Mehmet Çiftcioğlu Babylon'u ormana taşıyoruz!
HABERİ PAYLAŞ

Babylon'u ormana taşıyoruz!

Baharın gelmesi ile neredeyse her gün yeni bir konser haberi duyuruluyor. Sosyal medyada insanlar hangi konsere gitsek diye kafa patlatırken, etkinlik canavarları sınırlı sayıdaki avantajlı biletlerin peşine düşüyor.

Zaz, Jassie J., Two Door Cinema Club, The Parov Stelar Band derken Red Hot Chili Peppers konserinin açıklanması ile heyecan da tavan yaptı. Bu kadar grubu İstanbul’a getirecek ekibin başında ise Murat Abbas, nam-ı değer Mabbas var.

Mabbas ile hem organizasyon işlerinin zorluklarını hem de sabırsızlıkla beklediğimiz Soundgarden Festivalini konuştuk.

- Soundgarden geçtiğimiz sene Çeşme Aya Yorgi'deydi. Bu sene hem Çeşme'de hem İstanbul'da olacak. İstanbul'a taşınma fikri nasıl oluştu?


Hep Pozitif adını taşıyan festivallerimiz vardı ama Babylon'un kendine ait bir festivali yoktu. Bunu geçen sene Çeşme'deki kendi mekanımızda başlatalım dedik ve çok da güzel geçti. Tabii Teoman'ın enteresan bir zamanlamayla müziği bırakıyor olmasının da bize olumlu bir etkisi oldu. Teoman'ın Türkiye'deki son konserini Soundgarden'da gerçekleştirdik.

- Teoman’ın bu kararından haberiniz yok muydu?

Yok, biz de bilmiyorduk. Hatta şöyle oldu, Soundgarden'dan sonra Berlin'de de bir konseri vardı. İki konseri de iptal etmek istediler. Orada bir ikna süreci yaşadık çünkü az bir zaman kalmıştı festivale. Teoman ikna oldu ve hem Soundgarden hem Berlin konserini yaptı.

O festival başarılı geçince hemen ‘Neden İstanbul’daki Babylon ahalisini de açık bir alanda ağırlamıyoruz?’ fikri ortaya çıktı. Babylon burada 400 kişilik bir külüp gözükmekle birlikte aslında çevresinde bir ahali var. Senede bir kere bile gelen kişi, kendisini Babyloncu olarak tanımlayabiliyor. Onları daha büyük bir alanda, açık havada, bir ormanda ağırlama fikri çok hoşumuza gitti. İstanbul'da ilk kez yapacağımız bir festival olacağı için de Babylon ahalisinin çok sevdiği bir 'Best of' program belirledik. Bunun sonucunda da The Parov Stelar Band, Oi Vai Voi, Caravan Palace, Büyük Ev Ablukada, 123 gibi gruplara sahne verdik.

PARKORMAN’DA MÜZİK, DANS, PİKNİK

- Soundgarden'a gelenleri neler bekliyor? Parkorman için nasıl bir konsept hazırladınız?


Soundgarden'ı sadece bir müzik festivali değil yan etkinliklerin de olduğu bir açık hava pikniğine çevirmeye çalıştık. Swing okulunun dans gösterisi ve workshop çalışması, plak pazarı ve ikinci el kıyafetlerin satıldığı bit pazarı olacak. Gece ise Eurovision şarkı yarışmasının yayınlandığı bir alan hazırladık.

İkinci sahnede akustik performanslar, Babylon'un amiral gemisi Oldies but Goldies partisi ve Clup Bangkok gibi Babylon dünyasını yansıtan çok renkli bir program planlandı.

Bahsettiğim Babylon ahalisi burada barmeninden garsonuna hatta güvenlik görevlisine kadar herkesle etkileşim içerisinde. Bunu bozmadık ve kendi personelimizi Soundgarden’a taşıdık. Tanıdık yüzlerin açık havada buluşacağı bir Babylon organizasyonu hazırlıyoruz.

- Çeşme’deki Soundgarden’da kimler sahne alacak?

Haberin Devamı

İstanbul 'da 26 Mayıs'ta tek günlük bir program olacak ama Çeşme Aya Yorgi’de 30-31 Ağustos'ta iki günlük bir festivalimiz var. Orası zaten bir plaj festivali. Sabah 10'da kapıların açıldığı, insanların plajda vakit geçirdiği, bu sırada DJ'lerin ve grupların sahne aldığı, akşam ise ağırlıklı olarak konserlerin gerçekleştiği bir festival.

Haberin Devamı

Programını daha tamamlamadık ama ilk gün 30 Ağustos'ta Duman ve ertesi gün Oi Va Voi var. Bunlar kesinleşen ilk isimler, önüne ve arkasına başka isimler eklenecek. Yoğun bir şekilde çalışmalarımız devam ediyor.

‘BİR FESTİVAL BİTERKEN DİĞERİNE BAŞLIYORUZ’

- İstanbulluların hangi grupları izleyeceğine karar veren birkaç kişiden birisiniz. Dünyanın peşinde olduğu isimleri Türkiye’ye getirmek için nasıl bir çalışma programınız var?

Bu yaz İstanbul’da izleyeceğiniz grupların çalışmaları 2011’in Ağustos ayında başladı. Bu süreçte Eylül-Kasım arasında yurtdışındaki müzik ajanslarına seyahatlerimiz oluyor. Bu ajanslarda bizim önümüze bir sonraki senenin turne programları konuyor. O programlara göre kendimize bir liste oluşturup kimi, hangi ay getirebileceğimizin analizini yapıyoruz.

Nisan ayındayız ve şimdiden önümüzdeki sezonun yani Eylül ile Aralık ayının arasında bazı günleri doldurmaya başladık bile. Minimum 6 aylık bir ön dönem var. Bir yıl önceden bile irtibata geçtiklerimiz oluyor. Ama genelde 5-6 ay kala program netleşmiş oluyor. Biz bu sezonu kapamayı düşünürken önümüzdeki sezonun ilk üç aylık dönemini şimdiden programlıyoruz.

Mesela temmuzda yaptığınız bir festival için ilk tekliflerinizi ekim ayında göndermiş olmanız lazım. Ama bu işlerin belli olması mart, nisan ayını buluyor. Hatta geçtiğimiz yıl One Love festivalinde bir grubu iki ay önce kesinleştirebildik. Teklifleri yapıyorsunuz ama onun yerine alternatif teklif yapamıyorsunuz. Diğer grup da kabul edebilir teklifinizi. Çok sancılı bir dönem oluyor çünkü yedekte bir başka grup tutma gibi bir şansınız yok. Çok riskleri olan bir kumar aslında. Gerçekleşmesi muhtemel olan bir grup size son dakika gelip tek satırda ‘Üzgünüz bu sene gelemiyoruz’ diyebiliyor.

Haberin Devamı

LANA DEL REY KALBİMİZİ KIRDI

- Son dönemde yaşadınız mı böyle bir kriz?

Bu sene 24 Haziran’da Portishead konseri yapacaktık ve çok da iyi gidiyordu görüşmeler ama olmadı. Geçen sene ağustos ayında Arctic Monkeys konseri yapacaktık. Turne programlarını tamamen ABD’ye kaydırdılar. Bu sene Radiohead’in de gelme ihtimali vardı, olmadı. Geçen sene One Love’da The Strokes sahne alacaktı. Çok fazla isim sayabilirim yani.

Enteresan cevaplar alabiliyorsunuz gruplardan. Lana Del Rey için çok ısrarcıydık. Benim de şahsi takıntım olduğu için baskı ve ısrar da arttı. Ancak tüm dünyadan konser teklifleri yağıyor. En sonunda şöyle bir cevap aldık: ‘Vaktinizi boşa harcamayın. Bu konser olmayacak.’

