Duygu Belbek Anne! Ben geldim...
HABERİ PAYLAŞ

Anne! Ben geldim...

Haberin Devamı

Uzun zaman olmuş, epey uzun zaman…

Ah neler değişti bir bilseniz! Duygularım, harflerim, kelimelerim, cümlelerim yetse anlatmaya size bu değişimi, ne çok isterim, bir bilseniz…

O zaman, başlayalım, yettiği kadar…

Zamanın getirip götürdüklerinden epeyce bahsetmiştim önceleri, ah o güzel aşk, güzel adamı, sevmek çok sevmenin nasıl bir his olduğunu… Kocaman bir aydınlıkla beni sarmalayan aşk, her yeni günde dünyama huzur katıyordu, ne mutlu bana, fazlasıyla mutlu, yaşıyordum.

Sonra, sonra o haber! Canımdan bir parça varmış içimde, kalbim gibi, ciğerim gibi, soluk borum gibi… Nereden bilebilirdim, tüm organlarımdan daha çok ihtiyacımın olduğunu ona… Anladım, sonradan, çok güzel anladım… Bedenimde 2 kalp taşıyor olmak o zamanlar pek bir değişiklik yaşatmadı ruhumda, çok amatördüm, ne olduğunu bilmiyordum. Çok çalıştım, hep çalıştım bu süreçte, 9 ay boyunca çalıştım, değişim yaratmadım hayatımda, her şey olduğu gibiydi. Bilmiyordum sonrasını. Öğrendim.

‘Sakin ol’ dedi doktor, anlamayacaksın. İncecik bir iğne acısı, epidural sezeryeni uygun gördük, biraz erken kavuşmak için itiraf ediyorum, sohbet ettik o kısa süre boyunca çok sevdiğim doktorum Düzgün Korkmaz ile, onlarca kablo bağlıyken bileklerime ‘ah sanırım tansiyonum düştü benim hehe’ diye patavatsızlık bile yapabildim, az kaldı dedi doktor, az… AH!

ÇIĞLIK! İncecik… Dünyanın en güzel sesi… Onca anesteziye rağmen hissetiğim karnımda kocaman bir boşluk ve hemen koşarak kalbime yerleşen bir doluluk! Ah Allahım! Sağlıklı mı? Çok şükür… Aklımdan ilk geçenler… Sonra onun o minicik yüzü, krema kaplı her yeri, bol kremalı Gölge Yaz sen hoş geldin, ah kızım, bir bilsen ne kadar güzel geldin…

Sonrası kızıma kavuşma arzusu… ‘Hadi çabuk dik doktor’… Tüm gece ona baktım, o uyudu ben onu izledim, birçok insan geldi gitti yanıma, hayal meyal, gözümü alamadım ondan, ne tuhaf hala alamıyorum…

Ben anne oldum. Ben. Anne. Annemi daha iyi anlayabilirim artık. Kendimden daha çok sevdiğim bir bedenim var artık. Benim kızım. O çok sevdiğim ‘Yaz’ akşamlarından adını alan, ‘yaz’lar bazen bunaltır, her bunaldığında sığınabileceğim ‘Gölge’m olan… ‘Gölge Yaz’ benim kızım ve ben artık ‘Gölge Yaz’ım…
Sonra duaların yeryüzündeki hali bir hayat. Tam çekirdek aile. Anne, baba, melek bir bebek. Yahu her gün mü güzel olur, evet olur, her sabah aksi uyanır halimi neşeye boğan çocuk, beni bin bir endişeye sürükleyen çocuk, kalbimi esir alan çocuk, gülücükleriyle beni dünyaya inandıran çocuk, benim çocuk, hayalimdeki çocuk… İyi ki geldin! İyi ki…

9 ay sonunda tam buradayım. İşler kaldığı yerden devam ederken ben kaldığım yerden epey yol kat etmiş durumdayım. Huzurum da fazla endişelerim de… Nefesim artık 3 kişilik…

Hayat size sevgili dostlar, hep güzellikler getirsin…

Benim başlangıç hikayemden birkaç cümle bunlar işte…

Devamı, yakın zamanlarda, belirli günlerde değil, ara ara…

Anne Ben geldim...

Gölge Yaz ile tanışmanızı isterim... :)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder