Hüseyin Avuç Varsa yoksa diziler!
HABERİ PAYLAŞ

Varsa yoksa diziler!

Haberin Devamı

Hacettepe Üniversitesi’nce yapılan bir araştırma, gençlerin yüzde 96’sının ders yapmak ve uyumak yerine, zamanlarını televizyon izleyerek geçirdiğini ortaya koymuş…
Başka ne olmuş?
Medya Takip Merkezi’nin geçtiği habere göre, gençlerin büyük bölümünün ‘dizi’ izlemeyi tercih ettikleri anlaşılmış.
Sonra ne olmuş?
Televizyonun, dolayısıyla dizilerin bağımlılık mı yaptığı sorusunu gündeme getiren bu gelişme herkesi şaşırtmış!
Ben hariç.
Niye?
TV dizilerinin bağımlılık yaptığını, sadece gençlerin değil, toplumun önemli bölümünün ‘dizi-kolik’ olduğunu zaten biliyordum, yazıyordum diye…
İşte, birkaç yıl önce, bendenizin, ‘Dizikolik olduk’ başlığı ile turktime internet sitesinde yayınlanan yazımın özeti:

****

Türkiye, Amerika’nın ardından, dünyanın en fazla televizyon seyredilen ikinci ülkesi konumuna yükselmiş…
Peki, Türkiye’nin böylesi rekora ulaşmasını sağlayan yayınlar nelermiş?
Politika mı?
Hayır.
Ekonomi mi?
Hayır.
Tartışma mı?
Hayır.
Spor mu?
Hayır.
Sağlık mı?
Hayır.
Belgesel mi?
Hayır.
Tarih mi?
Hayır.
Ya neler?
Diziler…
Yani, çeşitli TV kanallarında birbiri peşi sıra yayınlanan pembesinden -grisine, akından - karasına dizi filmler.
Demek ki, bazı toplum bilimciler boş yere “Türkiye’de insanların önemli bölümü dizi bağımlısı oldu” demiyordu.
Meğer nedeni buymuş…
Neyini?
Çoğu insanın ülkede olup bitenleri göremeyişinin… ‘Oynanan oyunların’, ‘hazırlanan tezgahların’,‘kurulan kumpasların’ farkına varamayışının…
Evet, işin sırrı çözüldü…
Keşke bu kadar ‘dizikolik’ olmasaydık.
Kimse kalkıp da ‘espriyi bırak’ deyip geçmesin…
Niçin?
Her espride bir ‘gerçek payı’ olduğu için.
Ben çok kez rastladım.
Neye?
Türkiye açısından hayati önem taşıyan bir gelişmenin haberi yayınlandığı sırada, “diziyi kaçıracağım” diyerek, televizyonun kanalını değiştirenlere, değiştirtenlere!..

****

Dedim ya, herkesi şaşırtan gençler arasındaki televizyon ve dizi bağımlılığına, hiç mi hiç şaşırmadım.
Ama, bu gidiş, olumlu gidiş değildir!


XXX

FATURAYI GÖRÜNCE…


Uzmanlar, sağlıklı yaşam için herkese sabah-akşam duş yapmayı önerir.
Bunu TV’den duyan Cemal, günde iki posta duş yapmaya, hayli zaman suyun altında kalmaya başlar.
Bir akşam iş çıkışı eve gelen Cemal, karısı Emine’nin uzattığı su faturasındaki rakamı görünce neye uğradığını şaşırır ve şöyle der:
“Bu ne, suya yüzde 200’lük zam mı geldi? Ben bu parayı nasıl öderim?”
Karısı cevap verir:
“Orasını, 1400 liralık maaşla (asgari ücret) günde iki kez suyun altına girerken düşünecektin. Haftada iki kez neyine yetmedi!”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder