Yaşam Emek Sineması'nın ardındaki görkemli hikaye

Emek Sineması'nın ardındaki görkemli hikaye

Paylaş
Emek Sineması'nın ardındaki görkemli hikaye

Emek Sineması'nın yıkılması, başka yere taşınıp yeniden yapılması tartışmaları arasında sapla saman o kadar birbirine karıştı ki, insan şaşırıyor

Haberin Devamı

ŞİRİN SEVER

sirin.sever@posta.com.tr

twitter: @srnsever

Çevremdeki bir sürü insanın da benimle aynı kafa karışıklığını yaşadığını görünce, soluğu mayıs sonunda açılacak binada aldım. Emek yıkılmalı mıydı, neden olduğu yerde korunmadı ve yenilenmedi, aslında neler oldu dinlemek istedim...

Yetkili firmanın temsilcileri ve projenin iletişimini yapan Sibel Asna’nın anlattıkları şaşırtıcıydı çünkü işin perde arkasında bambaşka bir hikâye var ve nedense bunu da çok az kişi biliyor. İlk iş, İstiklal Caddesi üzerindeki Cercle d’Orient (Serkldoryan) binasına giriyoruz. İnşaat tam gaz sürüyor...

Kafamızda baretler, merdivenleri tırmanırken hikayeyi dinliyorum… Hazırsanız sırayla anlatıyorum…

1- Sosyetik kulüp Cercle d’Orient

Haberin Devamı

Cercle d’Orient, 1881 yılında yapılmış eşsiz bir bina. İstanbul’un en zenginlerinden, Beyoğlu sosyetesinin gözdelerinden Ermeni bir sarraf ailesinin oğlu Abraham Paşa tarafından sipariş edilmiş. Binanın mimarı ise İstanbul’a çok önemli yapıtlar kazandıran Osmanlı vatandaşı Alexandre Vallaury. Osmanlı’nın ileri gelenlerini, Avrupalı diplomatları, iş adamlarını, devletin en tepesindeki isimleri üye olarak ağırlayan şaşaalı bir sosyete kulübü.

Bugünkü Soho House dersek, hiç de yanlış olmaz! Zamanla halkın Türkçe’ye uydurarak ‘Serkldoryan’ dediği binada, dönemin en şık mağazaları, en seçkin terzileri yer alıyor; arkasındaki geniş arazide binicilik, tekerlekli paten gibi etkinlikler bile düzenleniyor.

Pera Palas gibi dönemin ilk asansörlerinden biri de bu binada. 1921 yılından itibaren, yükselen sinema modasıyla birlikte binanın arka bahçesine iki sinema salonu açılıyor; Melek ve İpek sinemaları. Bu salonlar, Cercle d’Orient binasının arka cephesini tamamen kaplayan ayrı bir yapı adası olarak inşa ediliyor.

2- Emek bahçedeki ek binada

1940’larda Varlık Vergisi, Cercle d’Orient’ın İstanbul Belediyesi’ne satılmasına neden oluyor. Belediye de zaman içinde binayı Emekli Sandığı’na devrediyor. Emekli Sandığı, Melek sinemasını Emek olarak işletmeyi sürdürüyor.

Cercle d’Orient Çiftehavuzlar’daki yerine taşındıktan sonra, ki artık Büyük Kulüp olarak hizmet veriyor, bu tarihi bina tekstil atölyesi, depo ve arşiv olarak kiralanıyor. Yıllar sonra İpek sinemasının olduğu bölüm ve tarihi binanın büyük bölümü yanıyor. 1983’teki yangın sonrası bu mimari şaheser, izbe bir tinerci yuvası haline geliyor. Haliyle insan merak ediyor: Emek binası için kıyametler koparılırken, neden bu güzelim tarihi bina için kimse sesini çıkarmıyor acaba?

Haberin Devamı

3- Neden restore edilmedi de yıkıldı?

Yıllarca metruk bir bina olarak İstiklal’in göbeğinde duran yapıyı, Özak Holding’in sahibi Ahmet Akbalık Emekli Sandığı’ndan 25 yıllığına kiralıyor. İlk başta başka gruplarla ortaklıklar kuruluyor ancak anlaşmalar ve verilen sözler yerine getirilmeyince (ki kitleleri galeyana getiren açıklamalar o dönem yapılıyor) Ahmet Akbalık hisseleri toplayarak tek başına işe koyuluyor.

Binayı restore ederken; sonradan eklenmiş ve binanın arka tarafını tamamen kapatan Emek Sineması’nın olduğu yapıyı da yıkmak zorunda kalıyorlar. Çünkü Cercle d’Orient’ın arka duvarının orijinal halindeki gibi açılması ve gün ışığı görmesi sağlanmış oluyor.

Haberin Devamı

4- Çok işlevli modern bir salon

Emek Sineması, artık Cercle d’Orient binasının arka bahçesine inşa edilen Grand Pera’nın üst katında. Peki nasıl bir salon olmuş? Yüksek tavanlı, balkonlu, çok şık. İçindeki işlemeler tek tek monte edilmiş. En önemlisi, teknolojik alt yapısı sağlam, akustiği çok iyi. Evet eski Emek değil ama mümkün olduğunca onun ruhuna sadık kalınarak tasarlanan bir salon.

Alt katlarda farklı sinema salonları, dev panellerle genişletilebilen tiyatro salonları var. Tepeden ışık alan fuaye alanı tam galalık. Tinercilerin ve farelerin cirit attığı, rutubet kokan, köhne bir Emek Sineması mı? Hijyen, modern, çağa uygun yeni bir Emek mi? Benim tercihim yeni hali. Açılışla birlikte herkes de kararını verir sanırım.