Sinemanın en farklı filmleri ALL THAT JAZZ (BÜTÜN O CAZ)Koreograf ve yönetmen Bob Fosse'nin kadın düşkünü ve uyuşturucu bağımlısı üzerinden anlattığı kendi hikayesi oldukça coşkulu bir yaşam ve ölüm tasviri yapıyor. Film en iyi sanat yönetmeni, en iyi kostüm, en iyi kurgu, en iyi müzik dallarında Oscar kazanmıştı. AMADEUS Dahi besteci Wolfgang Amadeus Mozart'ı saray müzisyeni ve en büyük rakibi Salieri'nin gözünden anlatıyor. Milos Forman'ın yönettiği film Tom Hulce'a en iyi erkek oyuncu Oscar'ını kazandırdı. Aynı zamanda yönetmen, film, sanat yönetimi, kostüm, makyaj, ses ve senaryo dallarında da Oscar kazandı. ANNIE HALLWoody Allen'dan unutulmaz bir klasik.New York'lu nevrotik komedyen Alvy Singer ile hayranı Annie Hall arasındaki aşk bugün bile unutulmaz. En iyi film, en iyi yönetmen, en iyi senaryo, en iyi kadın oyunc Oscar'larını almıştı. APOCALYPSE NOW (KIYAMET)Francis Ford Coppola'dan bir izleyenin asla unutamayacağı bir başyapıt. Vietnam savaşının bir kabustan farksız ortamında geçen film altı dalda Oscar kazandı. BABEL (BABİL)Alejandro Gonzales Inarritu'nun tıpkı Paramparça Aşklar ve Köpekler ve 21 Gram gibi kesişen insan hayatlarını anlattığı bir başka film. Fas'ta Amerika'nın Meksika sınırında ve Japonya'da yaşayan insanların aslında o kadar da farklı olmadığını anlatıyor. BRAVEHART (CESUR YÜREK)Mel Gibson'dan bir epik macera. Film, en iyi yönetmen ve film de dahil 5 dalda Oscar ödülü kazandı. BREAKFAST AT TIFFANY'S (TIFFANY'DE KAHVALTI)Blake Edwards'tan bir Truman Capote uyarlaması. Audrey Hepburn'ün bu filmdeki görüntüsünün bir ikon haline geldiğini de hatırlatalım. CASABLANCA (KAZABLANKA)Tüm zamanların en iyi filmleri listelerinden eksik olmayan bir yapım. Michael Curtiz'in yönettiği filmin başrollerinde Ingrid Bergman ile Humphrey Bogart vardı. CINEMA PARADISO (CENNET SİNEMASI)Guiseppe Tornatore'den sinemanın büyüsüne dair unutulmaz bir film. Cennet Sineması en iyi yabancı film Oscar'ıyla ödüllendirilmişti. DEER HUNTER (AVCI)Michael Cimino yönetiminde Robert de Niro ve John Cazale oynuyor. 1960'larda Pennsylvania'da başlayan film. bir çelik fabrikasında çalışan Rus ve Amerikalı bir kaç arkadaşın değişen hayatlarını konu alıyor. LA DOLCE VITA (TATLI HAYAT)Sinemanın büyücüsü Federico Fellini'den unutulmaz bir yapıt. Film Roma'nın yedi tepesinde geçiyor, yedi gün ve yedi geceyi kapsıyor. GEGEN DIE WAND (DUVARA KARŞI)Hamburg'dan İstanbul'a uzanan hikaye yalnızlığın, çaresizliğin çözülmez bir düğüme dönüşmesinin öyküsü. Berlin'de Altın Ayı kazanan film Sibel Kekilli ve Birol Ünel'in oyunculuğuyla da hafızalara kazındı. ETERNAL SUNSHINE OF THE SPOTLESS MIND (SİL BAŞTAN)Bir erkeğin sevdiği kadını unutmamak için onu çocukluk hatıralarının arasına saklamaya çalışması bile Sil Baştan'ın dünyanın en güzel filmlerinden biri olmasına yetiyor. LA FEMME NIKITA (NIKITA)Buc Besson'dan başrollerinde Jean Reno ve Anne Perillaud'nun olduğu bir yapıt. Bir kadının düzene başkaldırarak mahkum edilmesi sonra da düzenin bir parçası olduğu taktirde yeni bir kimlikle hayata dönmesini konu alan film, bir kadının elinde dumanı tüten bir tabancayla göründüğü en etkileyici yapımlardan biri. FIGHT CLUB (DÖVÜŞ KULÜBÜ)David Fincher'ın yönettiği film Chuck Palahniuk'un romanının uyarlaması. Brad Pitt, Edward Norton, Helena Bonham Carter'dan