Mehmet Coşkundeniz Yanlış numara
HABERİ PAYLAŞ

Yanlış numara

Haberin Devamı

Canı sıkıldığı için rastgele mesaj attığı telefondan hayatının aşkının çıkacağını bilmiyordu. Uzak yolları aştılar, aşklarını yaşadılar. Ama gün geldi, kavgalar, sürtüşmeler o mutlu aşkın sonunu getirdi. Şimdi ikisi de başka başka insanlarda mutluluğu arıyorlar.

Yıl 2009. Üniversiteyi yeni kazanmış, Eskişehir'de devlet yurduna yerleşmiştim. Derya adında çok çılgın bir oda arkadaşım vardı. Çılgın derken özgüvenli, güzel, alımlı, eğlenmesini bilen bir arkadaşımdı. Ben ise özgüven konusunda biraz eksiktim. Bu nedenle sadece samimi olduğum insanların yanında eğlenebiliyordum. Birkaç ay geçti, okula ve şehre alışmaya başlamıştım.

Bir gece Derya ile yurtta otururken canımız çok sıkıldı. Telefonla birilerini işletmek istedik. Onun telefonundan rastgele çevirdiğimiz numaralara mesajlar atmaya başladık. Mesajı, sanki bir arkadaşımıza atarmış gibi gönderiyorduk.

Her numaraya aynı mesaj gidiyordu, "Onur selam, nasılsın?" Birkaç numara bize karşılık verdi. Ama sadece bir numara mesajı alır almaz hemen aradı bizi. "Merhaba, ben Onur değilim. Ama Onur yanımda, dilerseniz verebilirim" dedi. Ardından da telefodnu yanındakine verdi. Biz "Yanlış numara deyip kapattık tabii ki.

BULUŞMA KARARI

Sonrasında mesaj göndermeye başladı. 3 erkek arkadaşlarmış. O akşam Ankara'dan Eskişehir'e gelmişler. Ama biz bu söylediklerine inanmıyorduk. Çünkü Eskişehir'de olduğumuzu söylemiştik ve bunu bildiği için kendilerini de Eskişehir'deymiş gibi gösterdiklerini düşünüyorduk. Yaşımız daha 18-19, sohbete devam ediyorduk ama bir yandan da korkuyorduk. Kendimizle ilgili bilgileri yalan yanlış veriyorduk. Öğrencisi olduğumuz üniversitenin adını değil, şehirdeki diğer üniversitenin adını söylüyorduk örneğin. Adımızı da değiştirdik. Ben isim söylemedim ama Derya adını "Ezgi" yaptı. Bu üç kafadarı işlettiğimiz için de okuduğumuz fakültenin işletme fakültesi olduğunu söyledik.

Ben bir süre sonra yatıp uyudum. Derya sohbete devam etmiş ve onlara "Ertesi gün buluşma" sözü vermiş. Sabah kahvaltıda Derya bana, "Öğleden sonra bu üç kişiyle buluşacağız" deyince ben "Kesinlikle olmaz" cevabını verdim. "Derya bu insanları tanımıyoruz, etmiyoruz. Kötü niyetli olabilirler" dedim. Ama Derya'ya güven vermişlerdi. Ciddi meslekleri olan gençlerdi, Derya'ya "Sıkılırsanız 5 dakika sonra kalkarsınız" demişler. Derya sonunda beni iknat etti. Hazırlandık, çıktık. Ben bütün yol boyunca Derya'ya "Geri dönelim ne olur" diye yalvardım. Bir yandan da tuhaf bir heyecan ve merak içindeydim. Derya beni rahatlatmak için "Sana söz, eğer oturmayı istemezsen 5 dakika içinde kalkarız" diyordu.

GERÇEKLERİ SÖYLEDİK

Sonuç olarak buluşma yerine gittik. Eskişehir'de nehir kenarında buluşacaktık. Onlardan biri yeşil atkı takacaktı. Biz de siyah ve kahverengi mont giyeceğimizi söylemiştik. Birbirimizi böyle tanıyacaktık. Biz nehir kenarında epey tur attık ama yeşil atkılı kimse göremedik.

Sonradan öğrendik ki onlar da saklanmış. Yani bizim sahte çıkmamız olasılığı üzerine bir B planı yapmışlar. Biz kimseyi bulamayınca oradaki kafelerden birine oturduk. Derya telefonlarına mesaj yolladı, "Biz şu kafedeyiz, gelin" dedi. Ardından da tuvalete gitti. Tam o sırada geldi bizimkiler.

Meslekleri gereği, takım elbise giymişlerdi, sinek kaydı traşlarını olmuşlardı. Ben yanlarında kendimi ufacık hissediyorduk. İsimlerini söyleyip tokalaşmak için ellerini uzattılar, "Sen de Ezgi olmalısın" dediler. Ben "Hayır ben Ezgi'nin arkadaşıyım" dedim. Henüz isimlerin falan yanlış olduğunun farkında değillerdi.

