Duygu Belbek Kendini bi'şey san'ma'
HABERİ PAYLAŞ

Kendini bi'şey san'ma'

Haberin Devamı

Bir cümle söyle yazının girizgâhı olsun dedim.Kendini bi’şey sanma’ dedi. ‘Olur’ dedim. Başlayalım…

Hani popüler kültürün yer yer yukarıya taşıdığı kelimeler vardır, bir ara ‘megaloman’dık hepimiz, bir ara ‘metroseksüel’, yer yer ‘nihilist’ olduk, kaçamadık ‘melankoli’den… Yeni bir kelime değil bu aralar en çok duyduğum, bunlardan birisi işte, durun hatırlıyorum, neydi? ‘EGO’…

Çok egoist bir insan’la başlayıp, ‘egolarını lego yapıp oynarım’la biten yer yer kahkahalara sebep olan şu hani hepimizin diline pelesenk olmuş kelime ‘ego’…

İnsan bilincinin oluşumu üzerine ruhbilimsel ve toplumsal araştırmalar yapan Sigmund Freud bilinci id, ego ve süperego diye 3’e ayırmış ve demiş ki, ‘id’ içimizdeki doyumsuz hayvan, ‘ego’ id ve doğa arasındaki dengeleyici unsur, 'süperego' ise, vicdandır. Bu tanımlar, bahsettiğimiz kavramların psikoloji ilmi üzerinden en anlaşılır halidir ve aslında sadece bu 3 kelime ile toplumsal yaşama ait sağlam analizler yapılabilinir.

Sahi ‘ben’ olma halini ayrıştırmak ne mühimdir değil mi? Bir yazımda daha bahsetmiştim ‘ben’ olma halinden, ‘bireyselleşmenin yaşam hali’nden…

EGOİST diyorlar birbirlerine, çok egoistsin, ne çok kendindesin, hep kendini düşünüp, kendine aitsin… Bencilsin yahu, ‘kendine’sin.

Aile içerisinde, iş ilişkisinde, sosyal alanlarda, sevgiliyle… ‘ben’ i ‘o’ndan öyle keskin ayırmak gerekiyor ki eğer ki bu ayrışma düzgün bir şekilde yapılamıyorsa sorunlu insan ilişkileri doğuyor, birbirlerine ‘bencilsin’ diye hakaret ettiğini düşünen bir sürü ‘kendine’ yaşayan insanlar…

Halbuki Freud’un da dediği gibi, ‘ego’ doyumsuz hayvan denilen 'id' ile dünya arasındaki tampon bölge değil midir? Yumuşak geçişler yapmak için, ne siyahta ne beyazda olan ortalama bir griyi bize sunması gerekmez mi? Yoksa ego sandığımız şey yavaş yavaş ‘id’e mi dönüşmekte? Doyumsuzluklarımıza biraz daha doyumsuzluk ekleyerek?

Kendini bi’şey sanma’ dedi, ‘değilim zaten’ dedim içimden… Hiçbirimiz çok şeyken aslında hiçbir şey değiliz! Çok bi’şey olduğunu iddia edenlerse aslında daha fazla ‘hiç’liklerinin farkındadır, kendilerine yaşarlarken umarsızca karmakarışık zihinlerinde kaybettikleri renklerini ararlar, işte tam da o yüzden ‘ben’liklerinden kaçıp, ‘ben’cilliklerine sığınıp…

İnsan ne kadar çok kendine kalırsa o kadar kaybeder renklerini, renkler kaybolursa anlam biter, o kadar gri olur ortalık, ego’nun getirdiği bulut gri, insanları göremezsen eğer, insanları duyamazsan, insanları düşünemezsen, ‘İNSAN’ olduğunu unutursun. Yok olmanın dayanılmaz ağırlığı…

Aslında anlatmak istediğim yalnızca buydu.

‘İNSAN’lığı unutmadan yaşamak…

Hala ağlayabilmek, kahkaha atabilmek, koklayabilmek, tadabilmek, sevişebilmek, sinirlenebilmek, acıyabilmek için…

Ben varsam sende varsın ama unutma ki sen varsın diye ben varım…

‘Umut’lu günlere,

Sevgiyle…

>>> KENDİNİ Bİ'ŞEY SANMA ÜZERİNE MELODİLER...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder