Sabanur Kıraç İlişkinizi kendi ellerinizle sabote ettiğinizin 10 işareti
HABERİ PAYLAŞ

İlişkinizi kendi ellerinizle sabote ettiğinizin 10 işareti

Haberin Devamı

Her şey yolundayken, tam da istediğiniz gibi birini bulmuş hep hayalini kurduğunuz ilişkiyi yaşarken her şeyin tepetaklak olduğunu hissettiniz mi hiç? Hak etmeyen insanlara sonsuz sevginizi sunduğunuz ve sonunda karşınıza doğru düzgün biri çıktığında onu bir kalemde harcadığınız oldu mu? Durup dururken arıza çıkardığınız, daha ortada hiçbir sorun yokken “Ya olursa” deyip kendinizi gaza getirdiğiniz ve kendinizi kaybettiğiniz anlar hatırlıyor musunuz? Bu sorulardan herhangi birine evet yanıtını veriyorsanız benim dünyama hoş geldiniz!

Uzmanlar bu duruma “Kendi kendini sabote etmek” diyor. Bu şekilde davrananlar, geçmişte yaşadıkları bazı sorunlardan ya mutluluğu hak etmediklerini düşünerek ya da kalplerinin bir kez daha kırılmasından ölesiye korkarak karşılarına çıkan iyi şeyleri sabote etme eğiliminde oluyor. İşin en vahim tarafı işte işten geçene kadar ne bunu yaptıklarını ne de neden yaptıklarını algılayamıyorlar. Bunun zekayla ya da tecrübeyle alakası yok maalesef. Bu durum herkesin başına gelebilir. Önemli olan çok geç olmadan neler olup bittiğini anlamak ve kendinizle barışmak. Çünkü babamın dediği gibi hayatınızda iyi şeyler olurken sıkıntı yaratmaya devam ederseniz hayat size çok da fazla şans vermeyebilir. Fırsatınız varken bu şansları değerlendirin ki karşınıza çıkacak gerçek kötülükler karşısında daha da güçlü olabilesiniz!

Şimdi size kendi ilişkinizi sabote edip etmediğinizi gösteren 10 işaretten bahsedeceğim. Bu işaretleri iyi okuyun. Ve eğer hayatınızda olduklarını ve bunları kendinizin yarattığını düşünüyorsanız bir adım geri atın ve kendinizi sorgulayın. Geçmişte yaşadıklarınızı ya da gelecekle ilgili kaygılarınızı bir kenara bırakın. Onlarla barışın. Hayatı akışıyla yaşayın. Ne gelecek, ne olacak diye kendinizi hırpalamayın. Çünkü hayatın gerçek anlamı zaten budur, yani başınıza neler geleceğini bilmeden yine de ve inatla yaşamaya devam etmektir!

1- Henüz olmamış şeyler için endişeleniyorsanız
Bundan yaklaşık dört beş ay önce en yakın arkadaşlarımdan biri ziyaretime geldi. O kadar mutsuzdu ki onu bir türlü teselli edemiyordum. Bana çok iyi bir ilişki yaşadığını ama bir türlü mutlu olamadığını söyledi. Çünkü sürekli kötü bir şey olacak, sevgilisi kötü bir şey yapacakmış gibi hissediyordu. Bu arkadaşım 10 yıllık bir ilişkiden aldatılma ve aşağılanmalarla çıkmıştı. Ondan sonra karşısına çıkan adam da onu hiç beklemediği bir anda başka bir kadın için terk etmişti. Artık kimsenin ne sevgisine ne de ilgisine inanamıyordu. Şimdi karşısında doğru düzgün biri olmasına rağmen ondan sürekli kazık yemeyi bekliyordu. Bu da onun mutlu olmasını engelliyordu. Tabii bu mutsuzluk adama da yansıyordu. Siz de daha önce yaşadığınız şeylerin hayatınızda tekerrür edeceğinden korkuyor olabilirsiniz. Ancak bu korkular anı yaşamanızı engellememeli. Ona verdiğim tavsiyeyi kendim tutamadığım zamanlar da oldu. Ama işin özünde bilmeniz ve yapmanız gereken tek şey mutluluk da mutsuzluk da yaşadığımız anın içinde. Gelecekte “Ya öyle olursa” diyerek bu anı kirletmeyin. Eğer bunu yaptığınızı düşünüyorsanız da kendinize sebebini bir sorun...



2- Geçmişte yaşadıklarınızdan yola çıkarak insanları yaftalıyorsanız
Hepimizin geçmişinde kalbimizi kıran, bize haksızlık eden ve bizi yaralayan birileri var. Ne yazık ki bu tecrübeler bizimle hayatımızın sonuna kadar birlikte oluyorlar. En ufak bir benzerlikte kalp beyne “Aman dikkat et yine aynısını yaşayabilirsin” uyarısını veriyor. Bu uyarı gerçekten kötü ve tehlikeli ilişkilerde insanın işine yarıyor ama ne yazık ki kalp aynı uyarıyı iyi ilişkilerde de veriyor. Çünkü bir kez kırılmışlığın hassaslığıyla iyiyle kötüyü ayırt edemiyor ve her yoğurdu üfleyerek yemek istiyor. Bu durumda kalbinizi dinlemeden önce birkaç dakika düşünün. Gerçekten karşınızdaki kişi bir tehdit mi yoksa o tehdidi siz kendi kafanızda mı yaratıyorsunuz? Kimse size kendini kanıtlamak için sonsuza kadar uğraşmayacak. O yüzden karşınızdaki kişiyi pes ettirmeden önce kendinizle yüzleşin!



