı bir Meclis’e hiç denk gelmemiştik herhalde! Özene bezene seçilmiş bir topluluk gerçekten de... Önceki gün Ankara bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka, kendini kürsüye kelepçeleyerek sıradışı bir eyleme imza attı... O dakikadan sonra olanlar gerçekten ibretlikti...

■ Ben mesela; AKP’li kadınların, eli bağlı bir kadının etrafını sarıp onu darp etmesinden, saçını çekip bağırtmasından çok utandım...

■ Üstelik kendi akıllarıyla değil, bir erkek vekilin tek bir parmak hareketiyle, yani talimat üzerine bunu yaptıklarını görünce (görüntüler var) daha çok utandım.

■ Ellerinde bir tek çekirdek eksik olan bir grup erkek vekilin, sırıta sırıta o kadınların kavgasını zevkle izlemesinden utandım...

■ Engelli vekil Şafak Pavey’in protezlerine zarar verip onu yere düşüren o gözü dönmüşlükten feci şekilde utandım...

■ AKP’li vekil Gökçen Özdoğan Enç’in, kavga sonrası gayet sağlam görünürken, birden bire boyunluk takıp mağduru oynamasından, o yaptıklarından sonra bir de üste çıkmasından utandım...

■ Yapıcı, toparlayıcı olması gereken, umut sayılan kadınların şiddeti bu kadar seviyor olmasından utandım. Kendim ve çevremde bunu konuşan herkes adına da bunları yazmak istedim.

AYLİN NAZLIAKA NEYİ BAŞARDI?

Aylin Nazlıaka’nın yaptığı eylemi çok işe yarar bulmadığımı söylemeliyim... MHP’lilerin dikkatini çekmek amacıyla bu eylemi yaptığını söylüyor, ben de faydası olmadığını düşünüyorum. Ama yaptığı yine de önemli. Neden biliyor musunuz?

■ Kimseyi ikna edememiş olabilir ama en azından çaba sarf etti. Bu kıymetli.

■ Hiçbir şey yapmamaktan iyidir dedirtti.

■ Arkasına hiçbir partiyi almadan oraya çıktı. Bu bile tek başına saygıyı hakediyor.

■ Muhalefetin durmamasını, çaba sarf edip bir şeyler yapabileceğini gösterdi.

■ Kadınların, tek başına da olsalar, güçlü ve cesaretli olduğunu ortaya çıkardı.

■ Şiddetin bulaşıcı olduğunu gösterdi.

■ Kelepçe görünce hapisteki onlarca masum insanı değil de, seksi ve fantezileri hatırlayanları bir bir ortaya çıkardı. Bu bile tek başına bir şeydir bence.

18 YILDA ALDIĞIMIZ YOL...

Twitter’de bir takipçim hatırlattı… 1999’da Merve Kavakçı yemin etmek için türbanıyla kürsüye çıktığında; Meclis’te yine ortalık karışmış ama kimse kürsüye dokunamamış, sadece alkışlarla “Dışarı” diye protesto etmişti. Yıl 2017… Aylin Nazlıaka’ya ve başka kadın milletvekillerine de fiziki müdahale gerçekleşebiliyor.

Demek ki 18 yılda, sadece bugünlere oranla mumla aradığımız o demokratik ortamı kaybetmemişiz; nezaketi, insaniyeti de kaybetmişiz. Demokrasimiz hep sorunluydu tamam da, en azından bu kadar kin ve nefret kusan kadın vekil yoktu Meclis’te! Ne yaşadık da bu hale geldik diye düşünmek lazım biraz.

'SENARYO' SIKINTISI

Şahan Gökbakar, ‘Recep İvedik 5’ filminin fragmanına, Azeri bir sporcuya yumruk atıp yere serdiği bir sahne koymuş. Azeri bir tarihçi de, “Bu sahne iki ülke arasındaki ilişkilere zarar verir” diyerek şikayetçi olmuş. Şahan da sahneyi çıkarmış! Hiç mi işiniz gücünüz yok Allah aşkına?

Reklamı yaptın bitti mi?

Biri çıkar hemşirelere mini giydirdiler diye şikayet eder, biri çıkar ‘Azeri dostluğu bozulur’ diye yaygara koparır. Adı üstünde film. Çekilen de senaryo! Kafayı mı yediniz ya? Şahan’a da bravo.. Fragmandaki bu tek sahneyle filmin PR’ını yaptın işin bitti mi? Yaptığınız işin doğruluğunu anlatmak, arkasında durmak bu kadar mı zor ya?

YENİ TÜRKİYE'NİN BELEDİYE ANLAYIŞI

Hülya Avşar’ın Ayvalık’ta oturan teyzesi, sağanak yağmurda mağdur olmuş. Menfezler taşınca evini su basmış, eşyaları kullanılmaz hale gelmiş. Defalarca belediyeden yardım istemiş, Hülya Avşar’ın teyzesi diye “Sen de buraya gelirsen ayıp artık… Yeğenin sana ev alsın!” diye cevap veriyorlarmış. Bu mudur belediyenin görevi?

Ünlü ve zengin akrabaya göre hizmet vermek, zengin akraba varsa vatandaşı ona havale etmek mi? Üstelik insanları el açıp dilenmeye teşvik ediyorlar, o da ayrı konu. Bunu diyen belediye hizmette çığır açmış resmen. Vallahi tebrikler..

ESİNLENMENİN SUYU!

Amerikan giyim markası Tommy Hilfiger’ın ilanlarını bilirsiniz belki. Konsepti bellidir; geniş, mutlu bir aile fotoğrafı... Genç, yaşlı, çoluk çocuk gayet cool tipler; markanın ürünleriyle açık havada poz verir. Marka adı görünmese bile bilirsin, o markanın şablonu, kompozisyonudur.

Şimdi bakıyorum Türk dizilerinin tanıtımlarına; aynı pozlar, aynı havalar. Önce ‘Cesur ve Güzel’ bu konseptle ‘geliyoruz’ dedi. Ardından Engin Akyürek ve Fahriye Evcen’in oynadığı yeni dizi ‘Ölene Kadar’ benzer pozlarla tanıtıldı. Belli ki özgün bir şey yapılamıyor, tamam da... İki dizinin birbirinden esinlenmesi de ayıp artık!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder