Yaşam 9 asırdır çürümeyen bedeni görmek yasaklandı!

9 asırdır çürümeyen bedeni görmek yasaklandı!

Paylaş
9 asırdır çürümeyen bedeni görmek yasaklandı!

Kastamonu'da teşhir edilen Aşıklı Sultan'ın 9 asır boyunca çürümeyen bedeni, dinen uygun görülmediği için ziyarete kapatıldı

12. yüzyıl başlarında Kastamonu Kalesi’nin fethi sırasında şehit olan Aşıklı Sultan için yapılan türbedeki çürümemiş bedenin ziyareti vatandaşlara kapatıldı. Honsalar Mahallesi Kümbet Sokak üzerinde yer alan ve türbeye de adını veren Aşıklı Sultan’ın camekan içerisinde çürümeyen bedeninin gösterilmesi, dinen uygun olmadığı gerekçesiyle ziyarete kapatıldı.

Hazreti Pir Şeyh Şabanı Veli Türbesiyle birlikte Kastamonu’nun en çok ziyaret edilen mekanlarının başında gelen Aşıklı Sultan Türbesi, durumu ilginç bulan ziyaretler tarafından çürümeyen bedeni görmek için Türkiye’nin dört bir yanından ziyaret ediliyor. Halk arasında ‘Ayağı Yanık Sultan’ olarak da bilinen Aşıklı Sultan’ın çürümeyen bedeniyle ilgili ilim adamları ise açıklama yapmakta zorlanıyor.

'GELENLERE İBRET OLUYORDU'

Aşıklı Sultan Türbesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Nihat Sofuoğlu, Kastamonu’da en fazla ziyaret edilen türbelerin başında Aşıklı Sultan Türbesi’nin geldiğini söyledi. Sofuoğlu, şehre gelen ziyaretçilerin büyük bir bölümünün türbedeki 9 asırdır çürümemiş bedeni görmek istediklerini belirterek, Kastamonu’nun 17 bin evliyanın geçtiği bir yer olması nedeniyle Evliyalar Şehri olarak da bilindiğini kaydetti.

Türbeye de adını veren Aşıklı Sultan’ın bu kadar çok ziyaret edilir kılan sebebinin bu zatın bedenin çürümemiş olmasının yattığını ifade eden Sofuoğlu, “Gerçekten de camekan içerisinde teşhir edilen ve insanlara ibret olması umulan Aşıklı Sultan’ın aşık kısmı etiyle, kemiğiyle asırlardır durmaktadır. Aşıklı Sultan, Kastamonu’nun fethi için buralara gelen Selçuklu ordusundaki komutanlardan birisidir. 1185-1200 yılları arasında cereyan eden fetih mücadelesi esnasında şehit düşmüş ve şehit olduğu yere defnedilmiştir. Bedeni tam 9 asırdan fazla zamandır hiç çürümeden durmakta ve adeta kendisini ziyarete gelenlere ibret vesikası olmuştur” dedi.

'TABUTU AÇINCA ONU GÖRDÜK'

Dernek Başkanı Nihat Sofuoğlu, “1976 yılından başlayıp 1979 yılına kadar türbede süren restorasyon çalışmaları esnasında kurulan Aşıklı Sultan Türbesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin ilk başkanı rahmetli hacı babam Tevfik Sofuoğlu döneminde başlayan çalışmalarla, dışarıda bulunan bütün müştemilatların istimlakını yaparak buralar temizlendi. 1979 yılında da taş olan iç kısımları ile sandukaların bulunduğu alt kısımlarından hatırı sayılacak şekilde pislikler bulunuyordu. Tabutlarda çok uzun ve yüksekti. Bu yüzden sandukaların hepsini dışarıya çıkartmaya karar verdik. İlk tabutu kaldırdığımız zaman vücudu bozulmadan duran bir zatın olduğunu gördük.