oluşan kadrosu da filmin artılarından. FORREST GUMPAmerikan tarihinin bu yarım akıllı ama yürekli kahramanı sinemaseverlerin hafızasından kolay kolay silinmez. Robert Zemeckis'in yönettiği film Tom Hanks'e erkek oyuncu Oscar'ı kazandırdı. Filmin en iyi yönetmen de dahil 4 Oscar'ı daha var. FULL METAL JACKETStanley Kubrick'in imzasını taşıyan film tüm zamanların en iyi savaş filmlerinden biri olarak tarihe geçti bile. Film; Vietnam savaşında askerleri insanlıktan çıkaran etkilere odaklanıyor. GENTLEMEN PREFER BLONDES(ERKEKLER SARIŞIN SEVER)Sarışın Marilyn Monroe ile esmer Jane Russell'ın başrollerini paylaştığı film Diamonds Are A Gir'l Best Friend şarkısıyla da hafızalara kazındı. Filmin yönetmen koltuğunda Howard Hawks oturuyordu. GLADIATOR (GLADYATÖR)Ridley Scott'tan güç ve onur kelimelerinin özdeşleştiği bir epik film. Konusunun yanısıra kostümleriyle de görsel bir şömen sunuyordu. THE GODFATHER (BABA)Francis Ford Coppola'dan sadece konusuyla değil zihinlere kazınan müziği ve muazzam Sicilya sofralarıyla kültleşen bir film. THE GODFATHER PART 2 (BABA 2)Geçmişle bugün arasındaki gidiş gelişlerin mükemmel oluşturulduğu filmde Corleoneler'in Michael Corleone liderliğinde ABD'in en güçlü ailelerinden birine dönüşmesi anlatılıyor. THE GODFATHER PART 3 (BABA 3)Coppola'nın destansı üçlemesinin son halkası. GONE WITH THE WIND (RÜZGAR GİBİ GEÇTİ)Victor Flemming'in yönettiği film de tüm zamanların en iyi yapımları listelerinden eksik olmayan yapımlardan. Başrollerde Clark Gable ve Vivienne Leigh vardı. THE GOOD THE BAD THE UGLY (İYİ, KÖTÜ, ÇİRKİN)Hollywood'da western filmlere karşı azalan ilgi Sergio Leone'nin yönettiği yapımlarla yeniden canlanmıştı. Clint Eastwood, Lee Van Cleef ve Eli Wallach'ın oyunculuğu kadar Ennio Moricone'nin müziğiyle de hafızalara kazındı. THE GRADUATE (MEZUNİYET)Çekildiği yıllarda büyük yankı uyandıran film olanaksız bir aşk üçgeninde geçiyor. Film, üniversiteden yeni mezun olan bir genç ile babasının iş ortağının karısı arasındaki ilişki üzerine kurulu. JAMES BOND. GOLDFINGER (JAMES BOND. ALTIN PARMAK)Sinema tarihinin en hızlı gişe rekoru kıran filmlerinden biri. THE LORD DF THE RINGS (YÜZÜKLERİN EFENDİSİ)Serinin bütün filmleri, Yüzük Kardeşliği, İki Kule, Kralın Dönüşü; Yüzüklerin Efendisi tutkunlarını sinema salonlarına hapsetti. THE MATRIXHer şey 'gerçek nedir' sorusuyla başlıyor.... Andy ve Lary Wachowski'nin yönettiği film çoktan sinemanın kült filmleri arasına girdi bile. LE MEPRIS (NEFRET)Yeni Dalga'nın kurucusu Jean Luc Godard'dan bir Alberto Moravia uyarlaması. Film, Brigitte Bardot'nun sadece güzel bir kadın değil aynı zamanda iyi bir oyuncu olduğunu göstermesi açısından da önemli. MODERN TIMES (MODERN ZAMANLAR)Charlie Chaplin'in bu filmi vardiyalı çalışma ve bunun sonucunda makineleşme hakkında çarpıcı bir yapıt. Filmin en önemli özelliği ise Chaplin'in bu filmde ilk kez konuşması ve söylediği saçma sapan sözlerle sinemada diyaloğa yer vermenin gereksizliğini göstermeye çalışması. MUHSİN BEYYavuz Turgul'dan Türk sinemasına bir armağan. MULLHOLLAND DRIVE (MULLHOLLAND ÇIKMAZI)Film adını Hollywood'u Vadi'den ayıran ve bir yılan gibi kıvrılarak ilerleyen yoldan alıyor. David Lynch bu filmde Hollywood'a odaklanarak Amerikan halkının bilindik özelliklerini farklı tekniklerle beyazperdeye yansıtıyor.