3- Korkularınızla hareket ediyorsanız
Hayatta pek çok kazık yemiş biri olarak yine de aşka asla küsmedim. Herkese de küsmemesini önerdim. Çünkü korkularımız sadece gerçek potansiyelimizi keşfetmemizi engeller. “Ya kalbim kırılırsa” diyerek kendinizi kapatırsanız gün gelir asla geri kazanamayacağınız bir şeyi “Zaman”ı kaybettiğinizi görürsünüz. Ve işte o zaman en büyük korkunuz olan “yalnızlığınızla” baş başa kalırsınız. Korkularınızla hareket etmeyin, heyecanınızla aksiyon alın. O zaman hata yapsanız bile pişman olmazsınız. “O an öyle hissettim, öyle yaptım” dersiniz. Bu “Keşke deneseydim” demekten çok daha iyidir...



4- Gereksiz kıskançlık yapıyorsanız
Kıskançlık bir ilişkinin en büyük düşmanı. Genelde her kıskançlığın altında insanın karşısındakine değil kendine olan güvensizliği yatar. Kıskançlık krizine girdiğimiz anda genelde kendimizi sonsuz haklı hissederiz. O kriz geçtiğinde kendinizle yüzleşin. Gerçekten ortada bir şey var mıydı? Yoksa “Ya olursa” korkusuyla mı hareket ettiniz. Ya da “Daha önce buna benzer bir şey olmuştu” diyerek karşınızdaki kişiye haksızlık mı ettiniz? Gereksiz kavgalar ve kıskançlıkları bilerek ya da bilmeyerek siz yaratıyorsanız farkında olmadan ilişkinizi sabote ediyorsunuzdur.



5- Kendinizi geri çekiyor, aşık olmaya izin vermiyorsanız
Çok iyi olabilecek bir şeyin içindeyken bile kendinizi bırakamıyor musunuz? Normalde göstereceğiniz sevginin ya da ilginin binde birini bile göstermiyor musunuz? Neden? Muhtemelen korktuğunuzdan. Korkmayın. Korkunun ecele faydası yok. Kendinize mutlu olmak için bir şans verin ve anı yaşayın!



6- Derdinizi anlatmadan anlamasını bekliyorsanız
Geçtiğimiz yıl şu anda Türkiye’nin en büyük markalarından birinin üst düzey yöneticisi olan bir arkadaşım ağlayarak beni aradı. Sevgilisinin onu hiç anlamadığını anlatıyordu. Kızın tüm aşk geçmişini bildiğim için neler yaşadığını ve neler hissettiğini biliyordum. Ama sevgilisi ne ailesiyle ne de eski ilişkileriyle yaşadığı hiçbir şeyi bilmiyordu. Kız yine de ilahi bir şekilde bunları bilmesini ve kendisine ona göre davranmasını bekliyordu adamdan. Siz karşınızdaki kişiye hislerinizi, korkularınızı ya da sorunlarınızı anlatmazsanız ondan da o sorunlara çare olmasını bekleyemezsiniz. Kimse medyum değil. Boşuna iletişimin önemini anlatmıyorum yazılarımda. Önce konuşun, beklentilerinizi anlatın, sonra hala çözüm gelmiyorsa o zaman üzülün. Karşınızdakilerin bilmediği şeylerle ilgili çözüm üretmemelerini kendinize sorun eylemeyin. Kendi kendinizi sabote etmeyin!



7- Ufacık şeylerden büyük anlamlar çıkartıyorsanız
Özellikle ilişkinin en başında her şeyi bir ipucu olarak görmeye çalışırız. Şöyle yaptı demek ki böyle hissediyor, şöyle dedi demek ki böyle biri diye yapıştırırız önyargılarımızı. Ufacık şeylerden büyük anlamlar çıkartmaya pek bir meyilliyizdir. Yaşadığınız şeyler hak ettiğinden fazla anlam yüklemeyin. Hemen gelecekle ilgili çıkarımlarda bulunmayın. Çünkü böyle yaparak anı mahvedersiniz ve belki de muhteşem olabilecek bir ilişkinin ilk günlerde bitmesine neden olursunuz...



8- Mükemmeliyetçilik yapıyorsanız
Kimse mükemmel değildir. Hiçbir ilişki de öyle. Mükemmelin peşinden koşarak gerçekten ve yeterince iyi olan şeyleri harcamayın. Hatalara ya da eksiklere odaklanarak ilişkinizi de kendinizi de sabote etmeyin. Bırakın hatalar ve eksikler olsun ilişkinizde. Önemli olan o hatalarla nasıl başa çıktığınız. Üzerini kapatmadan çözerek ilerleyip ilerleyemediğiniz...



9- Özellikle yanlışı seçiyorsanız
Bazen de bile bile yanlışı seçeriz. Asla olmayacak duaya amin deriz. Sonra da olmadığı için kendi kendimiz yeriz. En büyük sabote budur aslında. Kendimize mutlu olmak için bir şans tanımadan yanlışın peşinde doğruyu ararız. Eğer en başından olmaması gereken bir ilişkinin içindeyseniz karşınıza çıkan zorluklarda kendinizi suçlamayın. Bir an önce doğru olabilecek olana doğru yol alın!



10- Her şeyi karşı taraftan bekliyorsanız
İlişki yan gelip yatma yeri değildir arkadaşlar. Her şeyi karşı tarafta beklerseniz onun adı ilişki olmaz zaten. Emek vermediğiniz ilişkiler bitmeye mahkumdur. Ve bittiğinde “Neden olmadı” demeye hakkınız yoktur. Bir ilişkinin yürümesini istiyorsanız arkanıza yaslanıp nasıl olacağını beklemeyin, siz de bir adım atın. Emek harcayın. Eğer yeterince değer verirseniz muhteşem bir ilişki yaratabilirsiniz belki de.

10

Sıradaki haber yükleniyor...
holder