- Kalp kırıcı bir yanıt olmuş.

Kalp kırıcı ama biz alışığız bu tarz yazışmalara. Ajans yazışmalarında giriş gelişme sonuç için bir zaman yok. Direkt konuya ilişkin talebinizi gönderiyorsunuz. Düşünün ki, sanatçının bağlı olduğu ajansa dünyanın her tarafından sürekli elektronik posta akıyor. O kişinin herkese sevgi sözcükleriyle geri dönmesi imkansız. Dolayısıyla Lana Del Rey’den bu kalp kırıcı mesajı aldık ama peşini bırakmayacağım.

HAFTA İÇİ KONSER HAFTA SONU PARTİ

- Babylon ağırlıklı olarak bağımsız gruplara yer veriyor. Dünyada da inde müzik inanılmaz bir yükselişte. Ajanslarla anlaşma sağlarken bu akımları göz önünde bulunduruyor musunuz?

Babylon ve Pozitif'in yaptığı işlerin karakterleri birbirinden farklı. Pozitif daha geniş kesime hitap eden sanatçıları getirebiliyor. Mesela 26 Haziran'daki Jessie J konseri böyle bir etkinlik.

Babylon'daki çizgimiz ise daha bağımsız. Aslında 3-4 sene önceki Babylon programlarına baktığımızda farklılık var. Son iki seneden beri benim Pozitif'e gelmemle başlayan süreçte, programda kişisel tercihlerim de rol oynamaya başladı. Ayda ortalama 4-5 yabancı grup konser verirken sadece haftaya Errors, Gold Panda gibi dört yabancı grup konser verecek. Üstelik hafta içi günlerde. Mayıs ayı da böyle geçecek. Biraz yerli-yabancı dengesini de değiştirdim. Çünkü insanlar yerli grupları İstanbul'da her mekanda dinleyebiliyor. İnsanlar hafta içini daha çok konserlere ayırıyor hafta sonu ise partilerde eğleniyor.

PLAJ FESTİVALİ GELİYOR

Bu etkinlikleri belirlerken tabii ki Türkiye'deki trendlere bakıyoruz. Ama Türkiye'deki trendler dünyadaki trendlerden farklı değil. Tabii ki Türk müzikseverlerin kendine has özellikleri oluyor. Buraya sık gelen müzisyenlerden sıkılmıyorlar açıkçası. Parov Stelar, Nouvelle Vague gibi isimler ne zaman gelse seyirci buluyor. Onun yanında da bizim ilk defa Türkiye'ye sunmak istediğimiz isimler var. Babylon'un öncülük ve yenilikçilik misyonu gereği de yurtdışında yeni başlayan akımları da buraya taşımayı da istiyoruz. Son iki senedir dans müziğinin biraz indie, biraz R&B ile harmanlanmasından ortaya çıkan bir akım var. Onlara da yer vermek istiyoruz. Elektronik müziğin büyük bir yükselişi var. Bu sene Babylon'da başladığımız dubstep/electronica serisi çok ilgi görüyor.

Pozitif Günler Festivali'nde dört günlük bir serimiz var ve dört gün de birbirine benzemiyor. İlk gün Nouvelle Vague, ikinci gün Jessie J, üçüncü gün Zaz ve dördüncü gün Two Door Cinema Club ile Metronomy var. Dört benzemez aslında.

Indie ve elektronik müziğin yükselişinin en büyük yansıması 30 Haziran'daki Mono Festivali'nde gerçekleşecek. 2007'deki Radar Live festivalinin biraz küçüğü diyebileceğim bir plaj festivali olacak. Ana sahnesinde Indie grupların sahne alacağı, ikinci sahnede elektronik müzik isimlerinin olacağı bir etkinlik. Orada bu yeni akımları ve yeni parlayan isimleri görebileceğiz.

Babylonu ormana taşıyoruz

Sıradaki haber yükleniyor...
holder