Bu sandukalardan ilkinde Mağribli Mehmet Ağa, ikincisinde de Recül-i Şüheda ve üçüncü sandukada da Aşık Sultan’ın yattığı bilinmektedir. Bu tabutların içerisinde vücutları bozulmadan ama kesinlikle mumya olmadan zatlar yatmaktadır. 4’üncü ve 5’inci tabutlarda kimlerin yattıkları bilinmemekle birlikte tabutların içerisindeki meftunların kemikleri vardır. Tabutları dışarıya mescide alarak, alt kısımlarının temizliğini yaptık, üst kısmının da tıraşlama yapılarak sıvası yapıldı. Sandukaların bulunduğu yerin restorasyonu tamamlandıktan sonra sandukaların içerisinde yatan zatların, mevcut kefenlerini bozmadan üzerini yeniden kefenledik. Saç fırçasıyla dikkatli ve düzgün bir şekilde tahriş yapmadan temizliğinin yapılmasını sağladıktan sonra kefenlerin açık olan kısımlarından sandukanın içerisinde yatan zatların vücutlarının bozulmadan durduğuna bizzat şahit oldum” diye konuştu.

YÜZYILLIK BİR GELENEK

Geçtiğimiz yıl türbede yeni bir dizayna gidildiğini aktaran Sofuoğlu, “Bununla birlikte türbede dizayn bakımından Kastamonu’da en güzel mekanlardan biri haline geldi. Fakat restorasyon çalışmalarının hemen akabinde zatların toprağa defnedilmesi gündeme geldi. Daha öncesinden Aşıklı Sultan’ın yattığı sandukanın ayak kısmında camekan içerisinde zatın çürümeyen ayak kısmı görülebiliniyordu. Fakat ayaklarının görünme kısmının teşhir konumuna geleceği ve dinimize uygun halde toprağa defnedilmesi gündeme geldi. Bunun ise, bir doktorumuzun Facebook'ta yazı yazması üzerine ortaya çıktığını öğrendik. Bunun üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzden, dernek başkanı olarak beni çağırdılar ve bana ‘ne yapmamız’ gerektiği yönünde soru sordular. Aşıklı Sultan, 1116 yılından bu yana bu şekilde geldi. Biz, 1116 yılından bu yana olan bir hadiseyi bugün değiştirmenin yanlış olacağına inanıyoruz" dedi.

'BİLGİSAYAR ORTAMINDA GÖSTERECEĞİZ'

İnanç turizmi açısından Aşıklı Sultan’ın ayağının gösterilmesi gerektiğini söyleyen Vakıflar Bölge Müdürü Yavuz Yücebıyık “Uzak yerlerden Kastamonu’ya gelip insanlar göremeyince tabi hayal kırıklığı oluyor. Çünkü bu yıllardan beri gelen bir alışkanlık olduğu için insanlar, buraya gelirken bunu arzuluyor. Biz de bunu nasıl çözebiliriz diye kendi içimizde düşünüyoruz. En sonunda Kastamonu, ahşap bir şehir olduğu için ahşap ferforje karışımı bir düzenleme yapacağız. Bunun üzerine bir bilgisayar monte etmeyi düşünüyoruz. Bilgisayarda hem diğer ziyaret mekanlarını göstereceğiz hem de Aşıklı Sultan’ın daha önceki görüntülerini anlatan ve ayağının resimlerini gösteren bilgi ve belgelerini bilgisayara yerleştirip insanlara bu şekilde sunmayı düşünüyoruz" dedi.

'ÖLEN BİRİ TEŞHİR EDİLEMEZ'

Kastamonu İl Müftüsü Osman Aydın, Vakıflar Bölge Müdürlüğünün vatandaşlardan gelen şikayet ve istek üzerine kendilerine uzman görüşü sorduğunu belirterek, “Biz de, konuyu Diyanet İşleri Başkanlığına sorduk. Diyanet İşleri Başkanlığımız da, konunun hassasiyeti bakımından fetvaya sordu. Fetva da, ‘Topraktan yaratılan insanın öldüğünde yine toprağa verilmesi İslami bir esastır. Cenazenin kabre defnedilmeyip teşhiri şeklindeki uygulama, İslam’ın cenazelerin defni ile ilgili hükümlerine aykırıdır’ şeklinde görüş bildirdi. Bunun üzerine bizde, Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzü fetvanın verdiği cevabı üst yazıyla bildirdik” dedi.

İHA

Haberin Devamı