Cumartesi Postası "Yandaş da değilim cemaatçi de"

"Yandaş da değilim cemaatçi de"

Paylaş
"Yandaş da değilim cemaatçi de"

2,5 ay boyunca evine uğramadan 42 ili gezmeye hazırlanan Tayfun Talipoğlu ile seyahat öncesinde bir araya geldik

NİLÜFER KAS

nkas@hotmail.com

18 yıl içinde 2 milyon kilometre yol yaparak bir rekora imza atan gazeteci Tayfun Talipoğlu, yeni yol ve seçim hikâyeleri için tekrar yollara düştü. 2,5 ay boyunca evine uğramadan 42 ili gezmeye hazırlanan Tayfun Talipoğlu ile seyahat öncesinde bir araya geldik

Yandaş olup olmadığını, cemaatlere nasıl baktığını, ne kadar para kazandığını, pişmanlıklarını sorduk. Tayfun Talipoğlu iktidara bakışından cemaatlerle ilişkiye, TRT’de yaşadıklarından halkın verdiği mesajlara kadar tartışma yaratacak cevaplar verdi.

Eğitim hayatınızda çok yer gezmişsiniz. Yerleşik yaşayamama alışkanlığınız o günlerden mi kalma?

Çok doğru bir tespit. Ben bunu yıllar sonra fark ettim. Memur çocuğu olarak çok dolaştık, hiç bir yerde uzun süre kalmadık. Biz Karslıyız. Bu, göçebe bir ruhtur. Ben de kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum. Tek kıblem insan. İnsanın olduğu her yer benim vatanım.

Programlarınızda toplam kaç kilometre yol yaptınız?

18 yılda 2 milyon 114 bin kilometre yol yaptım. 1 yılda 51 gün evime uğradım.

Şimdi yeniden yola koyuluyorsunuz. Nerelere gideceksiniz?

42 il gezmek için yola çıkıyorum. Çok kapsamlı bir seçim gezisi yapacağız. Bir ekibin 42 ayrı şehirde, 2,5 ay evine uğramadan gezdiği ilk program olacak. Röportajlar, haftanın değerlendirilmesi, sosyolojik tahliller de yer alacak.

Bu kadar yol yaptığınıza göre Türk insanının ciğerini sizden daha iyi bilen olamaz herhalde.

Kesinlikle. Bu konuda çok iddialıyım. AKP’nin yüzde 47 oy alacağını da biliyordum. Bunu laf olsun diye söylemiyorum.

Bu seçimlerle ilgili tahmininiz ne?

Kararsızları çıkardığımda yüzde 42 AKP, yüzde 29-30 CHP, yüzde 14-15 civarı da MHP görünüyor. Bugün bunu söylüyorum ama seçime daha 2,5 ay var. 2,5 ayda Türkiye’de çok şey değişebilir.

“TRT’de program yaptım yandaş etiketini yedim”

Bir ara yandaşlıkla itham edilmiştiniz. Yandaş mısınız?

Asla değilim. TRT’de program yaptığım için bu etiketi yedim. Diğer medya gruplarında gazetelerde televizyonlarda, gazetelerde çalışınca solcu, devletin televizyonunda çalışınca mı sağcı oluyorum? Bunun mantığını biri bana anlatsın. Demirel’in dediği gibi diğer televizyonlar ‘gel çalış’ demişler de gitmemiş miyiz?

Bitaraf olan gazeteciler bertaraf oluyor. Gazeteci illa bir yere ait mi olmalı?

Ait olmak gerekmiyor. Bu, çalıştığımız televizyon ve gazetelerin politikasıyla ilgili. TRT’de çok özgür programlar yaptım, kimse karışmadı. Ben orada akacak yer buldum ve aktım.

25 yıllık gazetecisiniz. Kendinizle çeliştiğiniz oldu mu?

Hem mesleğimde hem özel yaşamımda oldu. Ben “Paralı eğitime hayır” diyerek Bilkent’e karşı protestoya katılırken şimdi oğlum Bilkent’te okuyor. “Öğrenciyken araba alınmaz” derdim, şimdi oğlum mağdur olmasın diye ona araba aldım. Bence bunlar çelişki. Bu soruyu herkes kendine sorsa ülkede barışı sağlayacağız. ‘Bamteli’nde şunu fark ettim: Yaşam insanı şekillendiriyor.

Bir ara siyaset size yeşil ışık yaktı. Neden olmadı?

Ben siyasete inanmıyorum. Gazetecilikte daha iyi iş yapıyorum. Benim içinde bulunduğum Meclis ‘Milletvekili, trafik polisi tarafından durdurulamaz’ diye yasa çıkarıyorsa, dünyanın en demokratik anayasasını çıkarsa ne yazar? Bunlar demokrat değil, antidemokrattır. Ayrıca; adayları halk değil genel başkan seçiyor. O zaman da milletvekili halka değil, genel başkana karşı sorumlu oluyor. Bu da bana ters geliyor.

“Sınıf atlamak için cemaate ait olmalı”

“Kimse bana marksist diyemez” diyorsunuz. Siz hangi görüşe sahipsiniz?

Marksist olmak zor iştir. Beni eleştirenler “Bu marksist TRT’de ne yapıyor?” diyor. Ben hayatımda hiç marksist olmadım ki! Bu, bir yaşam biçimidir ve Türkiye’de çok az sayıda marksist vardır. Onların yaşam biçimini kendi yaşam biçimimle bağdaştırmadım.

Bir cemaate yakın mısınız? Ya da herhangi bir cemaat sizi kendine yakın buluyor mu?

Önce beslenme, sonra kimlik gelir. Bir şey olmak için bir yere ait olmak gerekiyor. Cemaate yakın olanları bu yüzden suçlamıyorum. Türkiye’de sınıf atlamanın en kolay yolu bir cemaate ait olmak ve sivrilmek. Eğitim falan önemli değil.

Bu işten iyi para kazanıyor musunuz?

Çok para kazanmıyorum ama ilk başladığımda umduğumdan iyi kazanıyordum. Babam, emekli olduktan 3 yıl sonra bile ev borcunu öderken ben 33 yaşında ev sahibi oldum.

100 bin TL maaş aldığınız doğru mu?

Annem Adile Naşit gibi bir kadındı. Anneme “Şu çocuk sınıfını iftiharla geçmiş” dendiğinde kahkaha atarak “Gülelim, başımıza gelsin” diye karşılık verirdi. O hesap... Bunu yazanlar hesap bilmiyor. TRT’de program başına 12 bin 500 TL alıyordum. Ama bu bir ekip işidir. Program başı çok komik bir para kalıyordu bana.

Gazetecilik dışında ne iş yapabilirsiniz?

Çok iyi şarkı söylerim. Çoğundan da iyi söylerim, çünkü sekiz yıllık müzik geçmişim var.

“SPONSOR BABAYIM”

Bir sıralama yapsak, hangisinde kendinizi daha iyi buluyorsunuz? Gazetecilik, babalık, eş?..

Gazetecilikte iyiyim. Sonra babalıkta iyiyim. Babalık dediysem, ben sponsor babayım. Bizler sponsor anne-babalarız.

Evden uzakta başka bir hayatınız var. Buna eşiniz ve oğlunuz ne diyor?

Hepsi alıştı. Sizin geldiğiniz yere sonradan gelen kişiden yol arkadaşı olmaz. Sizi daha ileri götürmesi gerekir. Benim yaşama biçimim de bu. Eşler birbirinin yaşama biçimine saygı duyarsa her türlü beraberlik sürer. Bizi kalıplaşmış ölçüler yoruyor. Genelleme yapılmamalıdır. Her ilişki parmak izi gibidir, kendine özeldir. Her sevda kendi yalanını üretir. Yalansızı da yoktur.

Çok yalan söyler misiniz?

Hayır. Çünkü herkes benim yaşama biçimime saygı duyuyor.

(09.04.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)

4

Haberin Devamı