Giriş
Turnuvanın ilk maçından itibaren Posta’da yaptığım yorumlarda bir şeyin altını özellikle çizdim. Savunma, agresiflik ve yürek bizi finale götürecek diye iddia ettim. Dünkü maçı tek cümleyle özetlemek gerekirse “Yürekten oynadık ve finale çıktık” olur. Bu finale gelene kadar adım adım çok önemli işlere imza attık. Önce 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nın Türkiye’ye alınması için Basketbol Federasyonu müthiş bir çalışma yaptı. Sonrasında böyle bir organizasyonun nasıl yapılacağını tüm dünyaya gösterdik. Bu nedenle Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel olmak üzere, yöneticiler ve tüm yetkililere binlerce teşekkürler. Şimdi gelelim salonun içine.
Teknik kadromuz müthiş bir motivasyonla takımımızı her maça çok iyi hazırladı. Tıpkı dünkü Sırbistan maçı gibi. Oyundan hiç kopmayan, rakibini sürekli baskı altında tutan, maçın genelini geride götürmesine rağmen oyundan kopmayıp en sonunda kazanan takımımız tek yürek olmuş bir şekilde mücadele etti. Pota altını müthiş savunduk, sadece üçlüklere çare bulamadık. Ama sonunda onlar da üçlükleri kaçırmaya başlayınca hak ettiğimiz bir galibiyet aldık. Bütün takımı isim isim ayırmayacağım. Çünkü bütün takım tek bir oyuncuya dönüp mangal gibi bir yürekle Sırbistan’ı devirdi.
Tribünleri dolduran ve verdiği destekle takıma büyük güç katan seyircileri de unutmamak gerekir. Galibiyete olan inançlarını hiç bir zaman kaybetmediler ve özellikle son bölümde takımı müthiş ateşlediler. Onlara da helal olsun. Bu yürek bizde oldukça Amerika zaferi niye gelmesin?
