Kültür - Sanat Rock efsanesi Marianne Faithfull İstanbul'a geliyor
Paylaş
Rock efsanesi Marianne Faithfull İstanbul'a geliyor

Rock efsanesi Marianne Faithfull 13 Ekim 2015'te İstanbul'da CRR sahnesinde...

Dünyaya Avusturyalı bir baronesin kızı olarak gelmiş, henüz 17 yaşındayken Rolling Stones partisinde insanları büyülemiş ve bu partiden üç ay sonra Rolling Stones şarkısı ‘As tears go by’ ile bir daha unutulmamak üzere listelere girmiş, rock dünyasının en büyük divalarından biri...

Haberin Devamı

Rock efsanesi Marianne Faithfull 13 Ekim 2015'te İstanbul'daki CRR sahnesinde... 50. sanat yılını geride bırakan sanatçı 20. albümü 'Give My Love To London' vesilesiyle unutulmaz bir konser vaat ediyor.

Avusturyalı bir baronesin kızı olan Marianne Faithfull’un bu 50 yıla neler sığdırdığını basitçe sıralamak hiç kolay değil:

Rolling Stones ile birlikte yuvarlanan bir taş, boğuk sesli bir kahraman, bir oyuncu, balad okurken punk’a geçebilen bir cambaz, Beat yazarları Allen Ginsberg ve William Burroughs’un dostu, bir ‘femme-fatale’, Kurt Weill-Dylan-Patti Smith-Leadbelly-Tom Waits-Donovan-Lennon-Van Morrison yorumcusu.

“Bütün şarkılarımda hayatımdan bir şeyler vardır" diyor Faithfull, "Mesela ‘She’de bir parça Ingrid Bergman, bir parça Marlene Dietrich, bir parça da Greta Garbo vardır. Çok çok güzel ama ne istediğini söyleyemeyen kadınlar... Bir anlamda kendimi de öyle görüyorum. Cazibe de çok önemli tabii. Cazibe rock’ın merkezidir.”

Haberin Devamı

Give My Love To London isimli albümün iki farklı yüzü var. Birinde şarkıcının, dünyanın içinde bulunduğu duruma karşı artan öfkesi ve karanlık hisleri dinleyiciye yansıyor. Diğer yüzde ise daha içe dönük, daha hayat dolu bir Faithfull...

2013 yılında Los Angeles’da geçirdiği bir kazada kalça kemiğini dört yerinden kıran şarkıcı altı ay boyunca Paris’te iyileşmeyi beklemiş: “Çok berbattı ama bir yandan da hayatımda kesintisiz olarak şarkı yazabildiğim en uzun dönem buydu. Bu bakımdan da iyiydi.”

İşte bu sürecin meyvesi, yeni albüm Give My Love To London ve her zaman olduğu gibi işin içinde göz kamaştıran bir ekibin parmağı var. Kimi sadece bir dokunuşla, kimi sadece bir fikirle, kimisi ise doğrudan işin içinde: Adrian Utley (Portishead), Brian Eno, Ed Harcourt,Warren Ellis & Jim Sclavunos (The Bad Seeds), Nick Cave, Roger Waters, Steve Earle, Tom McRae ve Anna Calvi. Faithfull çağırırsa kim “hayır” diyebilir ki.