Zaten çekingenim birde tanımadığım 3 adamla aynı masada oturunca yok olmak istedim utancımdan. Derken Derya geldi, aynı tanışma merasimi bir kez daha yaşandı. Ama Derya gerçek ismini söyledi. Beyler o kadar iyi niyetlilerdi ki, "Ezgi nerede ?" diye sordular.

O anda gerçekler dökülmeye başladı. Söylediğimiz bütün yalanları açık edip, epeyce gülüştük. Sonra tabu oynamaya karar verdik. Oturma düzenine göre kare masada ben ve karşımdaki Emre bir takım olduk. Derya-Onur ve Ahmet de diğer takımı oluşturdular. Müthiş eğlenerek bitirdiğimiz oyunu ben ve Emre kazanmıştık.

ÇOK ETKİLENMİŞTİM

Emre çok enteresan bir çocuktu, bakışlarında, gülüşünde insanı etkileyen bir şeyler vardı. Gerçi üçü de harika insanlardı hoş sohbetlerdi, komiklerdi. Kısacası şansımız yaver gitmişti ve kötü insanlar ya da olaylar ile karşılaşmamıştık. 5 dakika oturup kalkarız dediğimiz yerde, saatlerin nasıl geçtiğini anlamadık.

Bu arada Derya ile Ahmet önceki akşamdan ilk mesajlaşan telefon sahipleri olduğunu belirtmeliyim. Aralarında hafiften bir yakınlaşma olur gibiydi. Oyunlar oynandı, yemekler yendi ve akşam olunca vedalaşıp ayrıldık.

Emre, Ahmet vasıtası ile numaramı istemişti Derya'dan. Her zamanki gibi önce karşı çıksam da sonunda kabul etmiştim. Derken birkaç ay mesajlaştık, zamanın messenger'ından görüntülü konuştuk.

Sonunda yüz yüze bir kez dana görüşmeye karar verdik. 1 mayıs 2010 cumartesi günü buluşacaktık. Tekrar Eskişehir'e gelecekti ve artık sevgili olacağımızın farkındaydık.

HER HAFTA SONU GELDİ

30 Nisan onun doğum günüydü. Bir şeyler organize etmeye karar verdim. Sevdiği şekilde muzlu, çikolatalı pasta yaptırdım, hoşuna gidecek hediyeler aldım ve bir kafe ile konuşup organizasyon yaptım. Emre, Eskişehir'e geldi ve buluştuk. Mükemmel bir gün geçirdik, sürpriz onu gerçekten çok mutlu etmişti.

O gün ilişkimizin ilk adımlarını attık. Sonrasındaki her hafta sonu Eskişehir'e geldi, cumartesi ve pazar bütün günü kafelerde bir şeyler yiyip içerek geçiriyorduk ama mutluyduk. Bir gün bile şikayet etmeden, bir gün bile "Planım var" demeden her hafta sonu aynı şeyleri yaptık. Ben onu zaten çok seviyordum, onunda bana sevgisinden gram şüphem yoktu.

O zamanlar tipik bir ergendim sonuç olarak ve her hareketimi kabul ediyor ve doğruyu, yanlışı sabır ile anlatıyordu bana.

Gel zaman git zaman haliyle tartışmalar başladı. sürekli ayrılıyor, sürekli barışıyorduk. Defalarca ayrıldık, defalarca barıştık. Sonra bir gün oturduk, konuştuk, çok seviyorduk ama yapamıyorduk. Ayrılmaya karar verdik. Çünkü şimdi ayrılmasak ilerde kötü ayrılacaktık muhtemelen.

Biz birbirimizi iyi hatırlamak istiyorduk. Ve öyle de oldu. Biz birbirimizin hayatına girmesi gereken kişilerdik. Rastgele mesaj attığın numarada Onur isminde biri olması, o kişilerin o akşam için Eskişehir'de olması, bizim ikimizin de oraya zorla gitmiş olması gerçekten kaderdi. Ben bu kadere her zaman şükrettim.

Derya, Ahmet ve Onur bize vesile olduğunuz için sizlere sonsuz teşekkürler.

Ve sana gelince Emre...

Şimdi sen evlisin ve çocuğun bile var, benim ise düğünüm yaza. Her zaman mutlu olman için dua ettim, her zaman da edeceğim.

Bana yaşattığın her şey için ve olduğum kişi olmamı sağladığın teşekkür ederim.

Umarım sen de beni, benim seni hatırladığım kadar güzel hatırlarsın daima... Özlem

Sıradaki haber yükleniyor...
holder