Duygu Belbek Katil 'ayna'mızda
HABERİ PAYLAŞ

Katil 'ayna'mızda

Haberin Devamı

Bir dünya var. Hani şu çok üzüldüğünüz haksız verilen penaltının dışında bir dünya, tatil beldelerinde çektiğiniz çirkin ayaklarınızın dışında, '@ bilmem nerde', çok eğleniyoruz etiketlerinizin dışında, sevgililerinizin, dostlarınızın, yalanlarınızın dışında bir dünya. O, orada, dünyasında...

Katil uşak mıdır her zaman? Yanlış! Katil tam burada, 'ayna'mızda...

O dünyayı yok eden bizler, en fazla 2 gün sonra unutacağız yaşanılanları, o çocuk, 35 kişinin tecavüzüne uğrayan çocuk, o dünyada, bizden uzak, bizden çok uzak, sancısıyla... Aramızda... Katiller? Aramızda...

Adalet bu muydu? Meşrulaştırmak mi çocuğa edilen tecavüzü? Kız çocuğunuz yok mu sizin? Hadi yok diyelim. Peki vicdanınız? Sormam kabahat...

Kadın olduğum için bu ülkede derin bir utançla yaşatılıyorum. Dünya güzeli 2 kız kardeşim, onlarca kız arkadaşım, büyüklerim, yüzlerce kadın tanıyorum. O Utançlarını sırtında taşıyan, kadınlığı kambur olarak yükleyen ülkemde, bugün varlığımdan utanıyorum. Beyler, yine kararlarda, kadın üzerine verilen her kararda, şuursuzca...

Kaç kere daha kaçıracağız gözlerimizi birbirimizden, kaç kere daha güvenimizi yitireceğiz hukuka, kararlara ve kaç kere daha yanacak yüreğimiz? Yaktıklarınız yetmedi mi?

Siz o kararı verirken, o adamları salıverirken ne büyük bir tehlikeye attınız bizleri belki farketmediniz lakin yaşatılanlar artık fazlasıyla ağır geliyor ve kambur bindiğiniz sırtımızda yükler çoğalıyor, kadın yoruldukça, ağırlaştıkça aslında ülkenin nefesi kesiliyor. Rüzgar tersten esiyor!

Katil kim? Kadın bedenini meşrulaştıran televizyonlar mı, galerilerle çıplaklığı altın kaselerde sunan internet siteleri mi, arka kapak güzeli mi, cinsel ilişkiyi tabulaştıran gelenekler mi, kadına 'meta' anlamı yükleyen erkekler mi, hemcinslerini savunmayan kadınlar mı, sen mi, a- aa yoksa ben mi?

Ölüm sadece bedenin fonksiyonlarının yitirmesi değildir. Ruh ölürse, herşey ölür. En tehlikesi de ruhları ölmüş bir toplumun varlığıdır. Yavaş yavaş, gün gün, ölüyoruz, ölürken öldürüyoruz. Adaletle, istekle, gözümüzü kırpmadan, ölüyoruz. En tehlikeliye doğru, gidiyoruz...

O davanın sonucundan herkes sorumlu aslında. Hepimiz tek tek verdik o kararı. Balık hafızalarımız yok mu bizim, resetleyen kendini hergün, unutkan kafalarımız... 3 gün sonra unutup gideriz belki, neleri unutmadık, uyutulmadık sanki... Peki o kız çocuğunun geleceğinin hesabını kim verebilir? Kesilecek bir hesap kalmamışken, hesap kabarık beyler, lütfen, bu sefer eller cebe...

Unutmamak için... Unutturmamak için...

Orada, o dünyada, acı birşeyler var. O dünyada küçük bir kız var. Bir de elini kolunu sallayarak gezinen o adamlar...

Dünya...


Ölürken ne kolaysında yaşarken ne zorba...


Sakarya'da, haziran ayında ortaya çıkan, aralarında 2 emniyet müdürü ve 18 yaşından küçük öğrencilerinde olduğu 35 kişinin cinsel istismarına uğradığı iddia edilen 14 yaşındaki Ö.Ç.'nin davasının ilk duruşmasında tutuklu yargılanan 19 öğrenci gece geç saatlerde tahliye edildi. Bu kararla dava kapsamında tutuklu sanık kalmadı.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder