Watson!

IBM, dünyanın en büyük bilişim ve teknoloji şirketlerinden. Amerika kökenli küresel bir dev. 1911’de kurulmuş. Türkiye’deki faaliyetleri “Watson Business Machines Türk Limited” adıyla 11 Kasım 1938’de başlamış. Türkiye’de bankacılık ve kamu kurumlarının çoğu IBM sayesinde ilk sistemleriyle tanışmış. 1962’de Türkiye’nin ilk kadın sistem uzmanı Ayla Taşpınar IBM’de çalışmaya başlamış. Teknoloji erkeklerin hakim olduğu bir alan gibi görünmekle birlikte IBM dünyasında kadınların önemli bir yeri var. Virginia (Ginni) Rometty isimli bir kadın CEO tarafından yönetiliyor. Şirketin Türkiye operasyonunda kadın çalışanların oranı yaklaşık yüzde 50. Türkiye Genel Müdürü Defne Tozan. Pazarlama ve İletişim Lideri de Seda Gürkaynak. Çok sayıda başarılı kadın mühendis ve yönetici şirket bünyesinde görev yapıyor. IBM, aynı zamanda hepimizin PC olarak bildiğimiz Personal Computer’lerde standartları belirleyen marka. IBM’in uzun süre efsane olan taşınabilir bilgisayarı Think Pad’i ben de kullanmıştım.

★

Yazımın başlığının neden “Watson” olduğunu ve bu bilgileri neden sıraladığımı söyleyeyim. Dünya çapında 380 bin çalışanı bulunan ve 85 milyar dolarlık ekonomiyi temsil eden şirket kısa süre önce kendisini dönüştürdü, hizmetlerini büyük oranda “yapay zeka” şemsiyesi altında birleştirdi. Günün birinde “Terminator” gibi robotlar kontrolden çıkıp dünyayı ele geçirebilir mi? Ya da ünlü fizikçi Prof. Stephen Hawking’in sözünü ettiği gibi gezegenimizin ötesindeki akıllı varlıklar bizim için tehdit oluşturabilir mi? Aslında bu sorular, daha çok, bilim kurgu sinemasının ilgi alanına giriyor. Oysa düşünen makinalar, sanılanın aksine felaket senaryoları için değil, şu sıralarda insanlığın iyiliği için çalışıyor. IBM bu konuyla ilgili olarak “Cognitive” kavramını kullanıyor. Bu ifadenin henüz Türkçe karşılığı yok ama düşünen ve öğrenen sistemleri, yani yapay zekayı anlatmak için kullanıldığını söyleyebilirim. Watson bir robot değil, akıllı platformun adı. Bu sistem sayesinde 415 milyon diyabet hastası konforlu bir yaşam sürecine kavuşacak. 2.2 milyar hava ölçüm sensörü olası afetlerin önlenmesine yardım edecek, 200 milyon yolcu uçuşlarda daha az türbülansla karşılaşacak, hava trafiği daha etkin yönetilecek. Dünya daha temiz, daha sağlıklı ve güvenli olacak. Müzik yapımcılarından moda tasarımcılarına kadar yaratıcı alanda faaliyet gösterenler çok daha etkileyici işler ortaya koyacak. 156 milyon öğrenci bire bir eğitim olanağına kavuşacak. Heyecan verici değil mi?