Giriş
Bir İstanbul klasiği: Kör Agop
Bir İstanbul klasiği: Kör Agop
HABER: UĞUR ALKAPAR TWITTER: @uguralkapar Meyhane meraklılarının çok iyi bildiği bir isim Kör Agop. Kumkapılı bir balıkçı olan Agop İnciyan bir gözü gerçekten kör olduğu için bu ismi almış. Kumkapı'da 16 dükkan değiştirse de 75 yıldır içmeyi sevenlerin müdavimi olduğu, İstanbul'un en ünlü meyhanelerinden biri.
Kör Agop balıktan dönünce her akşam soluğu meyhanede alırmış. Kazancının meyhanelere yetişmeyeceğini görünce, teknesinin yanı başına 1938 yılında kendi meyhanesini açmış.
Buzdolabı olmadığı için küçük bir havuz yapıp içine attığı buzlarla soğutmuş rakısını, balığını. O kadar severmiş ki rakıyı “ölürken, mezarımda ağlamayın, rakı için saz çalın, bir kadeh de toprağıma dökün” diye vasiyet ettiği söylenir.
69 yaşında öldüğünde dükkanını, kendisi gibi meyhaneci olmasın diye Fransa'ya akrabalarının yanına okumaya gönderdiği oğlu Hayko İnciyan çalıştırmaya başlar.
1994 yılında o da ölünce işletmeyi eşi Silva İnciyan ile oğlu Daniel devam ettirir. Yaşar Kemal 'Deniz Küstü' romanında Kör Agop'un sohbete, sıcaklığa ve dostluğa kıymet verdiğini anlatır.
Mekanın müşterileri arasında Müzeyyen Senar ve Zeki Müren bile vardır. Kumkapı'daki Kör Agop hala en güzel mezelerle balıklarla hizmet verirken Daniel İnciyan geçtiğimiz günlerde Asmalımescit'te bir 'Kör Agop' daha açtı.
Mekan yüksek tavanlı, ferah ve Kumkapıdaki'nin aksine çok şık. Ama o şıklık sizi sıkmıyor, bilakis iyi hissettiriyor. Kör Agop'un Yunan şefinin elinden çıkan mezeleri, taze balıkları anlatmaya hiç gerek yok. Gidin yerinde görün ve yiyin.
Kesinlikle pişman olmazsınız. Kör Agop İstanbul'un cevherlerinden. Değerini bilmek, yaşatmak lazım. Ancak esas Daniel İnciyan'ı müsait bir zamanında yakalayıp dedesinin, babaannesinin, babasının anılarını anlattırmanız lazım. Maceraları Fransa'ya kadar uzanan bu ailenin kitabı yazılmalı, filmi çekilmeli. Benin şu küçük anıyı dinleme şansım oldu:
Daniel İnciyan babaannesi Marta Hanım da rakıyı çok severmiş. Kör Agop ve eşi yine çok içilmiş bir gecenin sonunda küçük bir kavga çıkmış. Kör Agop ufak tefek, Marta Hanım boylu poslu.
Marta Hanım oturduğu yerden ayağa kalkarken heybetiyle Kör Agop'u yere düşürmesin mi! Gururu kırılan Kör Agop eve gittiklerinde bu nedenle eşini döver. Ancak Marta Hanım alkolün etkisi nedeniyle ertesi gün dayak yediğini hatırlamaz.
Kör Agop'un anlattığı konu komşudan olayı duyunca kocasına karşısına alıp der ki: “Bak Agop. Şu an içkiyi bırakıyorum. Bir daha ağzıma koymayacağım. Bana elin kalkarsa bu kez hiç unutmam. Ayağını denk al” der ve o günden sonra ne içer ne de dayak yer!
